İlk bölümlerde birbirlerine sadece tahammül eden insanların bir kısmı daha sonra saygı duyma çizgisine yaklaşıyor, o çizgiyi geçen bile oluyor. İklimin ülkede farklı çiçeklerle bahara dönmesine özlemden sevdim belki de diziyi.Kadına şiddet sahneleri, sadece fiziksel değil, hayatın tüm alanında esareti yaşayan kadınları olduğu gibi göstermesi, mahallelerin kendi içinde bile kadına yapıştırdığı etiketleri önümüze sermesi, cinsiyet fark etmeksizin eril kafaların egemenliğini (bence) eleştirmesi arasında nasıl bir romantik bakış açısıyla bir arada olmaya dair kırıntılar gördün diye soranlar vardır. Sadece ben görmemiş olacağım ki RTÜK 5 bölüm durdurma ve en üstten para cezası layık gördü diziye. Burada sadece Kızılcık Şerbeti özelinde değil, bilhassa görsel medyada ikilemde kaldığım bir konuya bağlamak istiyorum. Şiddet eleştirisi yaparken, şiddete dair görüntüleri ne kadar göstermeliyiz? Şiddeti teşvik etmek gibi bir kavram üzerinde ahkam kesecek bir bilimsel donanımım yok. Ancak Netflix karşıtı bir grup insanın “eşcinselliği özendiriyor” tezine karşılık, eşcinsel olmayan bir bireyin bir platformda gördükleri üzerine “bir deneyeyim” diye heves edeceğine inanmıyorum. Zaten bilimsel gerçek de bu. Şiddet konusunda belki herkesi kendim gibi düşünmekten, fikrim paralel. Şiddete karşı daha üst seviyede bir duyarlılık yaratabilmek için, bizden başka hayatların zorluklarını ya da belki benzerlerimizin de aynı dertleri olduğunu göstermek için, pek tabi şiddet pornografisi sınırını geçmeden, görsellik sunulabilir. Kızılcık Şerbeti’ne gelene kadar neler izledik ayrıca, gördük ve görüyoruz. Sınırı geçtilerse dahi verilen cezada şiddet sahnelerinin sadece bahane yapıldığını düşünüyorum, çünkü başka işlere bu kadar ağır cezalar verilmedi. Yine de “Çizgili Pijamalı Çocuk” filminde olduğu gibi, bir çocuğun ölüm sahnesini görmeden, çocuğun ölümü içinize taş gibi oturabilir de. Açıkça sunmak değil sezdirmek marifet ise ve birilerini teşvik edebilme ihtimali dahi varsa, biraz daha hassasiyet hikâyeye zarar vermez.
Kızılcık Şerbet’ine dair
Gizem İspir
Dizinin ilk bölümünde dijitalde izlediğimiz örneği gibi sadece bir mahalleye itinayla dokunduracak, karşı mahalleye dair pek eleştiri barındırmayacak sandığım, ama izledikçe objektif olma çabasının çoğunlukla oldukça başarıyla izleyene geçtiği bir diziyle karşılaştım.
Seçimlere geri sayım devam ediyor. Açıklanan enflasyon rakamlarına güvensizlik devam ediyor. ITO İstanbul enflasyonunu %70’in üzerinde açıkladı. Güneyde deprem bölgesinde çadır başvurusu hâlâ sonuçlanmamış aileler var. Var da var, ülke gündemine baktığımızda hepimizin içine taş oturuyor.
Biraz uzaklaşmak istiyorsunuz, sinemaya, müziğe, kitaplara sığınıyorsunuz. Hafta sonu maça bakayım diyorsunuz. Dijitalde üç sezon bitiriyorsunuz vs. Tüm seçeneklerin içinde, en azından ben, ulusal kanallarda bir dizi ile hayata mola vermek isteyeceğime uzun süredir inanmıyordum. Özetle yıllardır hitap eden bir iş olmadı diyelim
Sosyal medyada “tt” olması da ilgimi çekmeye yetmemişti esasında. Ne zaman ki Kutsal Motor birden fazla bölümünden diziden bahsetmeye başladı, burada bir şeyler var dedim. Özellikle hangi karakter hangi partiye oy verirdi konulu videoları sonrasında içine düşmüş oldum.
Kızılcık Şerbeti’nden bahsediyorum.
İlk bölümünde dijitalde izlediğimiz örneği gibi sadece bir mahalleye itinayla dokunduracak, karşı mahalleye dair pek eleştiri barındırmayacak sandığım, ama izledikçe objektif olma çabasının çoğunlukla oldukça başarıyla izleyene geçtiği bir diziyle karşılaştım. En çok bu eleştiren yapısını sevdim.
Her mahallelinin kendi korunaklı alanında, kendi gibi olanıyla yaşama arzusuna karşılık, rengarenk, birbirine benzemez karakterlerin bir arada olmak zorunda kalmalarını sevdim. (Henüz izlemeyenler bana kızmasınlar diye cümlelerime dikkat ederek, olabildiğince kapalı yazmaya çalışıyorum) Belki zorunda kaldılar ama olsun.
Dramatik olaylar daha baskın da olsa, bir şekilde insanların sert köşelerinin nasıl yontulabileceğinin örneklerini gösterdiği için sevdim içeriği. Geri sayıma devam ederken, ülkenin büyük kısmında farklılıklarıyla hepimizin ortak faydaları için bir araya gelmiş o alternatife inanç var.
Kimisi neyi istediğinde net olmasa da neyi istemediğinde çok net olduğu için inanmak istiyor. Kimisi tam olarak bir arada olabilmeye dair özleminden dolayı inanıyor. Dizide ilerledikçe her mahallenin bağnazlarının, en azından çoğunun, karşı mahallilere karşı giderek yumuşayan tavrını görüyoruz.
İlk bölümlerde birbirlerine sadece tahammül eden insanların bir kısmı daha sonra saygı duyma çizgisine yaklaşıyor, o çizgiyi geçen bile oluyor. İklimin ülkede farklı çiçeklerle bahara dönmesine özlemden sevdim belki de diziyi.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
AIDS’ten ölen 13 yaşındaki çocuğun babasının ifadesi ortaya çıktı