“Çözerse Erdoğan Çözer” kampanyası tutar mı?
Ali Haydar Fırat
Karşılaşılan bu ağır ekonomik, kurumsal, toplumsal ve siyasal krizin derinliği, mevcut iktidarın son sığınağı olan “Çözerse Erdoğan Çözer” sloganının da kabul görmesini imkansızlaştırmaktadır.
Alt üst edici siyasal, ekonomik ve toplumsal bir sürecin arifesindeyiz. Böylesi süreçleri olağan kavram ve durumlarla açıklamak ya da böylesi durumlara bu kavram seti ile hazırlanmak veyahut bu sürece benzer kişi, aktör ve söylemlerle öncülük etmek olası değildir. Bu sebeple yeni bir siyasetin, kurucu bir siyasetin varlığı zorunludur.
Aşikârdır ki ne AK Parti ne Cumhurbaşkanı Erdoğan böylesi bir sürecin aktörü olamaz. Ne “çözerse Erdoğan çözer” ne de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a atfedilen karizma ile böylesi bir sürecin üstesinden gelmek ya da bizatihi kendi ürettiği sorunları çözmek olası değildir.
Görülmektedir ki Erdoğan ve onun çevresinde oluşan ittifakın son sığınağı, “çözerse Erdoğan çözer” ya da “yaparsa Erdoğan yapar” kampanyasının bir sonuç vermesi olası değildir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasetini ülkede var olan eşitsizliklerin, adaletsizliklerin yani sınıfsal ve toplumsal “kinin” enerjisi üzerine kurmuştu.
İçeride yoğun kamu kurum ve kaynaklarının satışı ile dışarıdan gelen kaynakların bolluğu ve çeşitliliği görece bir rahatlama sağlamış ancak bu kaynakların tüketimi ile birlikte özellikle son bir yılda normal zamanlarda örneği görülmemiş büyük bir yoksullaşma, yoksunlaşma ve tarihte görülmemiş bir umutsuzluk ortaya çıkmıştır. Bu süreci tersine çevirecek palyatif önemlerle ise yaranın daha fazla kanamasına sebebiyet vermektedir. Aynı oranda Erdoğan’ın çözme kapasitesinin de olmadığı kamuoyu tarafından giderek kabul edilmektedir.
Öncülüğünü CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yaptığı ve bundan dolayı bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından eleştirilen; asgari ücret artışı, taşerona kadro verilmesi, 3600 ek gösterge ve KYK faizlerinin silinmesi aslında uzun ve meşakkatli bir sürecin sonucunda gerçekleşti.
Bu alanlarda hala çözüm bekleyen durumlar olsa da genel itibariyle yaşananların özellikle muhalefet ciddi bir puan kazandırdığı söylenebilir. Fakat içinde bulunduğumuz durum mevcut iyileştirmeleri anlamsızlaştıracak kadar ağır bir kriz halidir.
Dolayısıyla geniş toplum kesimleri var olan krizin çözümünü beklemektedir. Çözümün ötelenmesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aldığı tedbirlerin ve uyguladığı politikaların krizi derinleştirmesi, Erdoğan’ın krizi çözmek için seçtiği kişilerin güven vermemesi ve nihayetinde oluşan derin umutsuzluk ve karamsarlık hali “çözerse Erdoğan çözer” kampanyasını etkisizleştirmektedir.
Zira karşılaşılan bu ağır ekonomik, kurumsal, toplumsal ve siyasal kriz karşısında mevcut iktidarın geçmişte yanına aldığı toplumsal ve sınıfsal “kin” giderek ve olağan bir biçimde karşısında görmesi son sığınak olarak topluma sunulan “yaparsa Erdoğan yapar” sloganının da kabul görmediğini göstermektedir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerine inşa edilen kampanyanın bu sefer olumlu sonuç verecek parametreleri mevcut değildir. Bir sonraki yazıda Erdoğan karizması ve seçime etkisini ele alacağım.
İyi bir hafta dileğiyle…
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Liderlik hayali kuran Türkiye, puansız Karadağ'a takıldı