Milliyetçiliği, hak yemeyen, toplumdaki bütün farklı kimliklere adil ve eşit davranan bir anlayış olduğu şeklinde açıklasa çok daha iyi anlatmış olacaktı. Yurtseverliğin, adına yurt dediğimiz belirli bir toprak parçasını sevmekten değil, o toprak parçası üzerindeki herkesi sevmekten geçtiğini söyleyerek açıklasa çok daha iyi anlatmış olacaktı.Halkımız neden demiyor Erdoğan, sadece kendisine oy verenlerin değil Kılıçdaroğlu’na da oy verenlerin sağladığı kaynakları da kendi çıkarı için kullanıyor. Olur mu böyle adalet neden demiyor? Eğer halkın güçsüzün yanında olduğu olgusu sosyolojik bir doğru ise ya biz yanlış biliyoruz ya da seçimlerde hile var. Birinci turda barışçı, neşeli ve birliktelik üzerine vurgu yaparak kampanya yapan Kılıçdaroğlu ve ekibinin sonuçlar ortaya çıktığında birdenbire sert ve milliyetçi bir kampanyaya dönmesi en azından benim için çok şaşırtıcı oldu. Milliyetçiliği ırkçılıkla karıştırmış bir anlayışa prim vererek “teröristlerle masaya oturmayız” ve “göçmenleri göndereceğiz” argümanlarıyla bir kampanya başlattı. Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarında belki de en önemli ve olumlu adımı olan “çözüm sürecini” karalayarak Erdoğan çevresinin çarpıtmalarına karşı çıkarak yapılan bu kampanyanın başarılı olma olasılığı çok yüksek değil. Aksine milliyetçiliği, hak yemeyen, toplumdaki bütün farklı kimliklere adil ve eşit davranan bir anlayış olduğu şeklinde açıklasa çok daha iyi anlatmış olacaktı. Yurtseverliğin, adına yurt dediğimiz belirli bir toprak parçasını sevmekten değil, o toprak parçası üzerindeki herkesi sevmekten geçtiğini söyleyerek açıklasa çok daha iyi anlatmış olacaktı. Ama yazık ki, bu ülkeyi Erdoğan gibi dünyayı yanlış okumuş bir liderin 20 yıldır iktidarda olmasının da “laik ve batıcı” kimlik sahiplerinin benzer yanlış bakışları değil miydi? Bütün bunlara rağmen, 2.turda Kılıçdaroğlu için sandığa gitmek ve oy vermek boynumuzun borcudur. Borcudur çünkü “Benden sonra tufan”dır diyen bir Ortadoğulu liderin peşinden gitmek, bu ülkede özgürlük için eşitlik için ve demokrasi için hayatlarını vermiş olanlara büyük bir saygısızlık olur. Onun için nefesimizi içimizde tutup son bir gayretle kayayı ittirip tepeye çıkmaya çalışmalıyız. Yeniden düşeceğini bilsek de….
Milliyetçilik bir toprağı değil o toprağın üstündeki herkesi sevmektir
Erol Katırcıoğlu
2.turda Kılıçdaroğlu için sandığa gitmek ve oy vermek boynumuzun borcudur. Borcudur çünkü “Benden sonra tufan”dır diyen bir Ortadoğulu liderin peşinden gitmek, bu ülkede özgürlük için eşitlik için ve demokrasi için hayatlarını vermiş olanlara büyük bir saygısızlık olur.
Sanki cezada gibiyiz. Tıpkı Sisifos efsanesindeki gibi. Cezamız kayayı tepeye çıkarmak. Ama ilginç olan tam hedefe vardığımızda kaya yeniden aşağıya yuvarlanıyor. Tabii bize düşen yeniden o taşı yukarıya taşımak. Cezamız bu!
Bu duygu özellikle benim yaş kuşağımda oldukça yaygındır sanırım. Gençler bilmezler. Tam bir ışık görünür gibi olur, tamam bu sefer daha özgür bir ülke olmamız mümkün olabilir deriz ama o sırada sanki tanrıların verdiği cezaya uygun olarak yeniden aşağılara yuvarlanırız. Kim bilir kaç defa yaşadık bu duyguyu.
Şimdi de aşağılardayız. Cumhurbaşkanlığı seçiminde tam bir ışık görünmüş ve biz de heyecanlanmıştık. İşte artık bu seçimden sonra gerçekten “yeni bir cumhuriyet” kurmamız mümkün olacak diye düşünerek kayanın ağırlığına aldırmadan yukarılara doğru ittirip tırmanıyorduk. Eh bu da bu döneme yakışan bir durum olacaktı. Öyle ya bir ülkenin kurucu cumhuriyetinin bir asırlık yaşa gelmiş olduğu günlerde, o asırda yapamadıklarımızı da yapıp gerçek bir özgürlük ve demokrasi ülkesi olacağız diye düşündüğümüz günlerde birden taşıdığımız kaya yeniden aşağıya yuvarlanmaya başladı.
Kara hikâyemiz bu. Bize düşen o kayayı yeniden ittirip kaktırıp yukarıya taşımak. Yeniden yuvarlanacağını bildiğimiz halde. Kader mi dersiniz?
Yarış iyi kötü eşit olan koşullarda yapılırsa yarış olur. Koşullar eşit değilse güçlünün gösterisi olur. Bizdeki de öyleye benziyor. Peki toplumda buna ilişkin bir duyarlılık var mı? Yok! Hani bizim halkımız güçsüzün yanındaydı? Ne oldu? 2.tur dediğimiz seçimler eşit güce sahip iki aday arasında mı olacak? Açıkça bir tarafta devletin bütün imkanlarını kullanan Tayyip Erdoğan var, diğer tarafta ise kaynakları son derece kısıtlı bir Kılıçdaroğlu var.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Liderlik hayali kuran Türkiye, puansız Karadağ'a takıldı