İmamoğlu’nun çağrısı CHP’deki ve muhalefetteki değişim talep ve beklentileri karşılıyor mu? Açıkçası ben karşıladığını düşünmüyorum. Çünkü ülkenin içinde olduğu şartlarda CHPnin de,  muhalefetin de değişim ihtiyacına cevap verecek olan tek şey vardı; siyaset”. Bu çağrı bu aşamada siyaseti ikincilleştiren bir metin CHP’de değişim tartışmaları sürüyor. Genel Başkan Kılıçdaroğlu dün Meclis grup konuşmasında değişimin başladığını ve içinde olduğumuz süreçte de bunun taşıyıcısı olacağı mesajını verdi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmadan bir süre sonra da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu uzun süredir kendisinden beklenen yol haritasını(!) açıkladı. İmamoğlu yol haritası, beklentilerden farklı olarak bir web sitesi üzerinden topluma “İktidar için değişim” başlığıyla yapılan bir çağrı oldu. İmamoğlu’nun çağrısı, topluma daha doğrusu tek tek insanlara yönelik. Çağrı, sitede yer alan “görüş bildir” butonu üzerinden herkesin fikrini almak üzerine inşa edilmiş görünüyor. Bu haliyle çağrı, bir yol haritasından ziyade toplumun bir biçimde kendi fikirlerini sürece katması şeklinde planlanmış. Yapılan açıklamada bu geri bildirimlerin sürece nasıl dahil edileceğini konusunda bir açıklama olmasa da bunların dikkate alınacağını söylemek mümkün. Hemen şu ayrıntıyı da düşelim ki, bu çağrı, CHP’den çok tüm muhalefete ve topluma yapılmıştır.
Değişim, risk alan bir lider adaylığı, eğer bu yoksa şu anki lideri siyaseten etkileyecek bir süreci örgütlemekte mümkündür. Çağrı metni şimdilik bunun gerisindedir.
*** Peki İmamoğlu çağrısı bize, topluma ne söylüyor? Çağrı iktidarın ülkede siyasi, hukuki, ekonomik alanlarda yaptığı tahribatlara ilişki tespitlerle başlıyor ve; “Bir yandan iktidarın sorumlu olduğu bu durumun kalıcılaşması ve toplumsal kutuplaşmanın derinleşmesi riskini yaşıyoruz, diğer yandan da etkin ve iktidar alternatifi olmayı başaramayan bir muhalefet yapısıyla karşı karşıyayız.” ifadeleri ile de muhalefeti yetersizliğine vurgu yapıyor. Diğer yandan metnin devamında muhalefetin 2018 sonrası kurduğu diyalog ve genişleme çabaları; “… zamanın ruhuyla uyumlu biçimde, demokrasi, adalet ve sosyal refah hedefleriyle cumhuriyetin ikinci yüzyılına dair vizyoner bir çaba ortaya kondu. Toplumun farklı kesimlerine açılmayı ve her siyasi kökenden yurttaşı demokrasi vizyonuyla buluşturmayı hedefleyen bu önemli tecrübe, tarihimizde bir ilk oldu.” şeklinde övülürken, takip eden satırlarda bunun, hedeflenen başarıyı getirmediği ifade ediliyor. “Değişim Fırsatı Kaçırıldı” başlıklı bölümde; “Ancak bu vizyon ve politikalarla girilen seçimlerde Türkiyenin değişim fırsatı kaçırıldı. Muhalif seçmenin değişim talebi karşılanamadı. Rejimi değiştirecek güven ve umut tesis edilemedi. … Sonuçta değişim talep eden kesimlerde çok büyük bir hayal kırıklığı ve umutsuzluk ortaya çıktı.” tespitleri yer aldı. Çağrıda bu başarısızlığın sorumlusunun seçmen olmadığı ve yenilgiden ders çıkarmanın yolunun da; “yenilginin nedenleriyle yüzleşmeden” geçtiği tespiti yapılıyor. Ancak bu çağrı bu yüzleşmeye ilişkin de hiçbir şey söylememektedir. Sonuç olarak seçimin kaybedilmesi, izlenen politikalar ve söylemlerin değil sahada yeterince başarılı olunmadığını göstermektedir. Burada hemen bir parantez açarak şunu belirtelim; CHP’nin 2019 yerel seçimlerinde aldığı yüzde ve sayısal toplamın ile 14/28 Mayıs’da Kılıçdaroğlu’na verilen oyu yüzde ve sayısal olarak kıyasladığımızda rakamlar bize çok şey söyleyecektir. Özetle İmamoğlu’nun yaptığı çağrı öncesinden ifade edildiği gibi bir yol haritası değil, Muhalefetteki değişim ve dönüşüm süreci”ne sadece CHP’lilerin değil toplumun da katılması davetidir.
Eğer CHPde değişim olacaksa bu, kısa vadede daha çok siyaset talep eden, CHPdeki değişimi sürdürüp, kurumsallaştıracak ve sol değerlere de açılacak bir lider ve kadro ile ete kemiğe bürünmesi ile olacaktır.
*** Peki bu çağrı gerçekten muhalefetteki, CHPdeki değişim talep ve beklentileri karşılıyor mu?  Açıkçası ben karşıladığını düşünmüyorum. Çünkü yerel seçimlere kısa bir süre kaldığı, ülkenin içinde olduğu şartlarda CHPnin de  muhalefetin de değişim ihtiyacına cevap verecek olan tek şey vardı; siyaset”. Ne yazık bu çağrı, siyasi amaçla yola çıkılmış ama daha çok orta/uzun vadede bir siyasi hareket” başlatma girişimini andırıyor. Bunu çağrının muhatabının CHP değil tüm muhalefet olmasından da görüyoruz. Toplumsal talepleri siyasal sürece katma çabası ilkesel olarak doğru olsa da ülkenin ve muhalefetin içinde bulunduğu durum, orta/uzun vadeli bir siyasi hareketten çok kısa vadeli bir siyasete ve siyasallaşmaya daha çok ihtiyacı olduğunu söylemektedir. Çünkü 31 Mart 2024 yerel seçimleri için zaman çok hızlanmış durumdadır. Bu açıdan İmamoğlu’nun çağrısındaki temel eksiklik, metnin kısa vadeli siyasi yol haritası içermek yerine orta/uzun vadede bir siyasi hat oluşturmaya daha yakın olmasıdır. Eğer CHP’de değişim olacaksa bu, kısa vadede daha çok siyaset talep eden, CHP’deki değişimi sürdürüp, kurumsallaştıracak ve sol değerlere de açılacak bir lider ve kadro ile ete kemiğe bürünmesi ile olacaktır. Ve en önemlisi de değişim, risk alan bir lider adaylığı, eğer bu yoksa şu anki lideri siyaseten etkileyecek bir süreci örgütlemekte mümkündür. Çağrı metni şimdilik bunun gerisindedir.