Nazım, karanlık bir dönemin zindanlarında hapsolmayı değil aydınlığa çıkışın yönünü ısrarla gösterdi. Kendisi içerdeyken işçi sınıfının partisi ve sendikası yasaklıydı. Bu koşullarda Türkiye işçi sınıfına selamını gönderdi. Toplumun Nazım sevgisinin farklılık göstermesi geleceğe dair umut arayışının kaçınılmazlığından kaynaklanıyor. Kapitalizm tüm yaş gruplarına, bütün bir ulusa veyahut tüm cinsiyetlere, ülkesinde kalıp mücadele edecek yurt sevgisini değil, onun yerine “kaç kurtul” ilhamını veriyor.  Gelişmiş kapitalist ülkelerdeki ekonomik refahı, uzaktan davulun sesinin güzel gelmesi olarak yorumlarsak yanılmayız. Türkiye’nin son yirmi yılında nefes alma noktalarının tıkanması, seküler hayatın baskı altına alınıp siyasi İslamcı ideolojinin topluma sert müdahalelerde bulunma fikrine meşruluk kazandırmaya yaradı. Nazımın yaşadığı çağda Birinci Dünya Savaşı, Ekim devrimi, Kurtuluş savaşı, İkinci Dünya savaşı gibi bütün dünyayı değiştiren kırılma anlarına tanıklık var. Mücadelesinde ve şiirlerinin merkezinde bu yaşadıklarını tanıklık edercesine aktarmayı değil, yaşamının merkezinde duran eşitlik savunusunu harmanlama uğraşı vardır. Tarafsız bir şair olmak uğraşına hiç girmeden işçi sınıfından ve partisinden bağımsız bir yaşam sürmemiştir. Karanlık bir dönemin zindanlarında hapsolmayı değil aydınlığa çıkışın yönünü ısrarla gösterdi. Kendisi içerdeyken işçi sınıfının partisi ve sendikası yasaklıydı. Bu koşullarda Türkiye işçi sınıfına selamını gönderdi. Gitmek zorunda kaldığında ise memleketine olan büyük özlemini anlattı şiirinde. Memleketim, memleketim, memleketim, Ne kasketim kaldı senin ora işi Ne yollarını taşımış ayakkabım, Son mintanın da sırtımda paralandı çoktan, Şile bezindendi. Sen şimdi yalnız saçımın akında, Enfarktında yüreğimin, Alnımın çizgilerindesin memleketim, Memleketim, Memleketim… Prag, 8 Nisan 1958 Nazım eşitliğin ve özgürlüğün dünyası için verdiği kavgada aşıkta oldu, hasret de çekti. Komünist şairin birçok dile çevrilen şiirleri oldu. Nazım bugün grev yasaklarına karşı greve çıkan metal işçilerinin yanı başındadır. Nazım heyecanıyla, memleket sevdasıyla gençlerin bir omuz mesafesindedir. Umudumuz, sevdamız gelecek güzel günler içindir. En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olandır. En güzel çocuk: Henüz büyümedi. En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz: Henüz söylememiş olduğum sözdür...