TÜİK’in açıklamalarına göre 720 bin mülteci ve kayıt dışı çalışan çocuk işçinin verilerde olmaması nedeniyle gerçek sayının iki milyona yakın olduğu tahmin ediliyor. Yine çırak ve stajyerlerin bu verilerde olmaması sayının doğruluğunun olmadığının kanıtı. Çocuk işçiliği burjuva devrimleriyle birlikte ortaya çıkıyor. Çocuk işçiliğinin ilk ortaya çıktığı ülke İngiltere. “İngiltere’de 18. yüzyıl sonu itibariyle 6 ila 16 yaş arası çocuklar ev ve aile işleri yerine evden uzak tekstil fabrikalarında ve madenlerde çalışmaya başlamışlardı. 19. yüzyılın başlarında İngiltere’de çalışmaya başlama yaşı, kırda ve kentte farklılaşıyordu. Kırda işler daha sınırlı olduğu için ortalama 11,5 yaşında işe başlanırken sanayinin olduğu bölgelerde işe başlama yaşı ortalama 8,5’a kadar iniyordu.” Bu durum karşısında Parlamento çıkarttığı mevzuatla çocuk işçiliğini sona erdiren değil aksine çocuk işliğini düzenleyici bir mevzuat çıkartıyordu. İngiltere’de çocuk işçiliği üzerinden yürütülen kampanyalar iki mevzuatın çıkmasını sağlayıp 9 yaş altındaki çocukların çalışmasını yasaklarken 9 ile 13 yaş arası çocukların çalışma saatlerine sınırlama getiriliyordu. ABD’de ise 10 yaş ile 14 yaş arası çocuklar çiftliklerde ev hizmetlerinde çalışıyordu. 1861 İç Savaş’ı sonrasında çocuk işçiliği yaygınlaşmış, toplam çalışanların yüzde 18’i çocuklardan oluşmaya başlamıştı. “ARANIYOR! 120 kız ve oğlan!” ABD İç Savaşı sırasında cephedeki askerlerin çadırlarını üretmek için bir tekstil fabrikasının günde 9 saat çalışacak çocuklar için iş ilanı (Kaynak: Portland Press Herald, 1861) Çocuk işliğine karşı oluşan tepki ve çıkarılan yasalara karşı direnci çiftlik sahipleri ve kiliseler gösteriyordu” Massachusetts’te 1836 ve 1858 yasalarına göre 12 yaş altındaki çocukların çalışma süresi 10 saat ile sınırlandırılmıştır. Marx, bu sürenin 17. yüzyıl İngiltere’sinde “Gücü kuvveti yerine zanaatçılar, gürbüz işçiler, atletik demirciler” için olağan bir iş günü olduğunu belirtmektedir. Keza, 1833 yasasının 13-18 yaşındaki çocuklar için günlük çalışma süresini indirdiği 12 saat, 1770’de İngiltere’de bir köle ticareti yanlısının işçilerin işyerine kapatıldığı bir “ideal işyeri” için belirlediği çalışma süresiyle aynıdır.”
Liberal reformcular çocuk işçiliğinin sebebinin aileler olduğu iddiasıyla hareket edip düzeltici adımların atılmasını istemektedirler. Bu sebeple kapitalizmde çocuk işçiliği yaş ve çalışma saatleri üzerinden uzunca zaman tartışıldı.
Üretimde makineleşme arttıkça çocuklar ve kadınlar üretimde daha fazla yer almaya başladı ve ucuz iş gücünün yanı sıra işçi sınıfının en uysal kesimi yaratıldı. Çocuk işçiliğini sadece ebeveynlerin tercihine bağlı olarak değerlendirmek üretim sürecinin azami kâr odaklı yapıldığı gerçeğinin üstünü örtülmesine neden oluyor. Toplumsal kuruluşun oluşmasında alt yapıyı oluşturan ekonomik temelin yani üretim ilişkilerinin üst yapıyı belirlediği hukuk, din, ahlak vb. gibi başlıklar yukarıdaki temelin dışında değerlendirilemez. EBEVEYN: "Hayır efendim, onları işe göndermemin nedeni açgözlülük değil mecburiyet. Fakat sırf bencillikten bile bunu yapsaydım, ebeveynleri canavardan beter yaratıklara dönüştüren toplumsal koşulların yaratıcısı bir Cumhuriyet’ten ne beklersiniz? (Kaynak: Bengough, John Wilson. The Public 6, 16 Mayıs 1903) ”Marx’ın I. Enternasyonal olarak bilinen Uluslararası İşçiler Birliği’nin ilk kongresine 1866’da önerdiği ve kabul edilen hedefler arasında, çocuk haklarının toplum tarafından güvence altına alınması ve ne ebeveynlerin ne patronların eğitim kapsamı dışında çocuk işçiliği kullanmasına izin verilmemesi yer almaktadır.” Liberal Reformcular çocuk işçiliğini her iki ülkede de kabul etmekte bu durumun suçlusunun aileler olduğu iddiasıyla hareket edip düzeltici adımların atılmasını istemektedirler. Bu sebeple kapitalizmde çocuk işçiliği yaş ve çalışma saatleri üzerinden uzunca zaman tartışıldı. Çocuk işçiliği ile ilgili 20. Yüzyıla damga vuran en keskin çözümü, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kuruluş programında yer alan ve uygulanan şu madde getiriyor: ”16 yaş altı için çalışma yasağı konan Program’da 16 yaşına kadar verilecek parasız ve zorunlu eğitim kapsamında “mesleki eğitim” yerine “politeknik eğitim” hedefi belirlenmiştir; 16-18 yaş arası için 6 saat mesai yerine 16-20 yaş için 4 saat mesai sınırı konmuştur. Bu hedeflerle gerçekleşen Ekim Devrimi’nin ürünü Sovyet ülkesi, kendi topraklarında çocukları bir sömürü nesnesi olmaktan kurtarmanın mümkün olduğunu göstermiş, kapitalizmin çocuk işçiliğini kaçınılmaz kılan kısır döngüsünün kırılabileceği gerçeğini uluslararası mücadele alanına taşımıştır.” 1919 yılında kurulan ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü) Sovyetler birliğinin etkisiyle çalışma yaşının 15 yaş altına düşmemesi konusunda ısrarcı oldu. Gelişmiş kapitalist ülkeler yaşın esnemesinde ısrarcı davrandılar. Sovyetler birliğinin çözülüşünden sonra çocuk işçiliği ile mücadele de katı tutum sergileyen ve sonlandırılmasını savunan kurumların geriye gidişinden ILO’da nasibini almıştır. Çocuk işçiliğinin en kötü biçimiyle mücadeleye varan bir geriye gidiş işte çocukların fuhşa sürüklenmesi, zorla çalıştırılma, tehlikeli işlerde çalıştırılma gibi bir alana daraltılmıştır. Türkiye’de çocuk işçiliği mücadele de ILO ile hareket etmekte. Çocuk işçiliği ile mücadele politikası, çocuk işçiliğinin “en kötü biçimleri” ile mücadeleye indirgenmiştir. “Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı’na (2017-2023) göre “en kötü biçimler”, sokakta çalışma, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ağır ve tehlikeli işlerde çalışma, aile işleri dışında ücret karşılığı gezici ve mevsimlik işlerde çalışma ile sınırlandırılmıştır.” TÜİK’in açıklamalarına göre 720 bin mülteci ve kayıt dışı çalışan çocuk işçinin verilerde olmaması nedeniyle gerçek sayının iki milyona yakın olduğu tahmin ediliyor. Yine çırak ve stajyerlerin bu verilerde olmaması sayının doğruluğunun olmadığının kanıtı. Çocuk işçiliğinin sona erdirilmesi için hazırlanacak eylem planında sosyalist devletlerin programlarının incelenerek bir sonuca varılması yararlı olacaktır. Alıntılar: Bilim ve Aydınlanma Akademisinin “Çocuk işçiliği ile Mücadele” başlığın da yaptığı rapordandır. https://bilimveaydinlanma.org/tag/rapor/