Ülkenin ihracatını artırması ve iç talebi canlandırması için yapısal reformlara ihtiyacı olduğu açıkça görülüyor. Rekabet gücünün artırılması, yerli üretimin teşvik edilmesi ve yüksek katma değerli ürünlere yönelinmesi gibi adımların atılması, Türkiye'nin dış ticaretindeki dengesizlikleri düzeltir. Ülkemiz, hepimizin bildiği gibi çok uzun yıllardır, dış ticaret açığı vermekte. Bu açığı turizm gibi hizmet sektörleri ve dış alem gelirleri kapatamadığı için de cari açık veriyoruz. Bir bakıma Türkiye ekonomisi dışarıdan gelecek kaynağa bağımlı durumda. 2022 yılında 48,8 milyar dolar cari açık verdik.  2023 yılının ilk 8 ayında ise cari açık 43,1 dolar olarak gerçekleşti. Bunun finansmanı kadar, ithalat ile ihracat arasındaki farkın kapanması da önemli. Bu açıdan Eylül ayı dış ticaret rakamları çöldeki serap gibi geldi. Ama dış ticaret verilerine bakınca aklıma Truman Show filmi geldi. "Truman Show" 1998 yapımı bir Amerikan filmi. Film, Truman BURBANK adında bir adamın yaşamını konu alıyor. Truman, kendisine özel bir yaşam sürdüğünü sanarak büyümüştür ancak gerçekte, doğduğundan beri bir televizyon şovunun bir parçasıdır. Film, Truman'ın kendi gerçeğini bulma çabasını ve izole edilmiş dünyasından kaçma isteğini ele alır. Bu süreçte Truman, kendi kimliğini ve özgürlüğünü keşfederken, izleyiciler de Truman'ın gerçek dünyayı keşfetme yolculuğunu merakla izler. "Truman Show" medyanın gücü, bireysel özgürlük ve insan doğasının arayışı gibi derin temaları işler. İşte bu kült filmde olduğu gibi, ben de gerçeği arama ihtiyacı duydum. Dış ticaret açığın azalması iyi bir şey olmalıydı ama bazı rakamlar beni şüpheye düşürdü. Türkiye İstatistik Kurumu ile Ticaret Bakanlığı iş birliğiyle genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Eylül ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre %0,5 azalarak 22 milyar 490 milyon dolar, ithalat %14,6 azalarak 27 milyar 501 milyon dolar olarak gerçekleşti. Eylül ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %47,8 azalarak 9 milyar 607 milyon dolardan, 5 milyar 12 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Eylül ayında %70,2 iken, 2023 Eylül ayında %81,8'e yükseldi. İlk bakışta, dış ticaret açığının azalması olumlu bir tablo olarak görünebilir. Ancak, bu verilerin altında yatan gerçekleri incelediğimizde, Türkiye'nin dış ticaretindeki zorlukların arttığını görebiliriz. İhracatın azalması, ülkenin uluslararası pazardaki rekabet gücünde yaşanan sıkıntıları işaret ediyor. Bu durum, Türk ürünlerinin yabancı pazarlarda talep görmekte zorlandığını ve uluslararası rekabette geriye düşüldüğünü gösteriyor. Diğer yandan, ithalattaki büyük düşüş, iç talepteki zayıflığı ve ekonominin genel durumundaki belirsizliği yansıtıyor. Ne var bunda zaten ekonomi yönetimi, enflasyonun kontrolü için talepte daralmayı arzu ediyor diyebilirsiniz. Ancak ayrıntılara baktığımızda ithalattaki bu denli büyük bir düşüş, ülkenin iç tüketim ve sanayi üretiminde yaşanan daralmayı işaret ediyor gibi. Kaldı ki tüketim malları harcaması geçen yılın aynı ayına göre artmış. Asıl azalması gereken kaleme ilişkin tutar artmış. Eylül 2022’de 25,8 milyar dolar ara malı ithal edilirken, Eylül 2023'de 19,5 milyar dolar ara malı ithal edilmiş. Eylül 2022’de 2,7 milyar dolar tüketim malı ithal edilirken, Eylül 2023'de 3,7 milyar dolar tüketim malı ithal edilmiş. Eylül 2022’de 3,5 milyar dolar sermaye malı ithal edilirken, Eylül 2023'de 4,15 milyar dolar sermaye malı ithal edilmiş. Bizim için burada önemli olan sermaye malları ithalatıyla tüketim malları ithalatı. Yatırımı gösteren sermaye mallarında az bir artış gözlenirken ara mallarının ithalattaki payının düşmesi, ülkenin üretim kapasitesindeki gerilemeyi ve sanayi üretimindeki sıkıntıları gösteriyor. Çünkü Türkiye büyüyebilmek ve üretebilmek için ara malı ithalatına bağımlı. Ara mallarının payındaki düşüş, yerli üretimin yeterince rekabetçi olamadığını ve üretimin daralmaya başladığını işaret ediyor. Tüm bu veriler, Türkiye'nin dış ticaretindeki dengesizlikleri ve ekonomik yapısındaki sorunları gösteriyor. Ülkenin ihracatını artırması ve iç talebi canlandırması için yapısal reformlara ihtiyacı olduğu açıkça görülüyor. Rekabet gücünün artırılması, yerli üretimin teşvik edilmesi ve yüksek katma değerli ürünlere yönelinmesi gibi adımların atılması, Türkiye'nin dış ticaretindeki dengesizlikleri düzeltir. Aksi takdirde, ekonomik belirsizlikler ve zorluklar devam eder.