Tüm dünyada emtia fiyatları düşüyor olmasına rağmen depremin etkisiyle Türkiye’de fiyatlar artmaya başlayacak. Bunun üzerine bir de kur riskini koyarsanız enflasyonda ciddi sapmalar yaşayacağımız aşikâr.
Dünyada gündem: Deprem faciası yüzünden dünya haberlerini iki haftadır es geçiyoruz. Müsaadenizle biraz anlatmaya çalışayım.
ABD faiz beklentileri piyasada güncelleniyor: Bunun nedeni de ABD'den gelen güçlü istihdam raporu ve FED'in şahince söylemleri. İşsizliğin ABD de 1969'dan bu yana en düşük seviye olan %3,4'e düştüğünü gösterdiğinden, daha agresif bir FED üzerine tahminler sertleşti. Bir önceki hafta FED Başkanı Jerome Powell'ın güvercinvari konuşması piyasaları biraz sakinleştirmişti ama sonrasında ve geçen hafta şahinvari veriler ve söylemler öne çıktı.
Geçen hafta bir FED başkanı FED'in 24 Şubat toplantısında 50 baz puanlık bir artış için "zorlayıcı bir ekonomik durum" gördüğünü söyledi. ABD'li tüccarlar, haziran ayına kadar sürecek olan FED artışlarını fiyatlamaya başlıyor. Geçen ay FED faizinin %4,75 seviyesinde son bulacağına inanlar %99 seviyesindeyken geçen hafta bu oran %80 altına gevşedi.
Geçen hafta iki FED yetkilisi daha, politika yapıcıların ekonomik koşullar izin verirse ileriye dönük daha büyük faiz artışlarına açık olmaları gerektiğini söyledi. Bazı finansal kurumlar da geçen hafta içi yaptıkları açıklamalarla FED'den bekledikleri faiz artırım sayısını yukarı yönde güncellediler. Bu gelişmeler 2023 sonuna kadar faiz artırımın devam edeceği endişesini artırdı.
Avrupa Birliği faiz beklentileri de güncelleniyor: Avrupa Merkez Bankacıları, politika toplantısı öncesinde şahin söylemlerini sürdürdü. Euro bölgesi reel politika faiz oranlarının negatifte kaldığını ve pozitif olabilmesi için daha fazla yükseltilmesi gerektiği söyleniyor. ECB başkanı, Avrupa Merkez Bankası'nın önümüzdeki ay borçlanma maliyetlerini 50 baz puan daha artırmayı planladığını yineledi.
Bu gelişmeler doların tüm paralar karşısında değerlenmesine yol açtı. Ürünlere etkilerini yazımın “piyasa” bölümünde ayrıntılı anlatacağım. Kısaca şunu söyleyebilirim. Aylardır söylediğim gibi veriler ve söylemler piyasayı dalgalandırmaya devam edecek. Dolar, majör paralar karşında bir yükselip bir düşecek. Ama hem FED hem ECB faiz artırırken hisse senedi, kripto paralar, kıymetli madenler yükselecek diye çok fazla hayale kapılmamak gerek diye düşünüyorum. Mart ayında FED ve ECB toplantıları dalgalanma yaratmaya devam edecektir. Çok ısrarcı değil, sakin olmanızı öneririm.
Türkiye’de gündem: Facianın yürek yakan haberleri ve görüntüleri yavaş yavaş yerini finansal rakamlara bırakacaktır. Geçen hafta “seçimin ertelenmesi” söylemleri ile çalkalandık. Seçimlerin ertelenmesi mümkün mü? Finansal veriler altında incelemeye çalıştım.
Oldukça çok hukukçu görüşü okudum. Hemen hepsi seçimlerin ertelenmesini imkânsız görüyor. Zaten anayasa maddesi çok net.” Seçimler savaş halinde ve meclis kararı ile bir yıl ötelenebilir.” Çok net, kesin. Erdoğan’ın ikinci adaylığı mı, üçüncü adaylığı mı gibi sündürmeye müsait değil. Seçimlerin ertelenmesi çok net Anayasa’ya aykırı. Seçimi ertelemek kıyısından köşesinden tırtıklamak değil, Anayasa’yı direk parçalamak demek. Türkiye Cumhuriyeti’nin kadim geçmişi var ise buna izin veremez.
Diğer yandan AKP yönetimin de seçimin ertelenmesini isteyeceğini hiç sanmıyorum. Ben 2022 Haziran ayından başlayarak “AKP yönetiminin biraz öngörüsü var ise 2022 Ekim’inde erken seçime gider” diye defalarca yazdım. Hem Başkanlık hem meclis çoğunluğu için %50 şansları vardı. Gelirlere üst üste yapılan zamlarla vatandaşın satın alma gücü artmıştı. Dolar bir şekilde 18 lira zirvesinin altında kalacaktı. Enflasyon göreceli olarak düşüyordu. Ciddi borçlanmayla ve devletin bedava kredi desteği ile ekonomik büyüme vardı. Basiretleri bağlandı resmen ve erken seçime gitmediler.
AKP iktidarının zaferle çıktığı seçimlere bakın lütfen. Türkiye hep %5,5 ve üstü büyümüş. 2014 yılı ekonomik büyümesi %5,2 de olmasına rağmen 2015 seçimlerinde AKP ciddi oy kaybına uğramış ve hükümet olamamıştı. Seçimlerin tekrarına karar verildi. İktidarsız kalma endişesi ve üst üste patlayan bombalar vatandaşa eski günleri hatırlattı. MHP ve HDP’den kopan seçmen AKP’yi yeniden iktidara taşıdı. 2018 yılında ekonomi %2,8 büyüdü. 2019 yerel seçimlerinde AKP iktidarı ilk kez açık yenilgi yaşadı.
2023 yılında uluslararası tahminler Türkiye’nin %3 civarı büyüyeceğini öngörüyordu. Deprem tüm bu tahminleri düşürecektir. 1999 yılında, 1998 Rusya krizinin yarattığı etki ile Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde ciddi daralmıştı. İkinci çeyreğinde büyümeye başlamıştı ki Gölcük depremi ülkeyi darmadağın etti ve 1999 yılı ciddi daralma ile bitti.
Türkiye 2022 yılının son çeyreği büyüme tahmini %3,5 civarı. Zaten yılın geçmişine göre bir daralma söz konusuydu. Üzerine deprem faciası 2023 yılını sert etkileyecektir. 2023 yılını daralma olmasa bile %1 civarı bir büyüme ile bitireceğiz gibi görülüyor. AKP iktidarını temelden sarsar bu durum. Üstelik dövizi daha fazla tutamazlar. Dolardaki hedefim 21-22 lira arası ama, ülkede döviz kıt değil, yok.
İki haftadır doların tüm paralar karşısında değer kazanmasının etkisi ile yükseldi. Henüz Türkiye’nin özeli bir hareket yok. Ancak teknik, zıplamaya çok fazla zaman kalmadı diyor.
En ufak bir sendeleme büyük bir paniğe yol açabilir. Bu durumda doları bir anda 30 lira üstünde görebiliriz. Zaten uluslararası kurumlar 36 lira tahminlerini dillendirmeye başladılar. Tüm dünyada emtia fiyatları düşüyor olmasına rağmen depremin etkisiyle Türkiye’de fiyatlar artmaya başlayacak. Bunun üzerine bir de kur riskini koyarsanız enflasyonda ciddi sapmalar yaşayacağımız aşikâr.
Kısa vadeli dış borç 190 milyar dolar. Depremin tahmin edilen olumsuz etkisi 90 milyar dolar. Geçen seneyi 110 milyar dolar dış ticaret açığı ile kapadık. Bu sene de çok farklı bir rakam göremeyeceğimiz anlaşılıyor. Merkez Bankası kasası 50 milyar dolar eksi de. Kredi ve borçlanma ile tüketim yaratıp inşaat ve ucuz ihracat ile ekonomiyi daha fazla ayakta tutamazlar. Aylardır yazıyorum. “Türkiye uçurumdan düşeli çok oldu. Kol, bacak kırık zeminde yatıyoruz. Acı kesici ve serumla acıyı tam hissedemiyoruz.” Deprem ile birlikte üstümüze bir de koca bir kaya yuvarlandı.
DOLAR/TÜRK LİRASI: İki haftadır doların tüm paralar karşısında değer kazanmasının etkisi ile yükseldi. Henüz Türkiye’nin özeli bir hareket yok. Ancak teknik, zıplamaya çok fazla zaman kalmadı diyor. Hedef, iki ay içinde 21,5 – 22 lira arası. Buralar panik fiyatlaması değil. Normal teknik hareket. Bir kez daha yazayım.
BİST100: ABD ve Avrupa borsaları desteklerinde dayanıyor. Majör merkez bankalarının faiz artışı güncellemelerine henüz tepki vermemiş görünüyor. Bu borsalarda takip edilmeli. Bist, iktidarın aldığı geçen hafta aldığı tedbirlerle düşüşüne son verip yukarı yaptı. Ben borsada çok ısrarcı olmamanızı öneririm. Bu hafta direnç 5350 puan civarı. Ama 4700 puan altına gelmemeli. Yoksa 4000 ve 3700 puan bir anda hedefe girer. Yabancı yok, hacim yok. Aylardır bu durumun yukarı ve aşağı kopmaları olağan hale getirdiğini paylaşıyorum.
ALTIN/ONS: “Geçen hafta 1872 doların üstüne atamazsa 1825 dolar kesin” tahmininde bulunmuştum. 1818 doları görüp haftalık kapanışı 1837 dolardan yaptı. Israrla söylemeye devam edeceğim. Majör merkez bankaları faiz artırdıkça altında yüksek tepeler beklemeyin. Orta vadeli düşüş trendinde.
ABD ve Avrupa borsaları desteklerinde dayanıyor. Majör merkez bankalarının faiz artışı güncellemelerine henüz tepki vermemiş görünüyor. Bu borsalarda takip edilmeli. Bist, iktidarın aldığı geçen hafta aldığı tedbirlerle düşüşüne son verip yukarı yaptı.
Bu trendin bozulması için mart ayında 1940 dolar üstü kapanış yapmalı mesela ama ben zannetmiyorum. Mart ayı zirvesi 1940 dolar yani. Kıramazsa ağustos ayına kadar her ay kademe kademe zirve 1890 dolara iner. Umarım anlatabiliyorumdur. Para kazanmak mümkün mü? Mümkün. 1825 dolardan alıp yarısını 1875 dolardan satıp kalan yarısını Mart ayı için 1940 dolardan satabilirsiniz. Ama 1825 dolar aşağı kırılmamak şartıyla. Bir sonraki destek 1785 dolar var. Günlük 1800 dolara sarkmalar görülebilir. Önemli olan 1825 dolar üstünde kapanış yapabilmesi.
EURO/USD: FED ve ECB faiz artış zamanı ve hızları burayı dalgalandırmaya devam edecektir. Yine de ECB'nin artışta geç ve zayıf kaldığı, bu yüzden FED’e göre daha güçlü artışlar yapacağını tahmin ediyorum. Bunun yanında İngiltere ve AB'nin önümüzdeki günlerde Brexit sonrası ticaret düzenlemeleri konusunda anlaşmaya varacağı beklentisi artıyor.
Bu durumda Euro lehinedir. Paritede 1,0470 görülebilme olasılığı varsa da, ben 1,06 seviyesinin altında kalmasını beklemiyorum. 1,0625 seviyeleri civarında kalırsa, faiz artırımları sonrası paritenin bir ay içinde 1,1180 seviyelerinin üstünü deneyebileceğini tahmin ediyorum. Hedefim 1,14 ama, bunu söylemek için daha çok erken.
DOLAR ENDEKSİ: Ocak ayında büyük çoğunluk endeksin 100 puanı göreceğini tahmin ederken, ben “101,30 pundan dönüp tekrar 103,85 puanı” deneyecek diye tahmin ediyordum. İki hafta öncede 105 puana hatta biraz daha üstüne gidebileceğini ama, 105 puanın üstünde kalamayacağını tahmin ettiğimi yazmıştım. Geçen hafta 104,67 puandan dönüp 103,85 puandan kapadı. Burası aşağı kırılmazsa 105 üstü gündemde. Görebilir ama üstünde kalıcı olacağını hiç sanmıyorum. Kalıcı olabilmesi için 106 puan üzerinde haftalık kapanış yapmalı.
ABD 10 YILLIK TAHVİL: %3,9150 direncini kırmayı denediyse de başarılı olamadı. Kırsa bile üstünde kalamyacağını tahmin ediyorum. %3,75 destek. %4,30 seviyelerini denese bile buralarda kalamayıp hayatını bir müddet %3,25 – %3,90 arasında devam ettireceğini tahmin ediyorum.
BRENT PETROL: Petrol fiyatları, küresel büyümenin yavaşlamasına ilişkin endişeler ile gevşerken, Rusya'nın batı yaptırımlarına misilleme olarak petrol arzını kısma planı ile dengelendi. Brent petrol fiyatı haftaya 87 dolardan başlayıp 81,80 dolara düşmüşken haftalık kapanışı 83 dolardan tamamladı. 86,85 dolarda direnci, 80 dolarda desteği var. Ben desteğini test etme olasılığını daha yüksek görüyorum.