Potansiyel bir döviz talebi riski var. Üretmek için ithalat yapmak zorundayız yani dövize gereksinimiz var. 200 milyar doları bir yıldan kısa vadeli toplam 459 milyar dolar dış borcumuz var. Uçağımız uçsa bile elimizde yakıt alacak dövizimiz yok.DOLAR/TÜRK LİRASI: Dar bir bantta yukarı doğru çıkıyordu, arada sırada aşağı yukarı sert dalgalanmalar yapsa da. Geçen hafta ufak bir zıplama yapıp 17,60 lirada kendine yeni bir yukarı bant açtı. Kısa vadeli hedefi 20 lira artık. Aslında dolar tüm para birimleri karşısında “borç tavanı krizi” yüzünden değer kazanıyor. Biz mecburen baskılıyoruz. Onun için yukarı hareketi hafif kalıyor. Eğer borç tavanı sorunu çözülmezse bu haftayı 19,90 ile 19,95 lira arasında bitirebiliriz. Erdoğan kazanırsa ağustos ayına hatta Eylül’e kadar doları baskılayabiliriz. Ama bu baskı, şimdilik 25 ile 30 lira arasında olan beklentiyi nereye taşır, hiç bilemiyorum. BİST100: Fed faiz artışı beklentisi, global durgunluk, borç tavanı sorunu tüm hisse piyaslarını olumsuz etkiliyor ama henüz hiç biri düşüş trendine girmedi. Bist için 4450 destek, 4930 puan haftalık direnç. ALTIN/ONS: İki hafta önce “Çok net Üçlü Tepe görünüyor. 2080 doların üstüne çıkmadığı müddetçe altından uzak durmanızı öneririm. Eğer üçlü tepe formasyonu çalışacaksa bundan sonraki haftaların kapanışı hep 2016 doların altında kalacaktır” tahmininde bulunmuştum. Geçen hafta yine kapanış 2016 doların altında kaldı. Hem ekonomik durgunluk hem ABD borç tavanı krizi var. Altının yukarı doğru primlenmesi gerekirken düşüyor. Gerçekten ilginç. Dikkatli olun. Bazı altınsever uzmanlar, “Altında alım zamanı, seçim yüzünden gevşedi” filan yazıyorlar. Bence mantıklı değil. Altının onsunu Türkiye seçimleri etkileyemez. Geçen hafta 1969 dolar desteğinde tutundu. Bu hafta dahil olmak üzere en fazla dört hafta daha burası dayanır. Bu süre içinde 2080 dolar kırılmadıysa büyük olasılık üçlü tepe çalışacaktır. Dünya Emtia Endeksi: Mart ayı sonunda 102 puanın bir müddet daha dayanacağını ama iki ay içinde aşağı doğru kırılacağını yazmıştım. Geçen hafta kırıldı. Bu hafta üstüne atamazsa 95 puan hedefte. EURO/USD: ABD borç tavanı gerginliği Avroya da diğer paralar gibi dolar karşısında değer kaybettirdi. Bu hafta 1,0810 çok önemli destek. Buranın altındaki kapanış tavan sorununun krize dönüştüğünün ilk sinyali olabilir. Dolar Endeksi: Dolar endeksinin 101,35 altına gelmeyeceğini iddia ettim biliyorsunuz. Şimdi 103,85 puanın üstüne çıkmasını da pek sanmıyorum. Tavan sorununun çözülme olasılığı daha fazla yani.
Dünya Gündemi ve Türkiye piyasalarında son dönemeç
Murat Kartalkaya
“Hainler, kör müsünüz? Şu yolların güzelliğine bak” diyenlere; “Kardeşim yoldan önce üretime, özellikle ithalatı ikame üretime, demiryollarına ve teknolojiye yatırım yapalım. Sonra bu yolların altın kaplamalısını bile yaparız” diyorduk. Anlatamadık.
Fed Faiz Artışı: Global piyasalar yine Fed faiz artışı yine ABD borçlanma tavanı sıkıntısını konuştu. Fed’in bazı yetkilileri faiz artışının durdurulmasını gerektiğini, Fed’in enflasyonu düşürme görevini tamamladığını iddia etse de çoğunluğun kararı bilinemiyor. Fed yetkilileri, gelecek ay yapılacak toplantıda faiz arışı ve kredilerdeki sıkılaştırma konusunda giderek daha bölünmüş bir görünüm sergiliyor.
ABD borçlanma Tavanı: Global piyasaları yakından ilgilendiren diğer konu ABD borç tavanının 1 Haziran tarihine kadar yükseltilmesi sorunu. Sürekli ılımlı açıklamalar gelse de bir türlü tavanın artırılma kararı çıkmaması piyasaları geriyor. Tavan artırılmazsa ABD hazinesi temerrüte düşüyor. Böyle bir şeyin olma durumu çok zayıf olsa da olmayacak bir şey değil. Böyle bir durumda dolara ve altına büyük bir kaçış olabilir. Kimse elinde hangi ülkenin olursa olsun tahvilini tutmak istemez.
Hisse senedi piyasaları çöker. Emeklilik fonları ve bankalar ciddi sallanır. Piyasa dalgalanmaları tsunami boyutlarına ulaşabilir. ABD temerrüte düşmez. Zaten bunun olma olasılığını piyasa zayıf görüyor olmalı. Yoksa altına satış değil alış gelmesi gerekir. Oysa altının ons fiyatı gevşiyor. Krizler ve savaşlar altının cazibesini ölümcül hâle getirir.
Global durgunluk ve Çin: Çin’in ekonomik olarak toparlanıp dünyayı da toparlayacağı beklentisine Çin’in verileri sekte vurdu. Nisan ayında bir önceki yıla göre %5,6 büyüdü Çin. Oysa beklenti %10 üzerindeydi. Piyasalar paniği kendince önlemeye çalışıyordu. Enerji krizi beklentilerin altında kalarak şimdilik kolay atlatıldı. Bankacılık krizi de öyle. Diğer en büyük beklenti ise dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’in kendisini hızla toplayacağı ve dünyayı ardına takacağıydı.
Çin’in Nisan verileri bu beklentiye ciddi gem vurdu. Dünyanın biraz daha durgunluk karamsarlığını artırdı. Bu karamsarlık üreticileri, emtia fiyatları düşmesine rağmen daha az üretmeye itecektir. Çok üretip sürümden kazanamayacaklarına göre az üretip kâr marjlarını artırmaya yöneleceklerdir.
PİYASA
12 Mayıs verilerine göre MB brüt rezervi bir haftada 9 milyar dolar azalarak 105 milyar dolar seviyesine indi. Yılbaşına göre azalış 23,6 milyar dolar oldu. Net rezervi 2,3 milyar dolara düştü. 2002 yılı başından beri böyle kötü rakam görmemiştik. Üstelik 2002 yılında MB nezdinde swap yoktu. Bugün swaplar 60 milyar dolar civarında. Swap hariç net döviz rezervi eksi 58 milyar dolar.
Yabancıların tahvil ve hisse senedi çıkışları devam ediyor. 12 Mayıs haftası hissede 135 milyon dolar, tahvilde 31 milyon dolar satmışlar. Tahvilde 31 milyon dolar ne olacak demeyin. Toplam porföy değerleri zaten bir milyar dolar. İktidar bankalara baskı yaparak yabancının tahvil satmasına, borsaya müdahale etmesiyle de hisseden çıkmasına büyük yardım yapıyor.
Bankalardaki döviz hesaplarında 3,4 milyar dolar azalış var. Bunun 3 milyar doları şirketlerde. Yılbaşına göre 6,3 milyar dolar azalış var. KKM hesabı ise yılbaşına göre 47 milyar dolar artmış. 120 milyar dolara ulaştı. Yani her an TL’den dövize geçebilecek 120 milyar dolarlık TL mevcut. Devasa potansiyel bir döviz talebi vade sonlarını bekliyor olabilir. Potansiyel bir döviz talebi riski var. Üretmek için ithalat yapmak zorundayız yani dövize gereksinimiz var. 200 milyar doları bir yıldan kısa vadeli toplam 459 milyar dolar dış borcumuz var. Uçağımız uçsa bile elimizde yakıt alacak dövizimiz yok.
Ülkeye döviz yağarken asfalta, betona yatırım yaptılar. “Hainler, kör müsünüz? Şu yolların güzelliğine bak” diyenlere; “Kardeşim yoldan önce üretime, özellikle ithalatı ikame üretime, demiryollarına ve teknolojiye yatırım yapalım. Sonra bu yolların altın kaplamalısını bile yaparız” diyorduk. Anlatamadık. Şimdi de “Uçak yaptık, gemi yaptık hainler” diyorlar. Sevgili kardeşim bir vatandaşın uçağa, gemiye karşı olması için geri zekalı olması gerek. Tabii ki yapalım. Ama önce ekonomiyi güçlendirelim. Güçlü ekonomi ile düzinelerce uçak yaparız. Kokpit camını açık tutmak için çubuk kullanmadan hem de. Yoksa uçağımız olur ama mermimiz, yakıtımız olmaz.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Liderlik hayali kuran Türkiye, puansız Karadağ'a takıldı