Ekonomi uçurumdan yere çakıldı. Kol, bacak, kaburga kırık ama daha sıcak olduğundan ağrıyı hissetmiyoruz. Ağrı kesici serumu da veriyorlar koldan (zam, ihracat filan). İyi atlattık sanıyoruz. FED Şahin, ECB Güvercin. Bu hafta önce FED tutanakları açıklandı. Faiz artışının 2023 yılında da devam etmesi ve %5 üstünün görüleceği şeklinde yorumlandı. Ardından ECB’nin bir üyesi faiz artışında sona gelindiğine dair açıklama yaptı. Piyasalar bir anda yeniden karıştı. Dolar diğer paralar karşısında değer kazandı. Euro ve Sterlin, dolar karşısında hiç beklemediğim kayıplar yaşadı. Beni takip edenler bilir. Aylardır her hafta başka bir söylemle piyasaların yüksek dalgalanmaya devam edeceğini yazdım. Dünyanın sorunu keşke faiz artırarak ya da düşürerek çözülecek kadar kolay olsaydı. Ne yazık ki dünyadaki majör merkez bankalarının parasal hacimleri yirmi yıl önceye göre yirmi kat artmış durumda. Bu bol paraya alışmış azgınlık daha çok sallar piyasaları. Bu parasal bolluk dizginlenmeden dalgalanmanın bitmeyeceğini düşünüyorum. Sadece parasal bolluk değil tabi ki sorun. Pandemi ile birlikte kırılan ve hâlen onarılamayan tedarik zinciri var. Çin’in bitip tükenmeyen COVID önlemleri var. Ne yarasaymış arkadaş. Hâlen mi yiyorlar anlamıyorum ki, tam bitiyor diyoruz; Çin de yeniden patlıyor.  Rusya – Ukrayna savaşı da dünya ekonomisini bozmaya devam ediyor ve edecek gibi duruyor. Türkiye Döviz Mevduatları: Bankalar nezdindeki döviz mevduatlarındaki erime 30 Aralık haftası da devam etti. Yılbaşına göre 46 milyar dolar azaldı. İktidarın “lirayı değersizleştirme” dahiyane programına tüm ülke döviz satarak destek olduk, yine de başaramadılar. Olsun en azından döviz tutanlar “vatan haini” yaftasından kurtuldular. Krediler: 30 Aralık haftası 74 milyar TL oldu. Aralık hafta ortalaması 69 milyar TL.  Haftalık Eylül ortalaması 40 milyar TL, Ekim ortalaması 46 milyar TL, Kasım ortalaması 51 milyar TL gerçekleşmişti.  Bir yılda kredi hacmi % 55 artmış ancak, %64 TÜİK enflasyonunu dikkate alırsak 2021 yılına göre kredi kullanımı reel olarak azalmış. TCMB Rezerv: 30 Aralık haftası da arttı. Net rezerv yılbaşına göre 22 milyar dolar arttı. Swap hariç net rezerv ise yılbaşına göre 16 milyar düzelmiş durumda. Eksi 59 milyar dolardan eksi 43,5 milyar dolara düşmüş.  İktidarın döviz stoklama isteğine dikkat etmek gerekiyor sanırım. Seçime Giderken: Gündemimiz tamamen seçime döndü. Tek amaç var, seçimi kazanmak. Ülke yanıyormuş, “yansın yeter ki seçimi kazanalım” zihniyetinin tam ortasındayız. Ekonomik bilgiler, değerler, yorumlar tamamen devre dışı.  İşçisinden, iş adamına herkes hazır seçim telaşı varken “bir parça koparırsak” kardır derdinde. Ekonomi uçurumdan yere çakıldı. Kol, bacak, kaburga kırık ama daha sıcak olduğundan ağrıyı hissetmiyoruz. Ağrı kesici serumu da veriyorlar koldan (zam, ihracat filan). İyi atlattık sanıyoruz. Eninde sonunda kırık kemikler için ameliyat gerekecek. “Eğer ülkeni kurtaracak bir lider beklemekteysen, ben size hiçbir şey öğretememişim demektir.” ATATÜRK. İlla ki lider uyduracağız huyumuzu bıraksak mı artık? Atatürk’ten sonra gelmedi işte. Gerek de yok zaten. Artık vatandaş olarak LİDER olduğumuza inanıp kendimize profesyonel yönetici seçmemiz, belli bir süre çalıştırıp sonra yeni bir tane seçmemiz gerekmiyor mu!? Seçilenin ne önemi var. Liyakatli, bilgili, çalışan, dürüst olsun yeter. İster Özlem Çerçioğu, ister Muhiddin Böcek olsun. Mansur Yavaş değil de Tanju Özcan olsun. İmamoğlu yerine Zeydan Karalar olsun. Benim en sevdiğim ve beğendim Zeydan Karalar mesela. Ama iki, üç kişi üzerinden bir liderlik algısı oluşuyor hepimizi esir alıyor. Vatandaşın lider olduğu ve bunu içine sindirdiği bir sistem olsun. Başkan kim olursa olsun. PİYASA DOLAR/TÜRK LİRASI: 18,35 üstünde kaldıkça zıplama etkisi devam ediyor. 18,47 – 18,80 sıkışması devam ediyor. Seçime kadar iktidar bu bantta kalmak isteyecek gibi duruyor.
İktidarın seçime kadar borsanın çökmesine izin vereceğini zannetmiyorum.  Bir yıl içinde 1,4 milyon yeni yatırımcı gelmiş borsaya. Bitcoin, gayrimenkul, altın gazı bitince yatırımcının elinde sadece borsa kaldı.
BİST100: Yabancı satışı 30 Aralık haftası da devam etti.  54 milyon dolar satış görülüyor. Son üç ayda satışları 1,1 milyar doları geçti. Geçen hafta: “Alıcı gelmezse gevşeme söz konusu olabilir. Destek 5270 ve 5100; direnç 5720 ve 5900 puanda.” Tahmininde bulunmuştum.  Gerçekten alıcı gelmeyince 5000 puana kadar gevşedi. Tabii birçok dedikodu ile birlikte panik satış oldu.  Haftanın son günü toparladı. Zaten iktidarın seçime kadar borsanın çökmesine izin vereceğini zannetmiyorum.  Bir yıl içinde 1,4 milyon yeni yatırımcı gelmiş borsaya. Bitcoin, gayrimenkul, altın gazı bitince yatırımcının elinde sadece borsa kaldı.  Yediden yetmişe herkes borsa uzmanı oldu. Seçim öncesi onlara zarar verilmesine izin veremez iktidar.  Apo’yu yakalayıp Türkiye’ye getiren, adalet karşısına çıkaran Ecevit iktidarını yerle bir etti borsanın çöküşü. Haftalardır satıcısız yükselen borsa, geçen hafta alıcı gelmeyince gevşedi. Haftanın son günü alıcı gelince yine hacimsiz çıktı. Bu hafta, destek 5150 puanda. Dirençler 5700 ve 5900 puanda. ALTIN/ONS: Ben uzun süreli bir yataya girecek ve bu yatay bandın altı 1700 dolar civarı, üstü 1825 dolar olacak diye düşünüyordum.  Geçen hafta 1870 dolara kadar çıkıp haftayı 1865 dolardan kapaması benim senaryomu çürüttü. O yüzden bir süre yorum yapmamam daha sağlıklı. AVRO/DOLAR: FED ve ECB açıklamaları, beklemediğim bir gevşemeye yol açtı. 1,0480 seviyesini gördü. Yine de haftalık kapanışın 1,0610 seviyesinin üstünde olması, senaryomun geçerli kalmasını sağladı. 1,0610 – 1,0810 bandı devam gibi görünüyor. Dolar Endeksi: 103,50 üstünde haftalık kapanış yapmaya devam etti. 103,50 seviyesinin altına gevşemenin 2023 ilk çeyreği sonunda olmasını bekliyorum. O zaman kadar 103,50 dayanır gibi geliyor bana. 103,50 seviyesinin kırılıp 100 puana inmesi benim için şaşırtıcı olmaz.