TEAM Araştırma Genel Direktörü Ulaş Tol’a göre, TİP ile YSP (HDP) arasındaki liste krizi, süregelen tartışmalar ve son olarak Ahmet Şık’ın malum videosu iki partiye de zarar verdi. HDP nispeten toparlanırken, TİP’te kan kaybı sürüyor. 2023 seçimlerine sayılı günler kala tablo netleşmekteyken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yarışta önde olduğuna dair tahminler güçleniyor. Öte yandan cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalıp kalmayacağı ve parlamentoyu kimin kazanacağı hala tartışılıyor. TEAM Araştırma Genel Direktörü ve siyaset bilimci Ulaş Tol’a merak ettiklerimizi sorduk. Tol’a göre Muharrem İnce’den geri dönen oylar Sinan Oğan’a değil de Kılıçdaroğlu’na yönelirse sarayın (köşkün) sahibi ilk turda belli olabilir. Öte yandan Cumhur İttifakı’nın 290 milletvekilini seçtirmesi neredeyse kesin ve 30 vekillik daha elde edip mecliste çoğunluğa ulaşma ihtimalleri var. Anket şirketleri Muharrem İnce’nin oy oranının gittikçe düştüğünü söylüyor. Bu düşüş durdu mu, devam ediyor mu? Düşüş eğrileri bir noktada değişmez hale gelir. Parabol davranışı sergiler. İnce’de henüz bu noktayı göremedik. Takriben yüzde 2’lere kadar gerileyecektir. Biraz daha düşecektir ama durmaya yakın yere geldi artık. Çünkü protestoculukta ısrarlı bir seçmen grubu var. Burada önemli olan şu, İnce’den geri dönecek olan oylar Kılıçdaroğlu’na değil de Oğan’a yönelecek olursa, değişen bir şey olmaz. İkinci tur tekrar kuvvetli ihtimal haline gelir. Eğer ikisi birlikte (İnce ve Oğan) yüzde 5’in altına gerilerse Kılıçdaroğlu’nun yüzde 50’yi geçme ihtimali yükseliyor. İnce iktidarı destekleyen seçmenden de bir miktar oy almıştı. Hala oradan oy alma potansiyeli de var. Öyle olursa muhalefete zarar veren bir aday olmaktan ziyade, fayda sağlayan bir adaya dönüşmesi de mümkün… Muharrem İnce’den Sinan Oğan’a bir kayma olduğu doğru mu? Bazı anketlerde Oğan’ın oy oranı İnce’den daha yüksek çıkıyor. Biz öyle bir şeye rastlamadık. İstanbul anketimizde daha merkezi yerlerde böyle bir eğilim gördük. Ama Türkiye genelinde yok. Çünkü Oğan’ın seçmen grubu daha özel. Onların Oğan’ı destekleme nedenleri İnce’yi destekleyenlerden farklı. Oğan’ın İnce’ye göre daha önce iktidarı desteklemiş seçmenden destek bulma oranı daha yüksek. Sayısal olarak değil oransal olarak. İnce’nin seçmenlerinin büyük bölümü 2. turda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini söylüyor. Bir kısmı da Erdoğan’a destek verecek. Çünkü seçmenleri İnce’yi şu nedenle destekledi, ‘ben iktidarı desteklemeyeceğim ama muhalefetin tutumunu da beğenmiyorum’ dediler. Burada bir de şöyle bir ümit vardı, acaba İnce ilk turda Kılıçdaroğlu’nun önüne geçebilir mi? Bunun gerçekliğinin olmadığının idrak edilmesi, o seçmen grubunu Kılıçdaroğlu’na yaklaştırdı. Tabii biraz da Kılıçdaroğlu’nun performansı, kampanyasını destekleyici diğer unsurlar, belediye başkanlarının dahil olması… O yüzden ben çok kuvvetli görmüyorum Oğan’ın buradan yükselişe geçme ihtimalini… Eğer seçim 2. tura kalırsa İnce’nin ve Oğan’ın oyları nasıl dağılacak? Baştan beri İnce’ye gidenlerin 60-70 arasındaki bir yüzdesi 2. turda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini söylemişti. Burada ilginç olan İnce’nin oyları düştüğü halde bu yüzde çok değişmedi, hala 60’larda. İnce’nin oyu yüzde 2’lere inerse 2. turda Erdoğan’ı destekleyeceklerin oranı yükselir. Çünkü muhalif kısmı zaten ilk turdan terk ediyor İnce’yi…
“Muharrem İnce’yi destekleyenlerin yüzde 60-70 arasındaki bir yüzdesi 2. turda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini söylüyor. Oğancılarda bu oran biraz daha düşük.”
Oğan’da İnce’ye göre 2. turda Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceklerin oranı daha az ama onun seçmeni de ikinci turda Erdoğan’dan çok Kılıçdaroğlu’nu destekleyecek. Meclisi kimin kazanacağı belli mi? Belirli seçim bölgelerinde son vekilleri kimin toplayacağını netleşmedi diyorsunuz. Buna göre… Belli sayıda, 30 diyebiliriz, çünkü bazı seçim bölgelerinin değişme ihtimali çok zor. Mesela Tunceli’den, Bayburt’tan 1 vekil çıkacak ve birinci parti alacak. Çok imkânsız oralarda durumun değişmesi. Öte yandan son vekili kimin alacağı belli olmayan seçim bölgeleri de var. O rakam da meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’nın alıp almayacağını belirleyecek düzeyde. Hatta bizim son oranları diğer büyük örneklem çalışmalarına projekte ederek hesapladığımızda şu an 290 vekil çıkarabiliyorlar. Dolayısıyla sınırdaki, diyelim 10 yerde bile yarım puanlık, bir puanlık yükselişler Cumhur İttifakı’nı 300’ün üzerine taşıyabilir. Peki İYİ Parti ve TİP ortak listelere girebilselerdi, muhalefetin meclisi kazanması kesin miydi? Net olarak kesindi diyebilirim. İkisini ayrı ayrı konuşalım. TİP ve HDP’nin ortaklıklarını açıkladıkları dönemde ikisinin de oy oranı yükselmişti. O tarafta bir enerji yaratmıştı. Bu, şuna da neden oluyor; sandığa gitmemeye meyilli olan, değişime inancı olmayan, hatta iktidar değişse bile çok şeyin değişmeyeceğine inanan seçmen grupları da var; onlara bir alternatif görünebiliyor böyle birliktelikler. Bunun dışında Kürt seçmenlerden HDP’ye tam aidiyet beslemeyenler var, onlar gelebiliyor. Türk solundaki bir seçmen grubunu hareketlendirebiliyor. Fakat hem ortak liste sağlanamaması, hem süregelen tartışmalar bahsettiğimiz seçmen gruplarını oradan uzaklaştırdı. İkisinin de oyları düşmeye başlamıştı. Son iki haftaya girdiğimizde HDP tekrardan oylarını artırmış görünse de yüzde 11’lerde kaldı, halbuki bunun üzerine çıkabilirdi.
“İYİ Parti ve TİP ortak listelere girebilselerdi muhalefetin meclisi kazanması kesindi. Cumhur İttifakı mecliste çoğunluğu sağlayamıyor ama 30 seçim bölgesinde yarımşar puanlık artışlar yaparlarsa durum değişebilir.”
Diğer tarafta ise İYİ Parti ve CHP liste ortaklığı yaptılar ama en kritik yerlerde yaptıkları söylenemez, daha fazla yerde yapabilirlerdi. Geçen seneden bu yana muhalefette ‘seçim nasılsa kazanılıyor’ duygusu hakim. Böyle olunca partiler seçim sonrasını düşünerek kendi siyasetlerine yatırım yapmaya başladılar. Seçimi maksimum faydayla kazanmak yerine kendi siyasetlerini maksimize etme motivasyonu baskın çıktı. Bu da tabii mesela büyükşehirlerde ortak listeyi imkansızlaştırdı. O yüzden diyelim ki İstanbul’da ortak liste yapsalar AK Parti’yi her seçim bölgesinde ikişer sandalye geriletme potansiyelleri varken bu konu hiç gündeme gelemedi. Bu davranış, seçime biraz riskli girilmesine neden oluyor. Bunun sonucu ne olur? Eğer ilk tur senaryosu çalışmazsa, İnce ve Oğan’ın oyları gerilemez de Kılıçdaroğlu ilk turda yüzde 50’yi sağlayamazsa 2. tura meclis fotoğrafını görerek gireceğiz. Cumhur İttifakı yüzde 44’leri bulur, bir de bu tarafta vekile dönüşemeyen oylar yüksek olursa, ilk turu meclis çoğunluğunu alarak kapatan Cumhur İttifakı 2. turda bunu bir kaldıraç olarak kullanacaktır. Tabii Kılıçdaroğlu buna rağmen 2. turu kazanabilir ama işini zora sokacak, riske edecek bir fotoğraf karşımıza çıkabilir… TİP kaç milletvekili kazanır, YSP’ye kaç milletvekili kaybettirir? Burada çok fazla kombinasyon var. Yalnız ikisine bağlı değil. Diğer partilerin alacağı oy oranlarına da bağlı. Kimi senaryolarda birlikte olmaları toplamda 10-12 milletvekili fazladan getiriyordu. Kaldı ki ittifakın enerjisiyle sağlanan oy artışıyla daha fazlası da mümkündü. Ama bazı yerlerde TİP zaten aday çıkarmadı. Bugün o rakam 12 değil, daha az, yani 5-6 vekile neden olacak bir sonuç var. TİP, YSP’nin alacağı vekil sayısını kimi durumda riske etti, kimi durumda da azalttı. Peki TİP kaç vekil çıkarabilir, öngörmek kolay değil ama en yakın olduğu yerleri söyleyeyim. İstanbul dışındaki yerlerde eşik çok yüksek. İstanbul’da yüzde 3’lerle, hatta diğer partilerin alacağı oy oranına göre 1. ve 3. bölgede yüzde 2.5’lar bandında vekil çıkarma şansına sahip. Fakat büyük örneklem çalışmalarında da her seferinde gördüğümüz şey şu ki, TİP’in yüzde 2’yi geçen bir oyu olmadı bu bölgelerde. 1. bölgede yüksek alıyor, orada yüzde 2 göründüğü de oldu ama bu da yeterli olmuyor.
“TİP ve YSP ortak listeyle seçime girebilselerdi Hatay’da 1’er vekil kazanabilirlerdi. Ancak iki parti arasında süregelen tartışmalar nedeniyle o vekilliklerden biri İYİ Parti’ye, biri de MHP’ye gidecek gibi…”
Bir de şunu biliyoruz ki seçmen seçimlere yaklaştıkça rasyonel oy verme davranışı gösteriyor. Burada seçmenin siyasi ve ideolojik temsilini aramaktan ziyade iktidarı ve yönetimi değiştirme motivasyonu çalışıyor. Böyle olunca da stratejik oy kullanma eğilimi son birkaç seçimdir, yerel seçimler de dahil, öne çıkıyor. Bu yüzden seçmen kendisini iyi hissettirecek partilerden uzaklaşıp büyük partilere yönelebiliyor. TİP’in vekil kazanmaya en yakın olduğu yerler İstanbul 1. bölge ve belki de 3. bölge. Bunun dışındaki yerlerde zor görünüyor. Hatay’da adaydan dolayı ve oradaki nüfustan dolayı bir ihtimal olabilirdi ama orada da hem YSP’nin adayı var, hem de İYİ Parti’nin ve MHP’nin adayları seçilmeye bir o kadar yakın. TİP ve HDP ortaklıklarını açıkladıkları dönemde iki vekil çıkarabiliyordu. Ama oylar ayrı listelere dağılacak ve ikisi de vekil çıkaramayabilir. İYİ Parti ve MHP orada son iki vekili alabilir. Bunun dışındaki bölgelerde TİP’in oy oranları vekil kazanmanın çok uzağında… Peki dün akşam Ahmet Şık’ın bir videosu sosyal medyaya düştü ve iki parti arasında krize neden oldu. Tabii ki siz araştırmalarınıza göre konuşuyorsunuz, belki bununla ilgili spesifik bir yorum yapamazsınız ama gene de sormak istiyorum, bunun sandığa bir yansıması olur mu? Şöyle olur. Aslında bir veriyle konuşayım. Bir tweet paylaşmıştım. Ocak ayında 30 bin örneklemli bir çalışmamızda şunu gözlemlemiştik. TİP önceki dönemlere göre yükselişe geçmişti. Bunun nedenini araştırmıştık ve şunu görmüştük. Hem Kürt nüfusun olduğu yerlerde, hem de büyükşehirlerde TİP’e bir ilgi oluşmuştu. TİP’li seçmenin yüzde 38’inin Kürt seçmenlerden oluştuğunu görmüştük. Özellikle TİP yöneticilerinin ‘biz aynı havuza seslenmiyoruz, bizim ayrı bir Türk solu havuzumuz var’ açıklamalarından sonra Kürt seçmende bir tartışma başladı zaten. Mart ayına geldiğimizde Kürt seçmen oranı yüzde 38’den 26’ya düşmüştü. Daha sonra nisan başında yaptığımız bir çalışmada yüzde 22’ye düştüğünü gördük. Söylediğiniz tartışma bu oranı daha da aşağılara çekmiştir. Orada şu gözden kaçırıldı. Kamuoyunda TİP’e bir teveccüh olduğu doğru ama bunda HDP’yi destekleyen Kürt sosyalistlerinin de bir etkisi vardı. Onlar son kertede kimlik meselesine daha duyarlı insanlar. Yani bu tür tartışmalardan etkilenmeye daha açıklar. Ve sorunuza dönecek olursam, etkisi bu kesim üzerinde olur. Ayrıca Kürtlerin haklarını ve kimlik meselesini önemseyen, hatta onların mecliste temsil edilmesini değerli gören ve çok uzun seçimlerdir HDP’yi destekleyen Türk sosyalistlerini de etkileme ihtimali var. Tabii özürler dilendi. Birlikte mitingler de yapılıyor. Bunlar güzel şeyler ve karşılığı da olur. Ama yine de bir gönül kırgınlığı oldu. Bunun tamiri kalan kısa zaman içerisinde kolay olmayabilir. Peki son olarak şunu soracağım. Sizin verdiğiniz rakamlara ve yaptığınız yorumlara bakılırsa Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın önünde, hatta ilk turda kazanması da sürpriz sayılmaz. Buna göre 2. turun favorisi de Kılıçdaroğlu’dur diyebiliriz. Madem öyle, muhalefet cenahından bazı kimseler neden 2. turda Erdoğan’ın kazanma riskinden bahsediyor? Ben de muhalefet adına düşündüğümde benzer kaygıların taşınması gerektiği kanaatine varıyorum. İki nedeni var, birincisi meclis… İkinci tur ne demek, seçmen bunu hayal edemiyor şimdi. Cumhur İttifakı mecliste 300’ü geçerse zaten sorun, ki geçemese bile bir güç olacak ve bunun bir etkisi olabilir. Türkiye’nin bir yönetim krizi yaşasın istenmiyor. Son dakikada kararını değiştirmeye meyilli önemli sayıda seçmenin oy kullanacağı bir seçime gidiyoruz. İkinci nedeni doğal olarak muhalif seçmen, bugüne kadar yaşananlardan dolayı bu iktidarın fair - play anlayışına güvenmiyor. Bir mızıkçılık var. İstanbul seçimlerinde de gördük. Şimdiden bazı söylemleri var, bazı bakanların.. Ve bazı belirsizlikler de var. Mesela depremzedelerin bir kısmının ikametgâhını almamış olması ve oy kullanmak için memleketlerine gidip gitmeyecekleri konusundaki belirsizlik… Öğrencilerin ikamet ettiği yerlerde olup olmayacağı meselesi... Diyelim ki ilk turda sandığa gittiler. Sonra final dönemleri olacak, geri gelecekler. Yurt dışı oylarının nasıl değiştiğine tam kanaat getirebilmiş değiliz. Orada durum şu, sandığa kim taşırsa, o etkin çıkıyor. Bugüne kadar muhalif seçmenin sandığa gitme oranı yüksek olmadı ve öyle bir lojistik organizasyon da olmadı. Diğer bir faktör de 250 bin kadar yeni vatandaş... Bunların da AK Parti’ye yakın olma ihtimali kuvvetli. İlla ki sandıklarda sorunlar olacaktır. Her yeniden sayılan oyun iktidar lehine sonuçlandığına tanık olduk. Tüm bunları hesap ettiğimizde bir marj bırakmak gerekiyor ki, bütün bunlar bile seçimin kaybedilmesine neden olamasın. İnsanların kaygıları bu yüzden çünkü çok büyük bir fark da yok…