Dünyadaki örneklerine bakınca hiçbir işe yaramayacak faiz artışını alkışlıyoruz. Neden mi? Bay ekonomiste rağmen %25 büyük başarı diye düşünüyoruz da ondan. Son üç yıl içinde aynı hatayı üçüncü defadır yapıyoruz ve bundan farklı sonuçlar bekliyoruz. Hakikaten biraz akıl yahu. 2020 yılı son çeyreğinde dünya faiz indirirken TCMB faiz artırmaya başladı. Örneğin; Fed, 2019 yılında %2,50 olan faizini 2020 ikinci çeyreğinde %0,25 seviyesine düşürmüştü, 2022 ikinci çeyreğine kadarda bu seviyede bıraktı. Türkiye aynı süre içinde faizini %8,5 seviyesinden %19 seviyesine çıkardı. Hadi, bir hatadır oldu diyelim. 2022 yılı ile birlikte tüm dünya merkez bankaları faiz artırımı sinyalleri vermeye başladı. Fed faizini %0,25 ten Mayıs 2023 ayına kadar %5,25 seviyesine çıkardı. Bu sürede biz ne yaptık? %14’ten %8,5 seviyesine düşürdük. Artık birileri bunun hata olmadığının farkına varmıştır diye düşünürsünüz değil mi? Nerede! 2023 yılının ikinci yarısından itibaren dünya merkez bankaları faiz artırımı sonuna gelindiğini ima etmeye başladı. Büyük olasılık 2024 yılı ile birlikte faiz indirmeye başlayacaklar. Türkiye ne yapıyor, usulden faiz artırmaya başladı. ABD de enflasyon %3 civarı, Fed faizi %5,50. Türkiye’de iktidarın yılsonu enflasyon hedefi %58, 2024 yıl sonu hedefi %33, 2024 ortasında enflasyonun %60 seviyelerine çıkacağı tahmin ediliyor, buna karşı TCMB faizi %25 e çıktı. Ne bu yani şimdi? Bari hiç yapma. Bu hızla faiz artırmaya devam ederse dünya merkez bankaları faiz düşürmeye başladığında Türkiye faiz artırmaya devam edecek demektir. Rasyonel olacaksın bari adam gibi yap şu işi. İlk artırım %18, ikinci artırım %25, üçüncü artırımda %30 yap ki bir işe yarasın. Dünyadaki örneklerine bakınca hiçbir işe yaramayacak faiz artışını alkışlıyoruz. Neden mi? Bay ekonomiste rağmen %25 büyük başarı diye düşünüyoruz da ondan. Son üç yıl içinde aynı hatayı üçüncü defadır yapıyoruz ve bundan farklı sonuçlar bekliyoruz. Hakikaten biraz akıl yahu. %25 faiz işe yaramaz, KKM için yapılan düzenlemeler işe yaramaz. Ülke, KKM ile zaten gırtlağa kadar dövizde. %20, %30 faizle bile adamı dövizden döndüremezsin. Reel faiz geliri vermen gerek. Bunu anlamak için Türkiye’de beş yıl bankacılık yap, yemin ederim bilirsin. ABD 10 yıllık tahvil faizi %4,23 seviyesinde, 2023 enflasyon hedefi ne? %3.1. Türkiye’de 10 yıllık tahvil faizi %18,65, enflasyon hedefi %58. Ya Allah aşkına bir komiklik gözünüze çarpmıyor mu? Ömer Gencal, pazar günü Politikyol gazetesindeki yazısında reel olmasa bile başa baş faiz getirisini hesaplamıştı. Bunun için yılsonuna kadar MB kalan üç toplantısında da faizi 600 baz puan artırmalı. Yılsonu MB faizi %43 seviyelerine gelmeli. Olabilir mi? Göreceğiz. Dünya durgunluğu giderek daha yoğun yaşıyor. Dünyadaki son PMI (Pazar payı yüksek şirket satın alma yöneticilerinin beklentileri) verileri beklentilerin çok altında kaldı. Türkiye tüketici güven endeksi ağustos ayında %15,1 gibi keskin düşüşle son bir yılın en düşük seviyesi olan %68 seviyesine düştü. Türkiye ekonomisinin yöneticileri rasyonel kararlar alıyorlar doğru olabilir ama bu kararları almak için çok geç kalındığından korkarım hem durgunluğa gireceğiz hem faizler artacak hem de kurlar uçacak. Ne yazık ki tüm yük vatandaşın sırtına binecek üstelik. 2026 yılında düzelir mi? Düzelebilir. Ama bu rasyonel ekonomi yönetimi başta kalamayacaktır, 2024 yılbaşını görürlerse ben çok şaşırırım doğrusu. Kalacaklarsa da bu kararları vermeye devam edemezler. Yılsonuna doğru vatandaşın ağzına bir çay kaşığı bal çalma kararları başlar. Başta emekli maaşları olmak üzere ciddi zamlar gelir; savaş gemilerimiz ve IHA larımız dosta güven, düşmana korku salmak için her gün ortalarda dolaşmaya, ülkenin her yanından petrol, doğalgaz fışkırmaya başlar. Ortada muhalefet de yok. İktidar, yerel seçimlerden de zaferle çıkar. Son zamanlarda dengelenmeye çalışılan devlet bütçesini ve merkez bankası rezervlerini 2023 seçim öncesi berbat duruma getirmek için iktidara bir, iki yıl daha ilave zaman kazanmış olur. Hepimize bir kere daha geçmiş olsun.
Bu hızla faiz artırmaya devam ederse dünya merkez bankaları faiz düşürmeye başladığında Türkiye faiz artırmaya devam edecek demektir. Rasyonel olacaksın bari adam gibi yap şu işi.
PİYASA  Krediler: 18 Ağustos BDDK verilerine göre ilgili hafta ticari krediler %0,5 büyürken bireysel krediler %0,5 küçülmüş. Bireysel kredilerde küçülmeyi en son ne zaman görmüştüm hatırlayamıyorum. Kredi ve tüketim ile büyümeye alışkın bir ülkenin bu yeni duruma nasıl tepki vereceğini doğrusu çok merak ediyorum. Esnaf odaları sanıyorum aylık %1,25 ile kredi kullandırıyor. Kimler alabiliyor diye sormayın, alan alıyor. Bu kredi üretime mi gidiyor yoksa %3 aylık mevduata mı gidiyor? Dolar/TL: MB faizinin beklentilerin çok üstünde, 750 baz puan artırdığı gün dolar bir anda TL karşısında %5 değer kaybetti. Aynı gün sosyal medyadan paylaştım. Bu düşüş normal değil. Bu faiz oranı reel kazanç sağlamıyor. Üstelik faize duyarlı döviz yatırımcısı zaten KKM hesabında; kim dövizini bozacak ki? 18 Ağustos TCMB verilerine göre ilgili hafta döviz mevduatı artmaya devam etmiş. 27 liradan dolar alan 26 liradan sattı mı yani! Buna sadece gülerim. İktidarın bir hava yaratıp dövizi düşüreceğini ama bunun kalıcı olamayacağını seçimden beri söylüyorum. Yaptıkları hamle biraz daha gerçekçi olsaydı 23,30 seviyelerine kadar inebilirdi. Piyasa yemedi. Bu hafta 26,50 seviyesinin altına gelirse hâlen 23,70 seviyelerine kadar gevşeyeme olasılığını gösteriyor teknik. Olurda gelirse bu yılın kalan dönemi için dibini görmüş olur. 23 lira civarında kalmasını Türkiye kaldıramaz. Kâr marjı düşük, personel gideri gibi maliyeti yüksek şirketler ki, çoğunlukla ihracatçı şirketler fena yanar. 26 ile 28 lira arasında sıkışmanın Eylül ayının üçüncü haftasına kadar devam edeceğini sonra bir sıçrama yapacağını tahmin etmeye devam ediyorum. Bist100: Bence birileri mal çıkıyor. Teknik henüz bunu netleştirmiyor ama tecrübelerim bir yanık kokusu alıyor. 18 Ağustos haftası yabancılar 75 milyon dolar daha çıkmış. 2,25 dolardan girmişlerdi; iki haftadır 2,85 dolardan çıkıyorlar. Bu hafta 3 dolardan başlayacaklar satmaya. Güzel kâr. Seçim sonrası iki ayda 1,9 milyar dolar alış yapmışlardı. Bakalım bundan sonraki dönemde ne kadar çıkacaklar. Altın/ons: Bu hafta veya en geç gelecek hafta 1855 ve 1800 doları görmemiz gerek. Altında henüz bir yukarı dönüş hareketi görünmüyor. Hindistan gibi Asya ülkelerinde düğün sezonu sebebiyle oluşan talep, altının gevşemesini bir müddet daha öteleyebilir. Euro/USD: Geçen hafta; “1,0930 direnç. Üstüne atamadığı müddetçe 1,0635 seviyesine gelme olasılığı güçleniyor” tahmininde bulunmuştuk. 1.0766 seviyesine kadar gevşedi. TR Tahviller: İki yıllıklar %18,80 seviyesini nerdeyse gördü, %20,70 hedefe girdi. 10 yıllık tahvil faizi %19,26’yı gördü, %20 ve %22,80 hedefte. Bu faize yabacı gelmez bence. Gelmezse döviz gevşemez. Türk tahvillerinin %1 den daha azı yabancılarda. 2015 yılında %20 kadarı yabancı elindeydi. Hayal kurmayalım. Seçim sonrası borsaya 1,8 milyar dolar yabancı girişi var iken, tahvile giriş 110 milyon dolar.