Ali Haydar Fırat yazdı | “Bu devlet bizim kendimiz gibi düşünmemize izin vermedi”
Ali Haydar Fırat
CHP Genel Merkezinde yaşlı, türbanlı bir teyze ile konuşuyoruz. Konuşmanın bir yerinde şöyle dedi, “Biz Turan Emeksiz’in (Demokrat Parti tarafından Tahkikat Komisyonu'nun kurulmasına dair kanunun kabul edilmesi üzerine 28 Nisan 1960 sabahı İstanbul Üniversitesi bahçesinde düzenlenen protesto mitingi sırasında öldürülen üniversite öğrencisidir) akrabalarıyız. Bu devlet bize komünist muamelesi yaptı. Biz de milliyetçi olduk. 12 Eylül döneminde kocamın kardeşi ülkücü olduğu için öldürüldü. Sonra bu devlet bizi yine cezalandırdı ve bizi Cemaate yönlendirdi. Şimdi de Cemaatten suçlu olduk. Oğlum biz hiç kendimiz gibi düşünmedik. Bu devlet bizim kendimiz gibi düşünmemize izin vermedi.”
Belki bugün AKP üzerinden bir takım eleştiriler yapıyoruz. Ancak ortada çok ciddi bir sorun var. Bu devlet toplumu, kitleleri sürekli baskı altında tuttu. Bugün AKP’nin devlet eliyle yaptığı toplum mühendisliğini devlet sürekli bir biçimde yaptı. 27 Mayıs sonrasında sola, 12 Mart sonrasında milliyetçiliğe, 12 Eylül sonrasında ise İslamcılığa yönlendirdi. Hiçbir zaman bu toplumun reşit olmasına, kendi aklıyla doğruları bulmasına, özgür seçim yapmasına izin vermedi. Kant aydınlanmayı, "aklı kullanma cesareti" olarak yorumlar. Bu halk devletten kaynaklı olarak hiçbir zaman bu cesareti gösteremedi ve devlet bu cesareti gösterenlere en ağır işkenceler, zulümler, ölümler reva gördü. Bugün hala devlet, AKP devleti aynı mantıkla yola devam ediyor. FETÖ’yü yaratan sistemdir. Komünizmle Mücadele Derneklerinde emperyalizm, sağ ve İslamcılığın ittifakıyla bu örgüt bugünlere getirtildi. AKP döneminde semirtildi ve muhalif bütün kesimlerin üzerine saldırtıldı. Sonra bumerang gibi AKP’ye döndü. Şimdi AKP kendisini bu yapıdan ayrıştırmaya çalışıyor. Bu nedenle eleştiri yapan herkesi kriminalize ediyor. Ama sorunumuz bundan daha büyük. Çünkü sağlıklı olmayan bir devlet aklı ve o aklın reşit olmasına izin vermediği bir toplum aklı var karşımızda.
Kendi doğrularını üretemeyen, kendi gerçekliliği doğrultusunda davranmayan, korku ve tedirginlikle düşünsel ve siyasal olana mesafe koyan, sadece yönlendirme olduğunda bir görüşe, düşünceye, yapıya kanalize olan bu kitlesellik; ne düşünce ne bilim, ne de özgür bir gelecek yaratır.
Bugün ülke olarak büyük bir krizin içindeysek ve her on yılda bir krizlerle sarsılıyorsak işte bu devlet aklının sağlıksız tavrı yüzündendir.
Marx’ın, Feuerbach üzerine ikinci tezinde “hakikatin insan düşüncesine atfedilip atfedilmeyeceği sorunu -bir teori sorunu değil, pratik bir sorundur. İnsan, hakikati, yani düşüncesinin gerçekliğini ve gücünü, bu dünyaya aitliğini pratikte kanıtlamalıdır. Pratikten yalıtılmış düşüncenin gerçekliği ya da gerçeksizliği konusundaki tartışma, tamamıyla skolastik bir sorundur” Tam da buradan hareketle pratiğe aksettirilmesine izin verilmeyen düşüncenin, teorik öncülleri ne olursa olsun, gündelik insan bunun farkında değildir, pratiğe ise kendi gerçekliğine uygun değil, egemen olanın istemine uygun bir tavır ortaya koymaktadır. Buradan hareketle düşüncenin ne denli sağlıklı olup olmadığını tartışmak tam da Marx’ın dediği gibi skolastiktir.
Bugün yaşadığımız da devlet tarafından “aklın, düşüncenin tutulumudur” ve pratiğe, gündelik yaşama kendi istediği gibi yansıtılması ve harekete dökülmesidir.
Bu ülke ve bu halk bu döngüyü kırmadıkça her on yılda bir İslamcı, ülkücü, solcu olmaya devam eder. Böyle bir patolojinin bir toplumu ileri taşıması da, paranoyalardan kurtulması da, sağlıklı olabilmesi de mümkün değildir.
CHP Genel Merkezi’ndeki türbanlı teyze “bundan sonra oyumu CHP’ye verip, üye olacağım” dedi. Bu durum kişisel bir tutum da olabilir, devlet aklının yeni yönlendirmesinin bir sonucu da… Ancak savunulması gereken şey, insanların her koşulda özgür bir biçimde düşünmeleri, bunu örgütlemeleri ve yaşama geçirmeleridir. Buna da demokrasi diyoruz…
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
Bakan Işıkhan asgari ücreti açıkladı
İstanbul'da deprem meydana geldi
Yaşlılık, emekli ve engelli maaşı alanlar isyanda: 'Geçinemiyoruz'