Peki sevgili boykotçular, kararsızlar, Sinan Oğan ve Muharrem İnce’ye oy verecek genç arkadaşlarım size soruyorum… Erdoğan’a benzeyene oy yok diyorsunuz o zaman neden Erdoğan’ın iktidarda kalması için oy veriyorsunuz? Bu yazımda kararsız seçmenlere ve bu atmosferde bile hala boykot çağrısı yapanlara Türkiye'deki durumu ve neden 2023 seçimlerinde Erdoğan'ın iktidarda olmaması gerektiğini anlatacağım. Hazır mıyız? Okuyanlar bilir, daha önce yazılarımda 2002 ve öncesinin sosyolojik yapısıyla ilgili birçok tespitte bulunmuştum. Bu yazımda işler biraz daha farklılaşacak ya da bakış açınıza göre aynı kalacak. Bir laf vardır belki daha önce duymuşsunuzdur; “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur” demiş Süleyman Demirel. Çoğu sağ iktidarda halkın nasıl fakirleştiğini gördük evet ama ne zaman dolar 20 lira olmuştu? Hemen söylüyorum, Erdoğan iktidarında! Dış borçlar ne zaman bu kadar arttı? Erdoğan iktidarında! Milyonlarca mülteci girişi ne zaman oldu? Erdoğan iktidarında! Ev alma yoluyla vatandaşlık alımı yüzünden artan kiralar ne zaman oldu? Erdoğan iktidarında! Peki sevgili boykotçular, kararsızlar, Sinan Oğan ve Muharrem İnce’ye oy verecek genç arkadaşlarım size soruyorum… Erdoğan’a benzeyene oy yok diyorsunuz o zaman neden Erdoğan’ın iktidarda kalması için oy veriyorsunuz? Bir oyun bile önemli olduğu bir seçimde % 1-2 fark ile seçimi Erdoğan’a vermek hepimiz için felaket olacaktır. Sizin Kılıçdaroğlu yerine diğer adaylara atacağınız her oy Erdoğan’a gidecek ve bizlere kaçak göçmen, zam, hayat tarzına müdahale olarak geri dönecek. Son üç gün kaldı! Kırgın seçmen değil güçlü seçmen olalım. Kendi hayatımızı, geleceğimizi, vatanımızı karanlığa gömmeyelim. Oyumuzu HÜDAPAR’a, insan düşmanlarına, doğa düşmanlarına, Hizbullahçı terör örgütlerine kaptırmayalım. Tekrar Erdoğan iktidarda olursa neler olacak bir düşünelim. Oylarını istediği HÜDAPAR ve Yeniden Refah Partisinin kabul edilen talepleri yeni Ak Parti hükümetinin mihenk taşları olacak. Bakalım bu talepler neymiş? HÜDAPAR’ın birkaç talebi ile başlıyoruz. - Mevcut merkezi ve yerel devlet organizasyon yapısının ıslahı ile beraber, mevcut yapının tabu olarak kabulünden vazgeçilerek olumlu ve olumsuz tüm yönleri ile eyalet sistemi, özerklik, federasyon gibi yönetim modelleri üzerinde serbestçe tartışılabilmelidir. Toplumun huzur, refah ve güveni için gerekli olduğunun toplumun çoğunluğu tarafından kabulü halinde bu modeller uygulanabilmelidir. - Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğu nitelemesinden vazgeçilerek Kürtlerin varlığı anayasal olarak tanınmalı, Türkler ve Kürtler, ülkenin asli kurucu halkları olarak kabul edilmelidir. - Kürtçe, Türkçe ile beraber ikinci resmi dil olarak kabul edilmeli, Kürtçe aynı zamanda eğitim dili olmalıdır. Yeterli talep olması halinde anadili farklı olan diğer vatandaşların da kendi dillerinde eğitim alabilmelerinin önü açılmalıdır. - İlköğretim öğrencilerine okutulan, ırkçılık kokan ‘Andımız’ ve benzeri metinler kaldırılmalıdır. Muhtelif yerlerde yazılan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ gibi yazılar silinmeli, "Bir Türk dünyaya bedeldir." şeklindeki ırkçı söylemlere son verilmelidir. - Başta vatandaşlık tanımı olmak üzere, anayasa ve sistemin bütün resmi literatürüne hâkim olan Türklük esaslı dışlayıcı ve ayrımcı söylem terk edilmelidir. - Bölgede çok yönlü sorunlara yol açan koruculuk sistemi derhal lağvedilmeli, ancak mağduriyetlere de sebebiyet verilmemelidir. - Başta Şeyh Said olmak üzere Kürtlerin büyük bir saygı ile andıkları Kürt âlimlerine zulmedildiği resmen kabul edilmeli, yakınlarından ve bütün halktan özür dilenmelidir. - Said-i Nursi, Şeyh Said ve Seyyid Rıza gibi şahsiyetlerin mezar yerleri açıklanmalı, İstiklal Mahkemeleri ile ilgili arşivler derhal açılmalıdır. - Medreseler iyileştirilmeli, asli fonksiyonlarına kavuşturulmalı ve medreselerde verilen icazetlere resmi statü tanınmalıdır. Yeniden Refah Partisinden de birkaç taleple durumu özetlemek istiyorum. - Zinanın suç sayılması - Atamalarda adalet, liyakat ve aile bütünlüğünün dikkate alınması - İstanbul Sözleşmesinin iptalinin TBMM'de de oylanması ve uzantısı 6284 sayılı yasanın aile bütünlüğünü bozucu hükümlerinin ayıklanması - 6251 sayılı yasanın gözden geçirilmesi ve sapkınlıkların önlenmesi - Toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin düzenlemelerden vazgeçilmesi - Fullbright Komisyonu'nun faaliyetlerinin sonlandırılması - DSÖ ile yapılan sözleşmelerin milli çıkarlarımıza uygun hale getirilmesi Tamamıyla Cumhuriyet, halk, kadın, çocuk ve doğa karşıtı olup kabul edilen bu talepler yeniden Erdoğan’ın seçilmesi halinde hepimizin hayatını mahvedecek. Kılıçdaroğlu’nun modern ve insan haklarına uygun talepleri varken sırf kendisini sevmediğiniz için yanlış adaya oy verip hayatınızı karartmayın. Eğer karanlık ve şeriatçı bir yönetim istiyorsanız oyunuzu Erdoğan’a gidecek şekilde verebilirsiniz ama aydınlık ve umut dolu bir gelecek için oyumuzun gideceği yer belli!