Bugün itibariyle “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni yasama dönemine başlıyor. Aslında bu süreç TBMM’nin bir tür yetki devri olarak da yorumlanabilir. Adalet ve Kalkınma Partisi ile ortağı Milliyetçi Hareket Partisi bu yeni sistemin yetki devrini gerçekleştirmek için yoğun bir çaba içine girerken, Cumhuriyet Halk Partisi başta olmak üzere diğer muhalefet partileri bu yetki devrine karşı mücadele verecek ve TBMM’nin geleneksel konumunun korunmasını savunacaktır. Ancak yeni bir durum, yeni bir dönem ve bir süreç ile karşı karşıyayız. Bu durum yeni hareket tarzları, yeni siyaset yapma biçimleri ve yeni bir muhalefet anlayışını gerektirmektedir ki muhalefet açısından da sorun bu noktadadır. Öncelikle muhalefet bu yeni durumu hem çok iyi çözümlemeli, imkan ve sınırlılıklarını en ince detayına kadar hesaplayabilmelidir. Salt bir karşı çıkışın, aynı argümanlarla eleştiri getirmenin bir karşılığı olmadığını referandum, seçim ve bütün bu süreçte gözlemledik. O nedenle muhalefet açısından öncelikli olan “eski parlamenter rejimi” savunma çabasını aşıp, daha güçlü demokratik bir rejimi kuracak formülasyonlar, çözümler, ataklar geliştirebilmesidir. 12 Eylül darbe anayasasının kurguladığı sistemi savunmak yerine, yeni anayasa ve yeni bir sistem önerisini bütün boyutları ve detaylarıyla gündeme alıp en geniş bircimde siyasallaştırıp, toplumsallaştırmalıdır. AK Parti tarafından üretilen bu sistemin çok ciddi krizler üreteceği görülmektedir. Devlet sisteminin kilitleneceği, bürokratik devlet aygıtının işleyemez hale geleceği ve bunun sonucunda daha da baskıcı bir sistemle karşı karşıya kalınacağı görülmelidir. O nedenle muhalefet açısından mesele TBMM kürsüsünü iyi kullanmaktan öte çok daha büyük bir muhalefeti örgütlemek sorumluluğudur. O nedenle yeni dönemin yeni bir muhalefet anlayışına ihtiyacı var ve bu muhalefet anlayışının temel parametreleri şunlardır;
  • Muhalefet bilimsel olarak yapılmalıdır.
  • Muhalefet örgütsel olarak yapılmalıdır.
  • Muhalefet sonuç alıcı olmalıdır.
  • Muhalefet inandırıcı olmalıdır.
  • Muhalefet nihai olarak yeni bir iktidar için yapılmalıdır.
Bu çerçevede; Bütün alanlarda söylenegelen sözlerin (siz bunu eleştiri olarak okuyun) hükümsüzlüğü sadece iktidarı tahkim etmiyor aynı zamanda muhalefetin yönetebilirlik iddiasını ortadan kaldırıyor. Muhalefetin bütün kurum, örgüt ve bireylerinin aynı sözler ve hareket tarzları ile devam etmesi sadece mevcut sistemi güçlendirecektir. Bundan vazgeçilmelidir. Tek aktörün kurumsal eleştiri ve çözüm yerine kendi içini siyasal alana dökmesi muhalefet değildir. Muhalefet, örgütlü ve çözüm sunan eleştiri demetidir ve kendini sabitlemeyi değil alternatif olmayı önceler. Ülkenin herhangi bir sorununa ya da iktidarın herhangi bir söz ve eylemine karşı ayrı ayrı hızlı tepkiler vermek bir muhalefet etme şekli değildir. Ülkenin en sağlam eleştiri cümlelerini kurmak, manşetlere çıkmak çözüm değildir tam tersine kurumsal olanı yok eden bir niteliği içerir. Kişisel eleştiri iktidarların en arzu ettiği yöntemdir. Çünkü biriken sözü açığa çıkarır ama asla siyasal bir harekete yol açmaz. Muhalefet kişisel eleştiriyi terk edip az söz, sağlam kurumsal eleştiriyi tek bir özneymişçesine söylediği anda değişim mümkün olur. Diğer türlü parlayan ve sönen muhalefet yıldızlarına tanıklık etmiş oluruz ve 16 yılda sayısız örneğine tanıklık ettik. Somutlarsak sabah erken kalkan danışmanın yaşanan soruna ilişkin hızlıca hazırlayıp sunduğu soru/araştırma önergeleri ya da basın açıklamaları bir muhalefet yapma etkinliği değildir. Hazırlayan için bir halkla ilişkiler faaliyetidir. Bütün sorumluluğu danışmana yükleyip kişisel PR peşinde mücadele etmenin kurumsal, siyasal ve de toplumsal bir getirisi yoktur. Yapılacak her bir eylem, verilecek her bir cevap, hazırlanacak her bir araştırma/soru önergeleri kurumsal bir aklın süzgecinden geçirilmelidir. Olayın bütün ayrıntıları anlaşılmadan, çözüm önerileri ile taçlandırılmadan ezbere yapılan muhalefet muhalefet değildir. Sokakta karşılığı olmayacak, halka dokunmayacak ve salt gazete haberlerinden yola çıkılarak üretilmiş bir metnin hiçbir faydası olmamıştır, olmayacaktır. O nedenle;
  • Muhalefetin yeni bir sistem ve anayasa önerisi olmalıdır.
  • Toplumsal ve siyasal muhalefeti birleştirme çabası olmalıdır.
  • Kurumsal bir eleştiri/denetim/üretim mekanizması olmalıdır.
  • Güçlü örgütsel çıkışlarla alternatif sunacak metinler üretilmeli ve tartışmaya sokulmalıdır.
  • •Sokaktan ve halktan beslenen, sürekli bir biçimde yaşam alanlarında üretilen bir muhalefet anlayışı yaşama geçirilmelidir.