Ülkenin iç ve dış finansal gelişmelerinin takip edilmesi ve politika tepkilerinin bütünsel bir bakış açısıyla değerlendirilmesi, enflasyonla mücadelede başarıya ulaşmanın anahtarı olacak. Sıcak bir yaz günü, güneşin acımasızca yakarak dünyayı kavurduğu bir dönemdeyiz. Havanın bunaltıcılığı tüm enerjimizi alırken, geceleyin bile ferahlamak mümkün olmuyor. Uyku akıyor gözlerimden, uyumak istiyorum. Ancak bir türlü uykuya dalamıyorum daldığımda ise hiç de huzurlu değilim. Kâbus görüyorum. Üzerinde enflasyon yazan üç başlı yeşil bir canavar devasa ağızlarından alevler püskürterek bana doğru geliyor. Her başın üzerinde bir yazı var. Birinde maliyet, birinde talep diğerinde bekleyişler yazıyor. Canavardan kaçarken bir duvarın dibinde sıkışıp kalıyorum. Alevler beni nerdeyse sıyırıp geçiyor, cehennem sıcaklığını hissediyorum. Birden korkuyla gözümü açıyorum, ter içindeyim. Kâbuslar beni adeta pençesine almış durumda. Hayatımızın birçok alanında etkisini hissettiğimiz enflasyon, günlük harcamalardan büyük ekonomik kararları etkileyen karanlık bir varlık. Kısır döngüsüyle adeta bir yılan gibi sarmalamış etrafımızı. Her gün, hayatımızı biraz daha zorlaştıran bu ekonomik sıkıntı, sıcak yaz gecelerinde bile rahat uykuya engel oluyor. Belki de kâbuslarımın sebebi, toplumun çeşitli kesimlerinin bu enflasyonla baş etmeye çalışmasıdır. Fiyatlar sürekli yükseliyor, gelirlerimiz yerinde sayıyor veya azalıyor. Temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamak her geçen gün biraz daha güçleşiyor. Bir taraftan umutsuzluğa düşerken, diğer taraftan geleceği düşünmek bile korkutucu geliyor. Ancak belki de bu kâbuslardan uyanmanın vakti gelmiştir.  Enflasyonla mücadele etmek, kolektif bir çabayı gerektirir. Burada Merkez Bankası’na çok önemli bir rol düşüyor. Fiyat istikrarını sağlamak zaten görev olarak ona verilmiş. Dünde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye ERKAN, yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladı. Bu, ekonominin bütün aktörleri ve toplum için çok önemliydi. Hem önümüze nasıl bir yol haritası konacak hem de başkan bu yol haritasını nasıl savunacak diye doğrusu merak ediyordum. Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın yılın üçüncü enflasyon raporunu açıklaması, ülke ekonomisi için önemli bir adım ve belirleyici bir yol haritası sunuyor. Raporda verilen enflasyon tahminleri ve alınacak tedbirler, ekonomik istikrarın sağlanması ve fiyat istikrarına yönelik atılan adımların önemini vurguluyor. Raporun en dikkat çekici noktalarından biri, yılın üçüncü çeyreğinde TÜFE tahmininin yüzde 22,3'ten yüzde 58'e yükseltilmiş olmasıdır. Bu yükseliş, ekonominin enflasyonla mücadele etmekte ne kadar zorlandığını gösteriyor. Yüksek enflasyon, halkın alım gücünü zayıflatır ve ekonomik belirsizliğe neden olur. Bu nedenle, Merkez Bankası'nın para politikalarıyla ve diğer ekonomik araçlarla enflasyonu dizginlemeye yönelik kararlı bir tutum sergilemesi hayati önem taşıyor. Başkan Erkan, enflasyonla mücadelede parasal sıkılaştırma politikalarını vurguladı. Politika faizlerinin artırılması ve mevduat faizlerinin düşürülmesi, ekonominin iç talep koşullarını dengelemeye ve döviz kuru istikrarını desteklemeye yönelik adımlar olarak sunuldu. Ayrıca, seçici kredi sıkılaştırması ve zorunlu karşılık uygulaması gibi tedbirlerin alınacağı belirtilerek, finansal sistemin sağlamlığının korunmasına önem verdiklerinin altını çizdi. İşte tam burada bazı sorular aklıma takıldı?
  1. Yılsonu enflasyon tahmininiz yüzde 58’ken ve temmuz ayında çift haneli bir enflasyon oranıyla karşılaşma olasılığımız varken yüzde 17,5 olan politika faiziniz nasıl bir görev görecek?
  2. Politika faizini kullanma sınırınız var mı? Eğer varsa bu bağımsızlığınıza ve itibarınıza gölge düşürmez mi?
  3. Seçici kredi sıkılaştırmasını para arzını ve talebi kontrol etme yöntemlerinden biri olarak kullanıyorsunuz. Politika faizini istediğiniz gibi kullanamadığınız için yan yollara sapmış olmuyor musunuz?
  4. Mevduat faizleri enflasyonun yükseldiği bir ortamda düşerse TL tutan tasarruf sahiplerini cezalandırmış olmaz mısınız?
Enflasyonun kısa vadede geçici bir yükseliş göstereceği ifadesi, ekonominin geçiş döneminde olduğunu ve tedbirlerin zaman alabileceğini gösteriyor. Raporda verilen 2023, 2024 ve 2025 yılı enflasyon tahminleri, politika tepkilerinin ve ekonomik koşulların birlikte değerlendirildiğini gösteriyor. Bir başka deyişle yerel seçimlerin varlığından dolayı daha sert ve acı tedbirlerin seçim sonrasına saklandığını itiraf ediyor.
Başkan Erkan'ın, siyasi açıklama yapmayacağı vurgusu, bağımsız bir Merkez Bankası'nın gerekliliğini ve güvenilirliğini vurguluyor. Bu söylem, ekonomik kararların politik etkilere değil, objektif verilere dayalı olarak alınacağını anlatıyor.
Başkan Erkan'ın, siyasi açıklama yapmayacağı vurgusu, bağımsız bir Merkez Bankası'nın gerekliliğini ve güvenilirliğini vurguluyor. Bu söylem, ekonomik kararların politik etkilere değil, objektif verilere dayalı olarak alınacağını anlatıyor ama şu ana kadar gördüğümüz uygulama, siyasetin Merkez Bankasına sınırlı bir alan bıraktığı.. Sonuç olarak, Hafize Gaye Erkan'ın enflasyon raporu açıklaması, ekonomik istikrarın ve fiyat istikrarının sağlanması için neler yapacaklarını açıklamasından dolayı önemli. Yüksek enflasyonla mücadelede alınan tedbirlerin, ekonominin dengeli bir şekilde büyümesini desteklemesi ve vatandaşların yaşam standartlarını iyileştirmesi gerekir. Ancak, bu süreçte sabır ve kararlılık göstermek, uzun vadeli başarı için kritik bir öneme sahip. Bunun için karşımıza çıkan yükün adil paylaşılması ve kamuoyu desteği önemli. Ülkenin iç ve dış finansal gelişmelerinin takip edilmesi ve politika tepkilerinin bütünsel bir bakış açısıyla değerlendirilmesi, enflasyonla mücadelede başarıya ulaşmanın anahtarı olacak.