Evet Kılıçdaroğlu’nun bize bir borcu var. Kamuoyu önüne çıkıp, seçim sürecini, gecesinde yaşananları, hataları vs. açık açık anlatmalı; bir anlamda kendisine oy veren milyonlarla helalleşmelidir. Seçimler geride kaldı. Cumhur İttifakı ve Erdoğan kazanırken; Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu da kaybetti. Evet, eşit koşullarda, adil bir seçim olmadı. Evet, Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve CHP hakkında gerçek olmayan pek çok şeyi meydanlarda, ekranlarda söyledi. Evet, ittifak bileşenleri sahada yeterince çalışmadı. Evet, evet…. Bu “Evet” ile başlayan cümleleri çoğaltmak  mümkün. Sonuç olarak seçim, kazanılabilirdi ama kaybedildi. Seçim kaybedildi ama hayat devam ediyor. Önümüzde 30 Mart 2024’de yapılacak yerel seçimler var. *** Seçimin kaybedilmesi kuşkusuz başta Kılıçdaroğlu’na oy verenler olmak üzere, Millet İttifakı’na, CHP’ye oy vermiş seçmenlerde müthiş bir hayal kırıklığı yarattı. Bunu sosyal medyada, bunu yakın çevremizde gözlemek mümkün. Yaşanan bu hayal kırıklığı sadece seçim kaybedildiği için değildi kuşkusuz. Onun kadar önemli başka bir neden de, 24 Haziran 2018’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi akşam ve gecesinde olanlardır. O gece İnce’ye oy verenler nasıl kendini yalnız hissettilerse; 28 Mayıs sonrasında da aynı yalnız bırakılmışlığı hissediyor. Çünkü herkes, bir şekilde seçimin neden kaybedildiğini, sorunları, eksikleri, yapılanları, yapılmayanları bilmek ve partideki siyasi sorumluların da hesap vermesini bekliyor. Bu noktada geç kalınmış olsa da öncelikle yapılması gereken seçmende oluşan bu duygunun ortadan kaldırılması. Bunu da yapacak olan bizatihi Kılıçdaroğlu’nun kendisidir. Dahası Kılıçdaroğlu, kendisine oy verenlere, seçim sürecinde tüm çalışanlara ve bu büyük umudun parçası olan herkese bir açıklama borcu var. Bu açıklamanın yapılmadığı her gün seçmenlerin Kılıçdaroğlu’na, CHP’ye, ittifaka duydukları ümit yerini hayal kırıklığına ve umutsuzluğa bırakıyor. Eminim ki, toplumun büyük bir kesiminin böyle bir umutsuzluğa kapılmasını Kılıçdaroğlu da istemiyordur.
Kılıçdaroğlu sadece kendisine oy verenlerle değil, 15-18 yaşında oy kullanmayan ama kalpleri onunla atan milyonlarca gençle de bu yapmalı, helalleşilmedir.
*** Bu yüzden Kılıçdaroğlu’nun bir an önce kamuoyu karşına çıkıp, seçim sürecini, gecesinde yaşananları, yapılanları, yapılmayanları, eksiklikleri, sorunları açık biçimde ortaya koymalı ve sorumlularla ilgili yapılanları açıklamalıdır. Bu açıklama, bir anlamda dertleşme, bir anlamda kendisine en oy veren 25 milyondan fazla insanla Kılıçdaroğlu’nun kendi ifadesiyle “helalleşme”dir. Kılıçdaroğlu, sadece kendisine oy verenlerle değil, 15-18 yaşında oy kullanmayan ama kalpleri onunla atan milyonlarca gençle de bu yapmalı, onlarla helalleşmelidir. Bu helalleşme aynı zamanda kendisinin neden istifa etmediğini de içermek zorundadır. Evet, Kılıçdaroğlu, bu süreçte sorumluluğu olanları görevden aldı, MYK istifa etti, yeni MYK atandı. Bazı danışmanlar görevden alındı. Evet bunlar geç kalınmış doğru adımlardır. Ne yazık ki, bu adımların hiç biri Kılıçdaroğlu’nun kendisine oy verenlerle helalleşmesini sağlamıyor. Açıkçası, o eksik adım hala atılmayı bekliyor. Kılıçdaroğlu’nun seçmende oluşan bu hayal kırıklığını ortadan kaldırmak ve değiştirdiği CHP’nin o yolda devam etmesini sağlamak istiyorsa en kısa sürede kendisini destekleyenlerle o helalleşmeyi yapmak durumundadır. Açıkçası buna hepimizin ihtiyacı var. İyileşmek için, gülümsemek için, yeniden kazanabiliriz diyebilmek için buna ihtiyaç var. 24 Haziran 2018 seçim kaybedilmişti ama 31 Mart 2019 bambaşka şeyler oldu. 28 Mayıs’ta seçim kaybedildi ama önümüzde 30 Mart 2024 var. Evet, seçim kaybedildi ama hayat devam ediyor. Ve biz kendimiz ve çocuklarımız için mücadeleye devam etmek istiyoruz. Hepsi bu…