Ekonomi kurmayları değiştiği gün yazmıştım. “MB faizi en fazla %19 hadi en fazla %20 yapıp bırakır” diye. O zamanlar %28 ile %35 seviyesine kadar artış bekleyenler bugün “%20 iyidir” demeye başladı. %20 seviyesini kim belirliyor. Piyasalar mı? Komik olmayın rica ederim. Dünya Gündemi: Beklenildiği gibi Fed ve ECB 25 baz puan faiz arttırdı. ABD tüfesi %3 seviyesine inmişken Fed faizi %5,50. Euro bölgesi Tüfesi %5,50 iken ECB faizi %4,25. İkisininde öncelikli mücadelesi “enflasyon” olduğuna göre ve enflasyonu indirmek için ağırlıklı “faiz silahı” kullanmayı tercih ettiklerine göre ECB’nin daha çok yolu olduğu anlaşılıyor. ABD tüfesine rağmen Fed faiz kararı sonrasında, “faiz artışına son verdik” yerine yine şahince açıklama yaptı. Daha önce yazdığım gibi ABD de, Ağustos enflasyonunda bir yükselme bekleyenlerin sayısı az değil. Üstelik 2. Çeyrekte ABD ekonomisi yıllık bazda %1,8 büyüme beklentisine karşın %2,4 büyüdü. Anlaşılan Fed “Faiz artışı sopasını” 2023 sonuna kadar elinde tutacak. ECB’nin işi daha zor. Faiz artırması gerek ama Euro bölgesinin teknik durgunlukta olması daha sert kararlar almasını etkiliyor. TÜRKİYE’DE GÜNDEM Liyakatli Kadrolar, ekonomi yönetiminde yerini almaya devam ediyor. Geçen hafta “faiz indirim” kararında imzası olan üç MB yardımcısı daha görevden alınıp yerine ekonomi ve finans camiasında tanınan uzmanlar göreve getirildi. Giden üç başkan yardımcısı zannedersin “faiz indirim kararını” özgür iradeleri ile verdiler. Gidişlerini piyasada pek bir coşkuyla kutladı. Ekonomi ve finans camiasının, tanıdığı isimlerin göreve gelmesini coşkuyla alkışlamasını anlıyorum. Bir şekilde çoğunluğunun tanıdığı ya da arkadaşı, en azında konunun uzmanı olduğuna inanıyorlar. İşin komik tarafı, iki yıldır mantıksız, akıldışı faiz indirimi kararları alanlara ses çıkarmayan yandaş camianın yeni göreve gelenler için “liyakat çağlayanı” demesi. İyi kardeşim de madem bu işi bu kadar iyi biliyordunuz iki yıldır indirilen akıl dışı faize neden hiç gıgınız çıkmadı. Yeni göreve gelenlerin de bu akıldışı kararlara tepki gösterdiğini dair söylemlerine hiç denk gelmedim doğrusu… Aynı filmin tekrarı: Bence defalarca izlediğimiz film tekrarlanıyor. Artistler değişiyor; yazarı, yönetmeni, kurgusu, konusu hep aynı. Anthony Hopkins, “Parçala Behçet” filmini ne kadar muhteşem yorumlayabilir ki? Berat bey zamanından beri aynı şeyi söylüyorum, yazıyorum. Berat bey ekonomi yüksek tahsili yapmış birisi, bu akıldışı söylemleri ve kararları kendi iradesi ile söylüyor olamaz. Benim bildiğim kadarıyla ekonominin başına gelen en niteliksiz yöneticiler Nebati ve Kavcıoğlu’ydu. Onların bile bu kadar dramatik hatalar yaptığına inanmıyorum. Yine tüm suç onlara kaldı. Oysa tüm bunların sorumlusu kendi ağzından meydanlarda defalarca açıkladı. “Ben ekonomistim. Ekonominin sorumlusu benim, ben” diye. Kamuoyu yine suçu oyunculara yükleyip kenara çekildi. Ekonomi düzelir mi? Yeni gelenlerin liyakati ve coşkuyla karşılanması bana Naci Ağbal, Lütfi Elvan dönemini hatırlatıyor. “Bakın CDS” ler nasıl düştü demeye başladılar. Seçim sonrası 700 puan üstünde olan CDS ler düşmeye başlamıştı. MB başkanı değiştiğinde 600 puandı. Bugün 400 puanın altında. Oleeeey!!! Halbuki Ağbal göreve geldiğinde 558 puan CDS’ler dört ay içinde %50 azalarak 282 puana düşmüştü. Gaye hanımın göreve geldiği günü baz alırsak CDS’ler şimdilik %33 gevşemiş. İki ay daha gevşeyecektir. Tahvile yabancı neden gelmiyor? Ağbal geldiğinde hisse senetlerine ve tahvile 5 milyar dolar üstünde yabancı gelmişti. Hisse senedine yine yabancı geliyor ama tahvile gelmiyor. O dönem Fed faizi %0,25 iken TCMB faizi %10,25 seviyesindeydi. O zamanlar faiz artışını tüm ekonomistler, piyasa oyuncuları ve kamuoyu alkışlarken ben, “Yapmayın faizi artırmak işe yaramaz sadece vurkaçcılar gelir” diye çok yazdım, söyledim. %15 e ardından %19 a yükseltiler. Tahvile yabancı geldi. Bugün gelmiyor. Dünyada faiz yokken faiz arttıran kafa, bugün majör ülke faizleri tarihi zirvelerine yaklaşmış iken yalandan faiz artırıyor. Ekonomi kurmayları değiştiği gün yazmıştım. “MB faizi en fazla %19 hadi en fazla %20 yapıp bırakır” diye. O zamanlar %28 ile %35 seviyesine kadar artış bekleyenler bugün “%20 iyidir” demeye başladı. %20 seviyesini kim belirliyor. Piyasalar mı? Komik olmayın rica ederim.
Vahşi kapitalizmin bu kadar ağır olduğu Türkiye ayarında başka bir ülke yoktur günümüzde. Biz aynı oyunun değişen artistlerini alkışlamaya veya günah keçisi ilan etmeye devam ediyoruz. Ciğerimiz, ormanlarımız yağmalanıyor tık yok. Motorine seçimden bu yana %90 zam geldi yine tık yok.
Ağbal döneminde borsa %50 civarında artmıştı. Bugün de bu orana doğru ilerliyor. 7500 puan üstünü görmesi istatistiki bir gerçek. Çok da alkışlamayın yani, ellerinize yazık. Peki döviz neden düşmüyor?! Ağbal döneminde dolar, %20 gevşemişti. Şimdi gevşemiyor. Çünkü o dönemde dünyada faiz yoktu ve vatandaşımızda dövize gömülmüştü. Yüksek faize yabancı geldi ama esas etkiyi dövizden yüksek faize koşan vatandaş yaptı. Bugün vatandaşın elinde döviz yok ki bozup faize dönsün. Herkes KKM’de zaten. Ayrıca Aralık 2020 tüfe yıllık %12,28 iken MB faizi %19 a kadar, iki yıllık tahvil faizi %17 seviyelerine kadar çıktı. Mevduat faizi de %17 civarındaydı. Bugün Haziran 2023 tüfe %38,21. Bu zamlarla enflasyonun yıl sonu %58 olacağını MB açıkladı. Mevduat faizi %30’larda. Millet niye TL’ye dönsün?! Ağbal döneminde MB rezervleri yakılıyordu ama rezerv mevcuttu. Bugün rezerv yok. O yüzden MB arkada kapıdan döviz alıyor. Uzmanlar şimdiye kadar alınan dövizin 20 milyar doları bulduğunu iddia ediyor. Eğitimsel, ahlaki, hukuksal çöküşümüze hiç girmiyorum. Vahşi kapitalizmin bu kadar ağır olduğu Türkiye ayarında başka bir ülke yoktur günümüzde. Biz aynı oyunun değişen artistlerini alkışlamaya veya günah keçisi ilan etmeye devam ediyoruz. Ciğerimiz, ormanlarımız yağmalanıyor tık yok. Motorine seçimden bu yana %90 zam geldi yine tık yok. Muhalefet desen “kuzuların sessizliği”. Muhalefet bir mucize olmazda bu dağınıklıkta devam ederse yerel seçimlerde hüsrana uğrayacak gibi duruyor. Erdoğan “liyakatli kadrolarımız var” algısını uzun süre devam ettirebilir. Son beş yılın akıl dışı tüm ekonomik kararları vatandaşların sırtına yüklenemeye, vatandaş kamçınlanmaya devam ederken, enflasyon altında ticari kredi faizleri ile şirketler beslenmeye devam edilecektir. Yandaş şirketlerin yine kiraları, ödemeleri ötelenecek, vergi borçları silinecek. Seçim öncesi de gelirlinin ve emeklinin ağzına bir parmak bal çalıp devam edilecektir. Olur da muhalefette mucizevi bir hareketlenme olursa bu sefer “Bak liyakatli adamlar geldi, beceremedi. Nas var, Nas’a” geri döner ve şu anda alkışlanan kadroları göndeririz. Senarist, yönetmen, kurgu aynı kalırken artistlerin değişmesi bir işe yaramaz, lütfen artık bir kendinize gelin yahu. Allah aşkına bir gözünüzü açın. PİYASA   Dolar/TL: Spot fiyat ile ağırlıklı ortalama 26 ile 27 arasında birbirine yapışacak gibi duruyor. Ve buralarda hafif yukarı yılsonuna kadar devam edeceğiz. 3 Ağustos tarihine kadar 27,60 lira üstüne zıplama yapamazsa bu tahminim daha güçlenir.
Senarist, yönetmen, kurgu aynı kalırken artistlerin değişmesi bir işe yaramaz, lütfen artık bir kendinize gelin yahu. Allah aşkına bir gözünüzü açın.
Bist100: Seçim sonrası “hedefi 7250 ile 7500 puan arasında” diye tahmin etmiştim. 7100 puana yaklaştık. Piyasada 10.000 puan konuşulmaya başladı. Geçen hafta kapanışı 2,60 USD’ye geldik. Ben bundan sonrasına dikkat etmenizi öneririm. Özellikle 2,80 dolar seviyelerine. Şunu da aklınızın bir köşesinde tutun. Geçen günlerde İris Cibre analiz etmişti. Son sekiz ayda borsa TL bazında %82 değerlenmiş. Borsayı 136 bin kişi yönetiyor ve para kazanıyor. Diğerleri onların izin verdiği ölçüde para kazanabiliyor. Borsa böyle yükselirken küçük yatırımcı para kaybetmiş. Altın/ons: Üçlü Tepe , 1970 doların üstünde iki hafta kapanış yapmadığı müddetçe geçerli. Özellikle Hindistan başta düğün sezonu olması, yeniyıl filan altına fiziki talebi artırabilir. Ama teknikte hâlen üçlü tepe görünümü değişmedi. “Altına çok fazla bel bağlamayın” diyen tek kişi olmak hoş değil ama teknikte bunu görüyorum. Euro/USD: Bu hafta 1,0920 destek. Bunun altına gelmesi yeniden gevşemeye yol açar. 1,1250 hedefine ulaştıktan sonra yukarı mı, aşağı mı hareket edeceğine henüz karar vermemiş görünüyor. Eylül başına kadar bu kararsızlığı devam edebilir. Gümüş/USD: 25,10 dolar güçlü direncini yine aşamadı. 24,20 dolar altına inerse 22,5 dolara kadar gevşeyebilir. Dünya Emtia endeksi: Tahmin ettiğim gibi 100 puanın altını dip yaptı, 110 puana doğru gidiyor. Bu hafta hafif bir direnç olan 107 puanında üstünde kapadı. Brent:  86 dolara gidiyor. Devam. Dolar düşmüyor, petrol fiyatları çıkıyor. Her hafta benzine, mazota zam haberleri gelmeye devam edecek. Gerçi kimin umurunda. Bitcoin: 29.000 ve 33.000 dolar arasındaki sıkışma devam. Aylardır yazdığım gibi 31.500 doların üstünde haftalık kapanış yapmadığı müddetçe itibar etmeyiniz. TR Tahviller: 10 yıllıkların faizi %19,40 seviyesine kadar çıktı ama bence yetersiz. %24 hedefte. İki yıllıklar %15,60 direncine dayandı ama bence %18 üstünü deneyecektir.