Ali Haydar Fırat yazdı | AKP-MHP ittifakının sembolik evreni ve CHP’nin tavrı
Ali Haydar Fırat
Geçen hafta bu ülkenin yakın ve uzak geleceğini belirleyecek iki temel gelişmeye tanıklık ettik. İlki AKP-MHP ittifakı, ikincisi ise seçim sistemindeki değişiklik. Daha önce şöyle bir tespit yapmıştık; "CHP tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyadır. Bu sorumluluk halkı AKP’nin belirlediği koşullar ve zaman dışında erken bir seçime götürmektir." Ancak bugüne kadar bu sorumluluk maalesef yerine getirilmedi ve AKP’nin belirlediği kurallar, koşullar ve zaman doğrultusunda seçime gidiyoruz.
Bugün Türkiye’de oyunun kuralları basit. Seçimin kurallarını ve zamanını kim belirlerse kazanan o olur. Ve AKP göstere göstere bunu büyük bir rahatlıkla yapmaktadır. Milletvekillerinin ve Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasından belediyelere kayyum atanmasına ve başkanların görevden alınmasından OHAL’in sürekli hale getirilmesine kadar bütün bu süreçlerin son bulması için bir adım atılmadı. Elbette Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı Adalet Yürüyüşü siyasal tarih açısından çok büyük bir önemde ve değerdedir. Ama istenilen sonucu hala ortaya çıkarmış değildir. Dolayısıyla AKP’nin OHAL’i zorunlu hale getirerek, süreç ve koşulları belirlemesinin engellenmesi konusunda gerekli adımlar atılmadı. Erken seçime götürme, OHAL’in kaldırılması için aşamalı olarak TBMM’den çekilme gibi öneriler dikkate alınmadı ve en son seçim değişikliği TBMM’ye getirildi. Bu değişiklik salt bir ittifak niteliği taşımamaktadır. Siyasal alanı tanzim etme ve AKP dışındaki muhalefeti tasfiye amacı taşımaktadır.
Yapılan düzenlemenin anlamı şudur; AKP bir taraftan kendisi ve MHP’nin mevcut oy oranıyla maksimum milletvekili çıkarmayı hedeflerken diğer yandan sandığı tümüyle kendi denetimine almaktadır. Seçimin ‘şekli’ bir sürece dönüştürülmesi karşısında CHP’nin muhalefeti önemlidir; ama daha önemli olan buradan sonuç almak ve nasıl bir sistemle sandığa gittiğimizi halka anlatmaktır. Bu süreçte neden milli bakiye sistemi gibi bir sistemin gündeme getirilmediği de ayrı bir tartışma konudur.
Şunun da farkında olmak gerekmektedir; geniş kesimlerin seçim sürecine ilişkin kaygı ve endişeleri, AKP ve MHP’nin seçim sistemine dönük hamlesiyle daha da uç noktaya taşınmıştır. Şimdi CHP’nin önündeki en önemli sorun geniş kesimlere umut ve güvence vererek yurttaşların sandığa gitmesini sağlamaktır. Bunun için ayrı bir iletişim stratejisi gerekmektedir.
AKP-MHP ittifakının sonuç almasını engelleyecek en temel aktör CHP olmakla birlikte bu süreçte hayati rolü olan aktörler Saadet Partisi, Kürtler ve İyi Parti’dir. AKP’nin kurmak istediği milliyetçi-muhafazakar sembolik alanı parçalayan, bu aktörlerin tavrı olacaktır.
AKP’nin, BBP üzerinden Saadet Partisi’ni ittifaka katma çabası şimdilik bir sonuç vermedi. Saadet Partisi’nin giderek artan muhalefeti bu ittifaka katılmayacağı yönünde bir hava yaratmaktadır. Ancak AKP muhafazakarlık ve milliyetçilik rüzgarıyla Saadet Partisi’ni kendi ittifakına katmaya çalışacaktır. Çünkü AKP’deki dindar Kürt oylarının Saadet Partisi’ne gitmesi yüksek bir ihtimal olarak karşımızda durmaktadır. Bir taraftan Saadet Partisi’ndeki muhafazakarlar; diğer yandan onlara katılacak Kürtler, AKP’nin hesaplarını bozacak çok ciddi bir nitelik taşımaktadır. Elbette bu süreçte asıl belirleyici olan CHP’dir, onun stratejisi ve göstereceği adaydır. Adaylık meselesi henüz çok erken olsa da şimdilik asıl strateji AKP-MHP ittifakının oluşturduğu sembolik evrene karşı kendi sembolik evrenini inşa etmektir. Bu elbette ki CHP’nin kendi cephesini yaratması anlamına gelmemektedir. Aktörlerin kendi gücüyle son ana kadar mücadele etmesi daha doğru bir tavır olacaktır. Bir ittifak olacaksa kendiliğinden ve muhtemelen ikinci turda ortaya çıkacaktır. Ancak süreç çok titiz ve asla hata kaldırmayacak niteliktedir.
Gerek AKP-MHP seçim ittifakının siyasal alandaki ilerleyişi gerekse seçim sistemine dönük hamlesi bu cephenin işini şansa bırakmayacağını ve sonuç almak adına her hamleyi yapacağını ortaya koymaktadır. Bunun karşısında duracak parti, yapı ve aktörlerin çok büyük ve tarihi sorumluluğu vardır. Eğer sağlam, sağlıklı bir siyasal ve iletişimsel strateji kurulursa çok başka bir politik durum ve sonuç ortaya çıkacaktır. Ama elbette ki CHP için hayati olan kendi sembolik evrenini inşa etmek, genişletmek ve seçime bu evrenin politik ve psikolojik üstünlüğü ile gitmektir.
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi