Yemin ederiz ki her zaman eşitlik ve adalet için yaşayacağız. Bizden koparttıklarınızla birlikte barışı savunmaya devam edeceğiz ve inanıyorum ki bir gün faşizmi bitireceğiz. Faşizme inat kardeşimsin Hrant! ‘’Gelin önce birbirimizi anlayalım... Gelin önce birbirimizin acılarına saygı gösterelim... Gelin önce birbirimizi yaşatalım.’’ Hrant Dink Yazımın sabah yayınlanacağını düşünerek hepinize Günaydın/Pariluys diyerek başlamak istiyorum. Bugünden itibaren 16 yıl geriye gidiyoruz ve her sene taptaze yaşıyoruz Hrant ahparigin acısını. Artık bir güvercin tedirginliğiyle değil de bir aslanın gücüyle toplanıyoruz ama elbette ağzımızdan düşürmüyoruz zeytin dallarını. Bizi bize kırdıranlara inat Ermeni, Türk, Kürt, Çerkes hep birlikte anıyoruz olanları. Sahi neyi hatırlıyoruz her yıl? Sadece Hrant’ı değil, Hrant’a bunları yapanların hâlâ özgür oluşunu da hatırlıyoruz. Ve daha pek çok şeyi de… Bu zihniyet değişti sanıyorsak çok yanılıyoruz. Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Alaattin Aldemir’in daha geçtiğimiz haftalarda söylediği söz akıllarımızda. Ne demişti peki? Sinan Ateş suikastını hatırlatarak ‘’Hrant Dink Ermeni öldürün, bizi niye öldürüyorsunuz?’’ demişti. Bu kabul edilebilir değildir. Umarız söyledikleri ‘’Freud sürçmesi’’ değildir, ağızdan çıkan.ç Hrant’ın öldürülmesi çoğu zaman Türk milletinin hassasiyetleriyle açıklanır. Nedir bu hassasiyet? Ben bunu yaramazlık yapan küçük çocuğa hatasını söylediğinizde sinirlenip ağlamaya başlamasına çok benzetiyorum. Böyle durumlarda çocuklar asla neden yaptığını ya da yapıp yapmadığını söylemezler sadece öfkelenirler ya da ağlarlar. Madımak deriz köpürürler, Kürtler deriz köyleri yağmalarlar, yetimhanelerde dini değiştirilen öksüz Ermeni çocukları sorarız öldürürler. Sahi bu bir hassasiyet midir yoksa suç örtme refleksi mi? Yine cevabını bildiğimiz sorular sormaya başladım. “Kitleler sadece basit ve uç (aşırı) duygulara aşinadır. Onları sadece imajlar etkiler”  Mussolini Faşizmin de dini tabii ki vatandır. Bundandır ki her iktidar Tanrı’nın kendi taraflarında olduğunu halkına söyleyip kendilerini özel hissettir. Elbette dahası da var. Bizim milletimiz her zaman diğer ülkelerin Türkiye’yi kıskandığını, bütün dünyanın amacının Türkiye’yi bölmek olduğunu düşünüp kendi kendilerine düşmanlık geliştirirler. Kitle psikolojisi de burada devreye girer. İnsanlar bir kitle hâlinde olduklarında daha acımasız haliyle daha cesur olurlar tabii her zaman bir liderleri vardır ve onlarla koşulsuz şartsız bağlanırlar... Hrant için de bu böyle oldu. Organize bir şekilde devletin arkasında olduğu kitleye güvenilerek, Hrant hakkında kara propaganda başlatıldı. Sonrasında maalesef bu acımasız kitleye güvenen Ogün Samast, Yasin Hayal’in azmettirmesiyle Hrant’ı bizden koparttı. Bunu yaptıktan sonra rahattı çünkü kitlesine güveniyordu tıpkı şimdiki suçluların kitlelerine güvendiği gibi… Biz yemin ederiz ki her zaman eşitlik ve adalet için yaşayacağız. Bizden koparttıklarınızla birlikte barışı savunmaya devam edeceğiz ve inanıyorum ki bir gün faşizmi bitireceğiz. Faşizme inat kardeşimsin Hrant!