Cumhuriyet Halk Partisi’nin Afyon’da düzenlediği yerel yönetimler kampı üç düzeyde önem taşımaktadır; Toplumla ilişki, kentin yeniden yapılandırılması ve yerelden başlayarak sorunları çözme ve de bütün bunların neticesinde genel iktidara yürüme... CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun toplumla her düzeyde ilişkilenme, sağlıklı ve düzenli temas kurma çağrısı ve apartman görevlilerinden muhtarlara, ev kadınlarından sokakta çalışanlara dönük belediyelerin bütün yurttaşları ayrımsız bir biçimde sahiplenmesi kent çeperlerinden başlayarak mağduriyetin örgütlenmesi anlamını taşımaktadır. Kentin insan, doğa ve diğer canlılarla birlikte ele alınarak yeniden yapılandırılması ise aslında neo-liberel kent düzeninin ve AK Parti pratiği ile birleşerek betonarme bir yapıya dönüşen ve de yaşanmaz hale gelen kentlere nefes aldırma çabasıdır. Zira kentin rant eksenli talanı artık son noktadadır ve Türkiye kentleri kent olma vasfını yitirmiştir. Dolayısıyla kentlerin yeni bir anlayış ve yaklaşım temelinde yeniden örgütlenmesi gerekmektedir. Üçüncü olarak ülkede yaşanan krizlerin yerel yönetimler aracılığıyla etkilerinin azaltılması ya da tümden ortadan kaldırılması özellikle kent yoksulluğu ile mücadeleye çok ciddi bir biçimde kaynak aktarılması CHP belediyelerinin rüştünü yerelden ispatlayarak genel iktidarı alma isteminin bir sonucudur. Türkiye siyasi pratiğinde artık yerelde kendi yönetebilme kapasitesini, sorunları çözme becerisinin ortaya koyamayan bir partinin iktidar olma şansı bulunmamaktadır. CHP lideri ve bütün belediye başkanları yüklendikleri tarihsel, sosyal, siyasal sorumluluğunun fakındadır. O nedenle CHP’li başkanların attıkları her adım siyasal ahlak boyutunda çok önemli anlam taşımaktadır. Mevcut iktidara benzeyen ve onu çağrıştıran herhangi bir icraatın ne toplum nezdinde ne de CHP lideri nezdinde bir karşılığı olmayacaktır ve buna bir tahammül gösterilmeyecektir. Ülkemizde hem insani düzeyde hem de kent düzeyinde yaşanan tahribatın ortadan kaldırılması, kentte dayanışma ağlarının yaratılması, kent destekli kooperatifleşmeyle kır bütünleşmesinin sağlanması ve buradan bir kalkınma hamlesinin başarılması özellikle büyükşehirlerin öncelikli sorumluluğu olarak kabul edildi. Bu çerçevede ülke tarımının yeniden canlandırılması, tarımsal alanda yeni istihdam imkanlarının sağlanması, küçük üreticinin desteklenmesi aslında bir cumhuriyet ideali olan ama başarılan “kendi kendine yeten toplum/ülke” politikasının yeniden hayata geçirilmesi anlamı taşımaktadır. CHP liderinin bütün belediye başkanlarına sunduğu 7 ilke aslında süreci nasıl götürmeleri gerektiğinin bütün yönleriyle ortaya koymaktadır. CHP lideri ve belediye başkanları tarihi bir fırsat yakaladıklarının bilincindedirler. Buna uygun üretim, paylaşım ve yönetim genel iktidarın anahtarıdır. CHP liderinin bütün çabası da ortaya çıkan bu başarıyı bütün toplum kesimlerinin genel yararı ekseninde yeniden üretilmesini sağlamaktır.