Bir gün Erdoğan dönemi bittiğinde sanıyorum hepimiz Hakan Fidan’ı daha çok konuşacağız. Kısacası Hakan Fidan da artık oyunun içinde. Bunu anlamak için de üstün bir çabaya gerek yok, kimi batılı yayın organlarını takip etmek kanımca yeterli. 30 Ağustos 2023 tarihinde Foreign Policy’nin internet sitesinde Turkey’s Halt on Iraqi Oil Exports Is Shaking Up Global Markets (Türkiye'nin Irak Petrol İhracatını Durdurması Küresel Piyasaları Sarsıyor) başlıklı bir haber yayınlandı. Haber için kullanılan görsel Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Iraklı meslektaşı Fuad Hussein’in 22 Ağustos tarihinde Irak’ın başkenti Bağdat’ta yaptıkları basın toplantısından alınmıştı. Görselde daha mutlu ve rahat konuşan Fidan’a karşın Hussein’in onu dikkatli ve ciddi bir şekilde dinlediği hemen göze çarpıyordu. Haber genel olarak Türkiye’nin Irak ile yeniden başlatması gündemde olan petrol ihracatının Batı’yı ne şekilde rahatlatacağını vurgularken en az Erdoğan kadar Fidan’dan da bahsediyordu. Bu haber tek yönü ile baktığımız zaman çok bir değer ifade etmeyebilir. Ancak dış politikada her zaman kapalı kapılar ardında aktif olan, on yılı aşkın süredir MIT Başkanı sıfatını taşıyan Fidan’ın son dönemde uluslararası arenadaki etkinliğine baktığımız zaman anlamlı olabilir. Göreve geldikten sonra İsveç’in NATO üyeliği konusunda oynadığı pazarlık ile gündeme gelen Fidan öncelikle kendine hem doğu hem de batıyı tanıyan, manevra kabiliyeti yüksek bir ekip kurdu. Onun gidemediği yerlerde de ekibi kendini gösteriyor. Sonrasında sadece geçtiğimiz haftaya bakacak olursak kendisinin önceki dönem aynı koltuğa oturanlardan görece farklı olduğunu da görebiliriz. 22 Ağustos tarihinde Irak’a ve KRG’ye ziyaret gerçekleştiren Fidan hem Barzani hem de Talabani aileleri ile görüşürken farklı resmi temaslarda da bulundu. Akabinde Kiev’e uçan Fidan Zelenski ile görüştü. Bakanlığın internet sitesinden görebildiğim kadarıyla 30 Ağustos’ta Rusya’ya gidecek, oradan sonra da Ankara’da Yunanistan Dışişleri Bakanı’nı ağırlayacak. Fark edeceğiniz gibi bu çok yoğun ve aynı birbiriyle de çok bağlantılı bir program. Ancak Fidan’ın görev tanımı nedeniyle Türkiye dışında temaslarda bulunması beklenirken Fidan bütün bu programının arasında Erzurum’a gitti ve öncelikle partisinin mensupları ile görüştü. Sonrasında Vali başta olmak üzere devlet erkanını ziyaret etti. Ziyareti sırasında halk ile de buluşan Fidan’ı Erzurumlu partilileri karşılarken ilginç pankartlar hazırlamışlardı. Televizyondan izlediğim görüntülerde şu notun olduğu pankart dikkatimi çekti; ‘Hakan Fidan diye yazılır adam diye okunur’.
Göreve geldikten sonra İsveç’in NATO üyeliği konusunda oynadığı pazarlık ile gündeme gelen Fidan, hem doğuyu hem de batıyı tanıyan, manevra kabiliyeti yüksek bir ekip kurdu. Onun gidemediği yerlerde ekibi kendini gösteriyor.
Hem içeride hem de dışarıda yapılan bu geziler sanıyorum bize büyük resim hakkında biraz bilgi veriyor. Ancak resmin tamamını görmek için Metropoll Araştırma Şirketi’nin Ağustos ayı Türkiye’nin Nabzı Raporuna da bakmak lazım. Raporun en sonunda siyasilerin beğeni düzeylerini gösteren bir bölüm var. Buna göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan %34.6 ile birinci sırada yer alırken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu %34.3 ile ikinci oluyor. Ancak sonuçların ilginç yanı ise siyasi parti genel başkanı olmayan, daha hiçbir miting alanında halka doğrudan hitap etmemiş ve hatta sesini yeni duyduğumuz Hakan Fidan’ın % 31.2 ile üçüncü sırada olup Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener, Devlet Bahçeli ve Özgür Özel gibi isimleri geride bırakması. Kanımca bu durum en ilginci. Şimdi bu üç duruma bakarak sanıyorum şunu rahatlıkla iddia edebiliriz. Kuşkusuz Recep Tayyip Erdoğan tarihinin en rahat dönemini yaşıyor. Muhalefet diye bir derdi muhalefetin kendi ‘kabiliyetinden’ dolayı artık yok. Dahası muhalefet içerisinden tek alternatif olabilecek isim olan Ekrem İmamoğlu ise iktidara gerek kalmadan muhalefet tarafından yavaş yavaş yok ediliyor. Hal böyle olunca Erdoğan’a bir alternatif şu an için bulunmuyor. Ancak Erdoğan dönemi de sonsuza kadar sürmeyecek. Bir anayasa değişikliği ile kendi dönemini uzatabilir mi, yoksa 2028 gelmeden parlamento kendini fes eder ve yeniden Erdoğan’ın seçilme hakkı doğar mı bunlar çok bilinmeyenli uzun vadeli sorular. Ancak bir gün Erdoğan dönemi bittiği zaman sanıyorum hepimiz Hakan Fidan’ı daha çok konuşmaya başlayacağız. Kısacası Hakan Fidan da artık oyunun içinde. Bunu anlamak için de üstün bir çabaya gerek yok, kimi batılı yayın organlarını takip etmek kanımca yeterli.