İkinci İzmir İktisat Kongresi yeni bir Cumhuriyeti kuramaz
Özgür Hüseyin Akış
Sermaye iktidarının bir sürece yayarak yıktığı Cumhuriyetin yerine yenisini kuramamalarından kaynaklı bugün görülen krizin daha derin olmasının sebebi, kârın dışında hiçbir şeyin öneminin olmadığı gerçeğidir.
Yeni kurulacak olan Cumhuriyetin siyasi ve toplumsal yapısının belirlenmesinin temelini oluşturacak ekonomik modelin arayışının sonucu 100 yıl önce İzmir İktisat kongresiyle belirlenmişti. Küçük işletmelerin fabrikasyon üretim tarzına geçmesinin teşviki yeni Cumhuriyetin hükümeti tarafından yapılacaktı. Kurulacak olan devlet bankaları yeni sermayeye teşvikler oluşturacak, hâlihazırdakileri güçlendirecekti. Yerli sermaye yaratmak yabancı tekellere bulaşmamak bağımsızlık için elzem olarak değerlendiriliyordu. Böylece refahın toplum tarafından paylaşılacağı iddiası, sınıfsız zümresiz toplum gibi yüksek perdeden dillendirilen söylemlerin gerçeği yansıtmadığı, genç Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren yaşanarak deneyimlendi.
Kongrede işçilere sendika hakkı tanınacağı karar altına alınsa da 1925 yılında Cumhuriyete karşı ayaklanan Şeyh Said isyanının ardından çıkarılan Takrir-i Sükun yasasıyla birlikte bütün işçi örgütleri kapatıldı. İzmir’de devlet tarafından kurulan işçi dernekleri de yeteri ilgiyi görmedi. 1938 yılında kabul edilen Cemiyetler kanunu sınıf esaslı örgüt kurmayı yasaklıyordu.
1945 yılında çok partili yaşama geçiş denemesi ile birlikte yine hükümetin işçilere sendika hakkı tanıma vaadi ortaya çıktı. Sermayenin ve kimi iş kollarının İstanbul bölgesinde yoğunlaşması işçilerin temel hakları için yan yana gelmesini zorunlu hale getiriyordu. Kamu ve özel sektör işçileri olarak ayrılan işçi sınıfının sendikal örgütlenmedeki deneyimsizliği ve belirli iş kollarında öncülük edecek öncü işçilerin hükümet tarafından yıllarca uğradığı siyasi ve fiziksel baskılar, 1946’da başlayan sendikacılık deneyimine engel olamamıştır.
İşçi sınıfı, bütün engellemelere karşın sendika ve grev hakkını uzun süren mücadele sonucunda elde etmiştir. İktisat kongresinin amacı işçilerin örgütlü olduğu bir çalışma modelini değil sermayenin çıkarlarını ve kolay yönetilebilir bir çalışma ortamını hazırlama iradesini temsil ediyordu.
Cumhuriyetin iktidar sınıfı sermaye olduğu için, hükümetler de siyasi pozisyonlarını ona göre belirleyip yasaları da o şekil de çıkarttı. Büyüyen sermaye sınıfı artık kabına sığamıyordu. İktisat kongresinde alınan kararlar yetmiyordu. 24 Ocak kararları bu ihtiyacın ve talebin üzerine çıkartıldı. Uygulanabilmesi için ise 12 Eylül darbesine ihtiyaç vardı. Dönemin en büyük sermaye gruplarından biri olan Koç Holding’in yönetim kurulu başkanı Vehbi Koç’un Kenan Evren’e yazdığı teşekkür mektubu, Ocak kararlarının uygulanmasını sağlanması içindi. Kararların mucidi Özal hükümetleri ve sonrasındaki diğer bütün hükümetler bu kararların savunucusu ve uygulayıcısı oldular.
Cumhuriyet tarihinin önemli iki ekonomik dönemeci iktidar olan sermaye sınıfının çıkarları içindi. Hükümetlerin bunun dışında bir strateji belirlemesi, hükümet olmasını engelleyeceği için bunun bir tercihten fazlası olduğunu hatırlatmak gerek.
100 yıl sonra yine İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde gerçekleştirilen kongre, Millet İttifakının iktidara geleceklerinde uygulayacağı ekonomik modeli yansıtıyor. Yani ekonomideki krizin sorumluluğunu iktidara yakın birkaç sermaye grubunun üzerine yıkıp neo-liberalizm karşıtı bir söylem de bulunacaklar.
Sermaye iktidarının bir sürece yayarak yıktığı Cumhuriyetin yerine yenisini kuramamalarından kaynaklı bugün görülen krizin daha derin olmasının sebebi, kârın dışında hiçbir şeyin öneminin olmadığı gerçeğidir. Yine kongreye katılanlar arasında Sovyetler birliği çözüldükten sonra tarihin sonu geldi tespitini yapan Prof. Dr. Francis Fukuyama’nın olması kapitalizmin geleceği en üst noktanın Neo-liberalizm tespiti başka bir değerlendirmeye ve sorgulamaya muhtaç. Yeni bir Cumhuriyete yeni bir sınıf gerek. İşçi sınıfının kuruluşta aktif rol alacağı yeni bir kongreye doğru diyelim.
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi