Ezcümle, muhalefetin istediği o bahar gelmedi. Türkiye kendi normalinde yoluna devam edecek. Bu sonuç karşısında muhalefet partilerinde ciddi değişiklikler olmazsa bir sonraki seçimde (2024 yerel seçimleri) muhalefetin belediye başkan adayları çok zor durumda kalabilir.   Muhalefet yakın tarihin en ağır yenilgisini aldı. Siyasetteki ağırlığı 2018 seviyesine geriledi. Böylelikle 2019 yerel seçiminin tüm kazanımları ortadan kalktı. Seçim sonucunu birkaç noktada değerlendirebiliriz: Öncelikle Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının halkta yeterince güçlü karşılık bulmadığını söyleyebiliriz. Emek ve Özgürlük İttifakının açık desteğine rağmen Millet İttifakının adayı seçimi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaklaşık 5 puan gerisinde tamamladı. Seçim 2. tura kaldı. Ama bu moral bozukluğu ve sonuçlar dikkate alındığında iki hafta sonra yapılacak seçimler formaliteye dönüşecek. Erdoğan Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanıdır. Bu olası sonuç muhalefet liderliğinde ve liderlikle çalışan kadrolarda ciddi bir özeleştiri ve çözülme süreci yaşanmasına yol açabilir. Belki de Millet İttifakının aday belirleme süreci tümüyle yanlıştı. Kılıçdaroğlu dışındaki hiçbir adayın tartışılmasına izin vermeyen ve kazanacak adayın sadece Kılıçdaroğlu olabileceğini söyleyen öngörü çöktü. Bu çöküş aynı zamanda muhalefetin iktidarı değiştirme ve anayasayı yenileme iddiasını anlamsızlaştırmıştır. Kılıçdaroğlu’yla birlikte Cumhurbaşkanı organı için aday olan diğer 5 genel başkan milletvekilliğine aday olmadı. Genel Başkanların meclisteki yokluğu bu partilerin meclis performansı ciddi ölçüde gerileyecektir. CHP meclis seçimlerinde % 25, 4 kadar oy aldı. İyi Parti oyları ise % 9.8 seviyesinde kaldı. Muhalefetin iki büyük partisinin oylarında ciddi bir artış olmadı. Ayrıca CHP oylarının Saadet, Deva, Gelecek ve Demokrat Parti oylarını da içerdiği düşünüldüğünde meclis seçimlerinin Millet İttifakı için ağır bir başarısızlık tablosunu beraberinde getirdiği söylenebilir. Ayrıca meclisin kaybedilmesi 2. tur seçimlerinde başarı şansını imkansız hale getirdi. Meclisi alan Cumhur İttifakı sadece bu nedene dayanarak bile 2. tur seçimlerini çok kolay bir şekilde kazanabilir. Emek ve Özgürlük İttifakında da benzer bir moral bozukluğu var. Çünkü HDP (Yeşiller ve Sol) ve TİP beklenenden az oy aldı. Ayrıca TİP’in ayrı listeyle seçime girmesinin ittifakının daha az milletvekili çıkarmasına yol açtığı görülüyor. TİP gücünü abarttı. HDP’nin tabanıyla olan ilişkisini ise tekrar gözden geçirmesi gerekecek. Seçimin galibi MHP ve Sinan Oğan’dır. Oğan 3. yolun sosyolojik bir ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. MHP oylarını korudu ve hatta artırdı. AKP ve İyi Parti’den bu partiye ciddi oy geçişi olduğu söylenebilir. İmamoğlu ve Yavaş’ın seçim geçesi performanslarının bu iki siyasetçinin halktaki imajına zarar verdiği ise açıkça ortada. Her iki siyasetçi de muhalif  kesimi Anadolu Ajansından gelen sonuçların yanlış olduğuna ikna etmeye çalıştı. Ama sabah itibariyle durumun hiç de öyle olmadığı görüldü. Kılıçdaroğlu seçimi Erdoğan’ın gerisinde tamamladı. “Islak imzalı tutanaklar sisteme girilmiyor, bu nedenle CHP oyları düşük gösteriliyor” söylemi çöktü. Bu çöküş aynı zamanda muhalefete oy vermiş on milyonlarca insanın hayal kırıklığına uğraması ve kendisini kandırılmış gibi hissetmesine yol açacaktır. Ezcümle, muhalefetin istediği o bahar gelmedi. Türkiye kendi normalinde yoluna devam edecek. Bu sonuç karşısında muhalefet partilerinde ciddi değişiklikler olmazsa bir sonraki seçimde (2024 yerel seçimleri) muhalefetin belediye başkan adayları çok zor durumda kalabilir.