Daha gerçekçi önlemlere ve politika setlerine her şeyden önemlisi kararlı ve işini bilen bir yönetime ihtiyaç var. Yoksa içinde birçok çelişki barındıran bu OVP iyi niyet temennilerinden öteye gitmez. 2024-26 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Geçtiğimiz senelerde hazırlanan OVP’ler çok gerçekçi bulunmadığı ve tahminleri çok kısa sürede boşa çıktığı için fazla konuşulmuyordu. Bu yıl heyecanla bekledik, üzerinde konuştuk ve yorumlar yaptık. Sanırım bunun iki nedeni var: İlki yeni ekonomi yönetiminin rasyonele dönme iddiası, ikincisi ise bir ekonomi programı çerçevesi görme arzusuydu. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 16. Maddesi gereğince hazırlanan OVP önümüzdeki üç yıllık döneme ilişkin enflasyon, büyüme, istihdam, cari açık gibi temel ekonomik makro göstergelere yer verir. Bu açıdan kamu ve özel kesim için öngörülebilirliği artıran bir yol haritası. Önce bu kavramı tanımlayalım. Orta Vadeli Program, genellikle bir hükümet veya kuruluş tarafından belirli bir süre boyunca ekonomik, sosyal veya politik hedeflere ulaşmak için hazırlanan bir plan veya strateji. Bu tür programlar, genellikle 3 ila 5 yıl gibi orta vadeli bir dönemi kapsar ve belirli hedeflere ulaşmak için politika önlemleri, bütçe tahminleri ve eylem planları içerir. Orta Vadeli Programlar, ekonomik büyümeyi teşvik etmek, işsizliği azaltmak, enflasyonu kontrol altında tutmak veya sosyal hizmetleri geliştirmek gibi çeşitli amaçlar için kullanılabilir. Her ülke veya kuruluş kendi özgün Orta Vadeli Programlarını oluşturur ve uygular. Peki, bizim OVP bize ne söylüyor? Ülke olarak yüksek enflasyon, cari açık ve bütçe açığına sahibiz. Orta Vadeli Program önümüzdeki 3 yıl içinde ülke olarak büyüyeceğimizi, hem de enflasyonun kontrol altına alınacağını, ilk iki yıl bütçe açığının yüksek gideceğini ama sonra düşeceğini ve işsizliğin azalacağını söylüyor. Kişi başına gelirimiz 15 bin dolar seviyesine çıkacak. Bazılarınızın parayı duyunca bıyık altından gülmeye başladığını görür gibiyim. Bazı şüphecilerde yok canım, hani bunlara göre Cumhuriyetin 100. yılında kişi başına gelir 25 bin dolar olacak, ihracatımızda 500 milyar doları bulacaktı diyordur mutlaka. Ülke ekonomisi için kritik olan enflasyon, cari açık ve bütçe açığı gibi faktörlerin yüksek olması, vatandaşların ve iş dünyasının endişelenmesine neden olabilir. Hükümetin "Orta Vadeli Program" adını verdiği stratejisi, bu sorunları ele almayı ve ülkenin ekonomik durumunu iyileştirmeyi amaçlıyor. Ancak, bu planın gerçekçi ve inandırıcı olup olmadığını değerlendirmek için bazı önemli faktörleri göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Öncelikle, enflasyon kontrolü önemli bir hedeftir ve ekonomik istikrar için gereklidir. Ancak, enflasyonun düşürülmesi, genellikle ekonomik aktiviteyi yavaşlatabilir ve işsizliği artırabilir. Bu nedenle, hükümetin bu hedefe nasıl ulaşmayı planladığını anlamak önemlidir. Merkez bankası politikaları, maliye politikaları ve diğer ekonomik araçların nasıl kullanılacağı gibi ayrıntılara odaklanmalıyız.
Ekonomiyi büyütürken enflasyonu nasıl kontrol altına alacaksınız? Faizleri artırırken devasa bütçe açıkları parasal genişlemeye yol açmayacak mı? Harcama tarafında taşıt alımı dışında hangi tasarruf tedbirleri var, doğrusu ben göremedim.
İkinci olarak, bütçe açığına dikkat etmek gerekiyor. Program, ilk iki yıl boyunca yüksek bir bütçe açığı öngörüyor, ancak sonrasında düşeceğini söylüyor. Bu düşüşü sağlamak için hangi tedbirler alınacak? Vergi gelirlerinin artırılması mı yoksa harcamaların azaltılması mı planlanıyor? Bu soruların yanıtları, programın başarısını değerlendirmek için önemlidir. Üçüncüsü, büyüme hedefleri de göz önüne alınmalıdır. Ekonomik büyüme, işsizliği azaltabilir ve refahı artırabilir. Ancak, büyüme için gerekli olan faktörler nelerdir ve bu faktörlerin gerçekçi bir şekilde sağlanması mümkün müdür? İhracatın artırılması, yatırımın teşvik edilmesi ve rekabetçi bir iş ortamının oluşturulması gibi stratejiler, büyümeyi desteklemek için önemli. Ekonomiyi büyütürken enflasyonu nasıl kontrol altına alacaksınız? Faizleri artırırken devasa bütçe açıkları parasal genişlemeye yol açmayacak mı? Harcama tarafında taşıt alımı dışında hangi tasarruf tedbirleri var, doğrusu ben göremedim. Harcamalar için bir önceliklendirme yapılacak mı? Vergi gelirlerini artırmak için hangi tedbirler alınacak? Adil bir vergi düzeni için vergi reformu düşünülüyor mu? Toplumsal maliyetler nasıl dağıtılacak? Cari açığın finansmanı için ne yapacaksınız? Evet, OVP’de mevcut durum gerçekçi olarak ele alınmış. O gerçek nedir? 22 yıl önce makroekonomik dengeleri düzelmiş bir ekonomi devralan iktidar bu kadar yıl sonra her tarafı dökülen, bütün makroekonomik dengeleri bozulmuş bir ekonomiyi bize hediye etmiş.  Buradan çıkmak elbette kolay değil. Ama daha gerçekçi önlemlere ve politika setlerine her şeyden önemlisi kararlı ve işini bilen bir yönetime ihtiyaç var. Yoksa içinde birçok çelişki barındıran bu OVP iyi niyet temennilerinden öteye gitmez. Bu program biraz da Nasreddin Hoca’nın fıkrası gibi. Hoca, Akşehir Gölü’nün kıyısına oturmuş. Çevresindekiler bir de bakmışlar ki Hoca, çömleğinden çıkardığı kaşık kaşık yoğurdu göle boşaltıp karıştırmıyor mu? Şaşkınlıkla sormuşlar: – Hocam, ne yapıyorsun öyle? – Göle yoğurt çalıyorum! – Göl hiç yoğurt tutar mı? – Ya tutarsa?