İktidarın kendi kültürel alışkanlıklarını bağnazca bize dayatması ise 2013 yılından itibaren artmaya başladı. Yani Z kuşağının tam da ergenliğe giriş çağında. Bu çağda her şeyden kolay etkilenen tepkisel bireyler olmamız oldukça normaldi.İktidarın kendi kültürel alışkanlıklarını bağnazca bize dayatması ise 2013 yılından itibaren artmaya başladı. Yani Z kuşağının tam da ergenliğe giriş çağında. Bu çağda her şeyden kolay etkilenen tepkisel bireyler olmamız oldukça normaldi. Gezi Parkı olaylarından sonra kendisine göre en parlak, bize göre en karanlık zamanlara giren AKP, kültür merkezini kapatarak, gençliği hor görerek kıyımına başladı. Tam da bu yıllarda öldürülen akranım Berkin Elvan’ı da bu vesile ile saygıyla analım. Günümüzde ise önemli değerlerimizden olan doktorlarımızı ‘’Giderlerse gitsinler!’’ diyerek kovdu, öğretmenlerimizi atamadı, öğrencilerimizi barındırmadı, uzun bir süre Vikipedi’yi yasaklı tuttu ve bilgiye ulaşımı engelledi, porno sitelerini yasaklayıp cinsel özgürlüğe ket vurdu. Açıkçası bizlere yapılanlar saymakla bitmez. Yine de bir iki şey daha ekleyeyim istiyorum ve sizlerle hemfikir olduğumuzu düşünüyorum. Yasaklanan her şey onu gizlice yapmayı öğrenen insanlar doğurur. Bu yasaklarla da biz okumayı, bilinçli insanlar olmayı daha doğrusu ‘’insan olmayı’’ bunları yasaklayanlardan öğrendik. Sözün özü; Biz gençler bu yasakların, yozlaşmanın hesabını bize bunları yapanlardan soracağız, hakkını arayan bir gençliği hiçbir hükümet susturamaz! Bu da böyle biline! “Zorba yasaklar çocuklardaki tutkuyu yetişkinlerden daha fazla biler; çocukların yetişkinler karşısındaki üstünlüğü, akıllarının fikirlerinin yasaklanan şeyde olmasıdır; bu da onlara, karşı konulmaz bir çekicilik verir.” - Honore de Balzac
Özgür Türkiye’nin yasaklı gençliği
İrem Kabataş
Biz gençler bu yasakların, yozlaşmanın hesabını bize bunları yapanlardan soracağız, hakkını arayan bir gençliği hiçbir hükümet susturamaz! Bu da böyle biline!
Son dört ay içinde tam on üç festival ve konser yasaklandı. Yani gençliğimizi bu yaz doyasıya yaşayamadık. Özgür olduğu iddia edilen güzel ülkemizde ben dahil bütün yaşıtlarımın eğlenme hakkı elimizden alındı. AKP’li belediyelerce yapılan ‘’sahte’’ festivallere mahkum kaldık. Benim zevkime ters her şey yasak diyen hükümet gerek dini gerek siyasi sebeplerce yasaklara kılıf uydurdu. Bunların içinde en ses getirenlerden biri 17-21 Ağustos’ta yapılacak olan Zeytinli Rock Festivali ve değerli sanatçı Aynur Doğan’ın konserleri oldu. Ayrıca sanatçının sırf Ermeni oluşundan dolayı iptal edilen Ara Malikian konseri de cabası.
İşte yasaklanan konser ve festivallerin listesi;
1-Eskişehir’de 12-15 Mayıs tarihlerinde yapılacak “Anadolu Fest”. 2- Niyazi Koyuncu’nun 25 Mayıs’ta gerçekleştireceği konser. 3- Apolas Lermi’nin 29 Mayıs’ta düzenleyeceği Denizli konseri iptal edildi. Lermi’nin 11 Haziran Bostancı konseri. 4- “Başkent Kültür Yolu Festivali”nde 11 Haziran’da sahne alacak olan Ara Malikian konseri. 5- Zonguldak’ta 28-31 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek olan “Kozlu Müzik Festivali”. 6- Dersim-Tunceli’de, 21-24 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilecek olan “Munzur Kültür ve Doğa Festivali”. 7- Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından düzenlenen “Kazdağı Ekoloji Festivali”. 8- “Başkent Kültür Yolu Festivali”nde sahne alacak Güney Koreli müzisyen Mirae’nın konseri ‘. 9- “ODTÜ Uluslararası Bahar Şenliği”. 10- Aynur Doğan’ın Kocaeli ve Bursa’da gerçekleştireceği konserleri. 11-17-21 Ağustos tarihlerinde gerçekleşecek olan ve 2005 yılından beri düzenlenen “Zeytinli Rock Festivali”. 12-Gökçeada’da 15 Ağustos’ta gerçekleşmesi planlanan Meryem Ana Panayırı. 13-Muş’ta gerçekleşecek olan “Metin&Kemal Kahraman” konseri.
Başka ülkelerde yaşayan gençler ‘’Bu yaz hangi ülkeye gitsem?’’ diye düşünürken biz hangi konsere gideceğimize bile kendimiz karar veremiyoruz. Ne zaman halka yararlı ve gerçekten zevkli bir kültürel aktivite olsa güvenlik nedeniyle yasaklanıyor. Ve gençliğimiz prangalar altında soluveriyor. Hükümetin sanki belirli bir kültüre karşıymış gibi duran dayatmaları aslında toplumda geniş bir kültürel yozlaşma yol açıyor. Bu da çıplak olarak ortada. Eskiden seyrettiğim bir dizide Sıdıka isimli baş karakter, ailesinin baskısının altında bile kendini okumaya, öğrenmeye vermişti ve bizlere kültürel yozlaşmaya izin vermeyen, düzene baş kaldıran kadınlar olmamız gerektiğini anlatıyordu. Şimdi ise şiddeti özendiren, ahlakçılığı empoze eden bomboş diziler böyle özgürleştirici dizilerin yerini aldı ki bu da bir tür kültürel yozlaşmaya örnek aslında.
Yorumlar
Popüler Haberler
Erdoğan'ın asgari ücret paylaşımına yorum yapan kişiye soruşturma
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
Devlet Memurları Kanunu Teklifi, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi
Bakan Işıkhan asgari ücreti açıkladı
İstanbul'da deprem meydana geldi
Yaşlılık, emekli ve engelli maaşı alanlar isyanda: 'Geçinemiyoruz'