Amerikan mahkemeleri Andy Warhol vakfı kurulunun tavrını onaylayan kararlar verdiler. Yani Amerikan hukukuna göre sanatçının imzası olmasına karşın sanatçının elinden çıkmamış bir eser/iş otantik değildir. Yazıya şöyle provokatif bir soruyla başlayalım: Türkiye’de atölyesinde asistanlarına resim yaptırıp altına kendi imzasını atan sanatçıların eserleri Amerika’da mahkeme konusu olursa ne gibi sonuçlarla karşılaşırız? 1987 yılında Andy Warhol’un ölümünün ardından vasiyeti üzerine kurulan Andy Warhol Görsel Sanatlar Vakfı, sanatçının eserlerinin gerçekliğini onaylamak üzerine 1995 yılında bir girişimde bulundu ve ‘Andy Warhol Art Authentication Board’ isimli bir kurul oluşturdu. Söz konusu kurul kendilerine yapılan başvuru üzerine Andy Warhol’a ait olduğu iddia edilen eserlerin gerçekten sanatçı tarafından üretilip üretilmediğini tespit ediyordu. 1966 tarihli, on parçadan oluşan ‘Kırmızı Otoportre’ dizisine ait bir resim onaylama kurulunun kararlarının tartışılmasına yol açtı. Resim koleksiyoner Joe Simon-Whelan tarafından 1989 yılında satın alınmış ve yıllar sonra otantikliğinin tespit edilmesi için kurulun görüşüne sunulmuştu. Kurul üyeleri 2002 yılında söz konusu eserin sanatçıya ait olmadığına karar verdi. Kurulun kararı hayli ilginçti zira şöyle bir ifadeyi içeriyordu: “Söz konusu eser (Kırmızı Otoportre) Andy Warhol tarafından imzalanmış, ithaf edilmiş ve tarihlendirilmiş olmasına karşın sanatçıya ait değildir”. Kurulun kararı üzerine eserin arkasına kırmızı, çıkmayan bir mürekkep ile “reddedildi” damgası vuruldu. Bu karar üzerine eserin sahibi Simon-Whelan tanık ifadeleriyle birlikte eserin Andy Warhol’a ait olduğunu iddia ederek bir kez daha kurula başvurdu ama sonuç yine olumsuzdu. Aynı diziden, sanat taciri Anthony d’Offay’e ait başka bir resim de aynı akıbete uğradı. Warhol’un birlikte çalıştığı sanat taciri Bruno Bischofberger tarafından 1969 yılında sanatçının kendisinden satın alınan, bu yüzden ‘Bruno B’ olarak adlandırılan resim 2003 yılında kurul tarafından onaylanmayarak ‘reddedildi’ damgasını yedi. Bu resim de sanatçı tarafından imzalanmış ve alıcısına ithaf edilmişti. Üstelik Rainer Crone tarafından 1970’de yayınlanan ve sanatçının ölümüne dek üç baskı yapan ‘catalog raisonné’nin de kapağında yer alıyordu. Kurulun resimlerin otantikliğini reddetmesinin basit bir nedeni vardı. Evet resimler Andy Warhol tarafından imzalanmıştı ama bu resimleri sanatçının kendisi yapmamıştı. Resimler sanatçının ‘The Factory’ isimli atölyesindeki teknisyenlerin elinden çıkmıştı. Her ne kadar sanatçının imzasını taşısa da Andy Warhol Vakfı’nın kurulu asistanlar tarafından yapılan resimlerin otantik olmadığına karar veriyordu. Kurulun tartışılan kararlarından biri de Warhol’un ‘Brillo Soap Pads Box’ dizisi üzerine oldu. Stockholm’deki Moderna Museet’nin müdürü olan Pontus Hultén, küratörlüğünü yaptığı Pop Art sergisi için 1968 yılında Warhol’un izniyle, hatta sanatçının yolladığı şablonla İsveçli marangozlara 15 tane Brillo kutusu ürettirdi. Hulten’in ifadesiyle sanatçı kendisine 100 tane üretme izni vermişti ama zaman olmadığı için yalnızca 15 tanesi yetiştirilebilmişti.
Büyük paralarla satın alınmış olan eserlerin yıllar sonra Andy Warhol Vakfı’nın kurulu tarafından onaylanmamasıyla değerlerinin büyük oranda düşmesi hukuki bir meseleye dönüştü. Vakfın kurulu birçok kez mahkemeye verildi.
Hulten, sanatçının ölümünden sonra, 1990 yılında, Rusya’daki Pop Art sergisi için Malmö’de 105 tane daha kutu ürettirdi. Küratör Warhol’un kendisine bu izni vermiş olduğunu iddia ediyordu. Bu kutular daha sonra çeşitli koleksiyonerler tarafından satın alındı. Kurul, 2007 yılında Brill kutularını Stockholm ve Malmö başlıklarıyla kategorize etti. 1968’deki sergide yer alan kutular ‘sergiye dair kopyalar’ olarak nitelendirilip doğrulandı. Kopya olarak nitelendirilme, kutuların sahibi olan koleksiyonerler tarafından hoş karşılanmadı. Büyük paralarla satın alınmış olan eserlerin yıllar sonra Andy Warhol Vakfı’nın kurulu tarafından onaylanmamasıyla değerlerinin büyük oranda düşmesi hukuki bir meseleye dönüştü. Vakfın kurulu birçok kez mahkemeye verildi. Amerikan mahkemeleri kurulun tavrını onaylayan kararlar verdiler. Yani Amerikan hukukuna göre sanatçının imzası olmasına karşın sanatçının elinden çıkmamış bir eser/iş otantik değildir. Her ne kadar kurulun bütün kararları mahkemelerce onaylanmış olsa da Andy Warhol Vakfı 2011’de kurulun faaliyetlerine son verdi. Zira vakıf kendisine açılan davalar nedeniyle milyonlarca dolarlık mahkeme masrafının içine girmişti. Aynı sorunu Keith Harring, Jackson Pollock, Pablo Picasso, Jean-Michel Basquiat’nın işlerinin otantikliğini saptamak için faaliyet gösteren kurullar da yaşadılar ve kendilerini lağv etmek zorunda kaldılar. 2014’de Amerikalı senatörlerin getirdiği kanun değişikliği ile kurulların otantiklik kararlarına karşı açılan davalarda mahkemenin kurulu onaylaması hâlinde masrafların şikâyetçiler tarafından karşılanmasına karar verildi. Not: Andy Warhol Vakfı dahilinde faaliyet gösteren otantikliği onaylama kurulunun verdiği kararlara dair polemikler bu linkten okunabilir: https://www.nybooks.com/articles/2010/02/25/the-warhol-foundation-on-trial/