Tanju Tosun literatürde “Spoiler etkisi" denilen olguyu analiz ederek; İnce’nin adaylığı durumdaki başkanlık seçimi ve parlamento seçim sonucu olasılıkları yazdı 14 Mayıs seçimleri Türkiye siyasal hayatında sadece sonuçları bakımından değil, sonuca etki yapma olasılığı yüksek faktörler açısından da daha şimdiden ilginç sonuçlara sahip olacak bir demokratik saymaca izlenimi veriyor. Özellikle siyaset bilimciler ve siyasal gözlemciler için, seçim sonuçları kadar, sonuca etki edebilecek aktörler ve faktörler gerek seçim öncesi gerekse seçim sonrası için değerli akademik malzemeler. Bugün itibarıyla elimizdeki mevcut malzemelerden biri, Cumhurbaşkanlığı seçimi ve milletvekili genel seçimine Muharrem İnce ve partisinin tek başına katılma olasılığının yarattığı tartışmalar. Son yapılan güvenilir kamuoyu araştırma bulgularına göre İnce ve partisinin yüzde 5-6’lar civarında dolaştığı anlaşılan oy oranı seçim sonuçlarına etki anlamında dikkate değer, üzerinde yol açabileceği sonuçlar itibarıyla incelenmeyi hak ettiren bir faktör. Çünkü, İnce ve partisinin araştırmalara yansıyan oy oranına ulaşması, yüzde 7’lik ulusal baraj nedeniyle değil ama, Cumhurbaşkanlığı seçiminin kaderini etkileme potansiyeline sahip olma anlamında dikkate değer. Bunun nedeni; İnce’nin bu oy oranıyla siyaset bilimi literatüründe Cumhurbaşkanlığı seçiminde sonuçlar üzerinde “spoiler etkisi” (hız kesici etki) yaratma potansiyeline sahip olması. OY BÖLÜNMELERİ VE DÜNYA ÖRNEKLERİNDE SPOİLER ETKİSİ Literatürde “Spoiler etkisi", genellikle birden fazla adayın yarıştığı başkanlık seçimlerinde, seçim rekabetine katılan bir adayın almış olduğu oyun sonuçlar üzerinde yarattığı etkidir. Bu etki parlamento ve yerel seçimlerde daha az hissedilir. Spoiler etkisi seçim yarışına dahil olan bir adayın varlığının, rakip adaylardan biri için kazanması muhtemel olan bir yarışı kaybetme gibi bir sonuç üreterek, diğer adayın seçilmesine yol açabilmektedir. Spoiler etkisi ile yakın olduğu veya oylarına ortak olduğu adayın kaybetmesine yol açar. Bu durum, 2 turlu başkanlık seçimlerinde özellikle 1.turda gözlenir. Spoiler etkisinin oluştuğu seçimlerde;
  • Üç veya daha fazla aday yarışmaktadır.
  • İki ana aday, benzer ideolojilere veya politikalara sahip bir seçmen tabanını paylaşmaktadır.
  • Üçüncü bir aday (spoiler), bu iki ana adayla benzer politikalara sahip olup, onlardan biriyle ortak bir seçmen tabanını bölmektedir.
  • Seçmenler, gerçek tercihlerine göre oy kullanmak yerine, en güçlü ana adayı desteklemek için stratejik olarak oy kullanabilirler. Bu durum, seçmenin asıl tercih ettikleri adayın spoiler etkisi nedeniyle kazanma şansının düşük olduğunu düşündükleri için gerçekleşir.
Bu etki bazen iki ana adayın benzer ideolojilere, politikalara, aynı seçmen tabanına sahip olmadığı durumlarda da yaşanır. Spoiler adayın oy alması, aslında onun politikalarına daha yakın olan ana adayın oylarının bölünme nedeniyle düşmesine, aynı ideoloji, program, seçmen tabanına sahip bu adayın seçim tek turlu ise seçilmek için gerekli olan oy oranına bağlı olarak diğer ana adayın seçilmesine, seçim iki turluysa seçimin ikinci tura kalmasına yol açar. Spoiler etkisinin oluşabilmesi için etkiyi üreten ve etkilenen adayın mutlaka aynı ideolojik, programatik niteliklere, seçmen tabanına sahip olması gerekmez. Özellikle partilerin seçmen tabanlarının popülist rejimlerde iç içe girmesi, “hepsini yakala siyaseti” (catch-all politics) ve partilerinin parti siyasetinde yaygınlaşması nedeniyle tabanlar- ki bu kitle ideolojik oy verme eğilimi zayıf, oynak parti tercihlerinin fazla olduğu seçmendir- adaylardan birini “yıldız aday” görürse, hamasi söylemlerinin etkisiyle kolaylıkla o adaya yönelebilmektedir. Sayılan nedenlere bağlı olarak, iki ana aday dışında, üçüncü bir adayın seçime katılarak spoiler etkisi oluşturması ve seçim sonucunu belirleme etkisi yaratması, literatürde bu adaydan kral yapıcı (kingsmaker) ya da kral katili (kingslayer) olarak adlandırılmasına yol açmaktadır.
Üçüncü bir adayın seçime katılarak spoiler etkisi oluşturması ve seçim sonucunu belirleme etkisi yaratması, literatürde bu adaydan kral yapıcı (kingsmaker) ya da kral katili (kingslayer) olarak adlandırılmasına yol açmaktadır.
BAŞKANLIK VE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE SPOİLER ETKİSİ   Çeşitli ülkelerde ağırlıklı olarak başkanlık seçimi olmak üzere, parlamento, hatta yerel seçimlerde spoiler etkisi yaşanmaktadır. Konuya ilişkin farklı ülkelerdeki örnekler; 1912 ABD başkanlık seçiminde Başkan Roosevelt'in Bağımsız aday olarak yarışması Cumhuriyetçi aday William Howard Taft ile seçmen tabanını bölmüş, bu durum, Demokrat aday Woodrow Wilson'un başkanlık seçimini kazanmasıyla sonuçlanmıştır. 2000 ABD başkanlık seçiminde yarış Demokrat Parti adayı Al Gore ve Cumhuriyetçi Parti adayı George W. Bush arasında geçerken, Yeşil Parti adayı Ralph Nader spoiler etkisi yaratmıştır. Nader ancak yüzde 2,7 oy almasına rağmen, liberal seçmenlerin oylarını bölmüş, Florida gibi kritik eyaletlerde Bush'un zafer kazanmasına yardımcı olarak, Bush, çok az bir farkla (yüzde 0,5) başkan seçilmiştir. 2002’deki Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Jean-Marie Le Pen, Fransa'da o dönemde çok popüler bir aday olmasa da merkez sağ adayı Jacques Chirac'a karşı yarışarak, muhafazakâr seçmenleri kendi tarafına çekmiş, üstelik 1.turda aldığı yüzde 16,8’lik oyla, yüzde 16,1 oy alan sosyalist aday Jospin’in geçerek ikinci tura kalmış, Chirac'ın zafer kazanmasına yardımcı olmuştur. İkinci turda Chirac yüzde 82,2, Le Pen ise ancak yüzde 17,8 oy alabilmiştir. 2018 Brezilya başkanlık seçiminde Lula da Silva, yolsuzluk suçlamaları nedeniyle seçimlere katılamamış, solcu aday Fernando Haddad, Lula'nın yerine aday gösterilmiştir. Fakat, sağcı aday Jair Bolsonaro'ya karşı mücadelede bağımsız adaylar, özellikle de ideolojik, program farklarına rağmen, sağcı aday João Amoêdo, Haddad'ın oy oranını azaltmış, seçimin ikinci tura kalmasında spoiler etkisi yaratarak, Bolsonaro'nun ikinci turda seçim kazanmasında belirleyici olmuştur.
Spoiler etkisi sadece başkanlık seçimlerinde gözlenmeyip, sınırlı düzeyde olsa dahi, parlamento ve yerel seçimlerde de oluşmaktadır.
Spoiler etkisi çoğu ülkede özellikle bağımsız adayların seçim yarışına katılmaları sonucunda oluşmaktadır. Nitekim, 2019 Arjantin başkanlık seçiminde solcu aday Alberto Fernández’in, merkez sağcı devlet başkanı Mauricio Macri'ye karşı seçimi kazanmasında sağcı adayların desteklediği bağımsız aday José Luis Espert’in Macri'nin oy oranını azaltıp, spoiler etkisi yaratarak, Fernández'in seçimi kazanmasında etkili olmuştur. 2018 Pakistan başkanlık seçiminde Pakistan Adalet Hareketi lideri Imran Khan, eski Başbakan Nawaz Sharif ve Pakistan Halk Partisi lideri Bilawal Bhutto Zardari'ye karşı yarışmış, bağımsız adayların da yarışa katılması Sharif ve Zardari'nin oy oranlarını azaltmış, Khan seçimi kazanmıştır. 2002, 2016 Güney Kore, 2013 Şili, 2018 Kolombiya, 2018 Zimbabve, 2019 Nijerya, 2013 Kenya başkanlık, 2013 Hırvatistan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de seçimlerinde de bağımsız adaylar spoiler etkisi yaratarak, seçim sonucunu tayin etmiştir.
İnce’nin alacağı oyla spoiler etkisi oluşturması ve Erdoğan’ın ilk turda kazanamaması halinde, oy bölünmesine bağlı olarak Kılıçdaroğlu da 1.turda kazanamayacaktır. 2.turda İnce’yi destekleyen seçmenin blok olarak Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini öngörmek kolay değil.
PARLAMENTO VE YEREL SEÇİMLERDE SPOİLER ETKİSİ Spoiler etkisi sadece başkanlık seçimlerinde gözlenmeyip, sınırlı düzeyde olsa dahi, parlamento ve yerel seçimlerde de oluşmaktadır. 1992 İngiltere genel seçimlerinde bağımsız aday Richard Huggett, Birleşik Krallık İşçi Partisi'nden David Owen'ın seçimini kaybetmesinde spoiler etkisi yapmış, John Major'un Muhafazakâr Parti'sinin zafer kazanmasına yol açmıştır. 1997 genel seçimlerinde de benzer tablo oluştu. Liberal Demokratlar ve İşçi Partisi arasında spoiler etkisi yaşanmıştır. İşçi Partisi, Tony Blair liderliğinde merkez-orta politikalara yönelerek, Liberal Demokratların seçmen tabanını bölmüş, bu durum, İşçi Partisi'nin büyük bir zafer kazanmasına ve Muhafazakâr Parti'nin seçimi kaybetmesine yol açmıştır. 2010 seçimlerinde de benzer spoiler etkisi gözlenmiştir. 1993 Kanada genel seçimlerinde İlerici Muhafazakâr Parti ve Yeni Demokratik Parti (NDP) arasında spoiler etkisi yaşandı. Reform Partisi ve Bloc Québécois, İlerici Muhafazakâr Parti'nin oylarını bölerek, Liberal Parti seçim kazanmıştır. Polonya’da 1993 seçimlerinde çoklu spoiler etkisi de post-komünist partileri iktidara taşırken, 2015 genel seçimlerinde sınırlı spoiler etkisi dahi en büyük merkez sağ parti PİS’i iktidara taşıyacak şekilde yasama organında çoğunluk kazanmasına yol açmıştır.[1]. Spoiler etkisinin yerel seçimlerde nasıl işlediğine ilişkin en tipik örnek 1994 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimidir. 12 aday ve bağımsızların başkanlık için yarıştığı seçimde 4 adayın elde ettiği oy çoklu spoiler etkisinin yaşanması anlamında dikkate değerdir. Çoklu spoiler etkisi iki aday dışında tek bir üçüncü adayın değil, seçim yarışında sonucu tayin etme anlamında dördüncü, beşinci adayın da oy gücüyle seçim sonucunu değiştirebilecek konumda olması, bu adaylardan herhangi birinin ya da tümünün iki ana aday dışında spoiler etkisi yaratabilmesidir. Bu seçimde Refah Partisi adayı Recep Tayyip Erdoğan yüzde 25,2, SHP adayı Zülfü Livaneli yüzde 22,1, ANAP adayı Kesici yüzde 22,1, DYP adayı Dalan yüzde 15,4, DSP adayı Özkan yüzde 12,4, diğer adaylar ve bağımsızlar yüzde 1,8-0,1 arasında oy almışlardır. Oyların bölünmesi sonucunda merkez sağda Dalan’ın, merkez solda Özkan’ın yol açtığı spoiler etkisi Erdoğan’ın seçilmesine yol açmıştır.
İnce adaylıktan çekilmez, seçime katılır, ilk turda en çok oyu alan iki adaydan biri olamazsa 2.tura katılamaz. Yüzde 5 civarında oy alıp elenirse, son araştırma bulgularındaki adayların oy oranları dikkate alındığında seçimi ilk turda Erdoğan’ın kazanma olasılığı bulunmaktadır. Bunun İnce’ye ve partisine maliyeti siyasal hayattan silinmeleridir.
İNCE HESAPLI SENARYOLAR VE OLASI SPOİLER ETKİLERİ 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimi, Memleket Partisi’nin Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı olarak göstermesi ve araştırmalarda oy oranının yüzde 5’ler civarında olması nedeniyle, spoiler etkisinin yaşanıp yaşanmayacağının test edileceği bir seçim olmaya aday görünüyor. Bu noktada İnce’nin adaylığının ya da geri çekilmesinin sandıkta nasıl bir tablo oluşturabileceği sorusuna senaryolar ışığında yanıt aranabilir. 1.senaryoya göre, İnce adaylıktan çekilmez, seçime katılır, ilk turda en çok oyu alan iki adaydan biri olamazsa 2.tura katılamaz. Yüzde 5 civarında oy alıp elenirse, son araştırma bulgularındaki adayların oy oranları dikkate alındığında seçimi ilk turda Erdoğan’ın kazanma olasılığı bulunmaktadır. Bunun İnce’ye ve partisine maliyeti siyasal hayattan silinmeleridir. İnce’nin alacağı oyla spoiler etkisi oluşturması ve Erdoğan’ın ilk turda kazanamaması halinde, oy bölünmesine bağlı olarak Kılıçdaroğlu da 1.turda kazanamayacaktır. 2.turda İnce’yi destekleyen seçmenin blok olarak Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini öngörmek kolay değil. Memleket partisinin parlamento seçimine tek başına katılacağı bu senaryoda barajı geçememe riski İnce’nin alacağı oyla paraleldir. Bu senaryoda İnce’nin 1.turda CHP ile parti özdeşliği, sadakati yüksek seçmenden oy alması çok düşük olasılık iken, İnce’ye gelebilecek oy ya CHP’ye geçmişte oy vermiş, bugün CHP’ye çeşitli nedenlerle tepki duyan çok sınırlı bir CHP’den vazgeçmiş kitleden ya da Erdoğan ve AKP karşıtlığı nedeniyle geçmişte farklı partilere oy vermiş, CHP’ye hep uzak durmuş, partisiz seçmenden oy alabilir. Bu kitle muhtemelen merkezde konumlanan, liberal, kentli, seküler seçmendir. Yine, gençler, ilk kez oy kullanacak değişim arayışında olan, İnce’yi sempatik bulan seçmenden de bir miktar oy alabilir. İlk turda İnce’nin alacağı oya bağlı olarak Millet İttifakı ve İnce ile partisinin birlikte kaybetme riskinin oluşabileceği bu senaryoda seçim 2.tura kalırsa, Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını tayin edecek olan; bu seçmenin tercihi olabilir. Aynı senaryoda her koşulda kaybedecek olan İnce ve Millet partisi olabilir.
Bu senaryonun hayata geçirilmesinin koşulu talep edilecek ve verilecek vekil sayısında Memleket Partisi’nin oy oranıyla paralel şekilde anlaşmaya dayanan İnce ve ekibiyle Millet İttifakının uzlaşmasıdır.
2.senaryo İnce’nin Kılıçdaroğlu lehine pazarlıklı, koşullu, adaylıktan kısa sürede çekilmesi esasına dayanır. Bu olasılık Kılıçdaroğlu’nu destekleme karşılığında, genel seçim için partisinin Millet ittifakına kurumsal olarak dahil olmadan, seçim ittifakı yapılması, bazı memleket Partili isimlerin bu ittifak listelerine yazılarak seçime girmesidir. Bu senaryonun hayata geçirilmesinin koşulu talep edilecek ve verilecek vekil sayısında Memleket Partisi’nin oy oranıyla paralel şekilde anlaşmaya dayanan İnce ve ekibiyle Millet İttifakının uzlaşmasıdır. Bu senaryo tüm tarafların kazanma ihtimalinin en yüksek olduğu “kazan, kazan stratejisi”nin tercih edilmesidir.
Bu senaryo riski ve maliyeti çok yüksek bir stratejiye dayanmaktadır. Son anda çekilme kararı, İnce’yi kendisini destekleyen seçmen nezdinde prestij kaybına uğratabilir, hayal kırıklığı yaratabilir.
  1. senaryoda Cumhurbaşkanlığı seçimine yakın bir süreye kadar İnce’nin kendi gücünü test edip, desteğinin artma olasılığına bağlı olarak pazarlıktaki taleplerini arttırması, pazarlıkta uzlaşı sağlanırsa, seçime kısa bir süre kala adaylıktan çekilmesi. Bu senaryoda da partisi seçime katılıp, ekibinden maksimum sayıda ismin büyük kentler, Trakya illerinde Millet İttifakı listelerinden aday gösterilmesi.
Bu senaryo riski ve maliyeti çok yüksek bir stratejiye dayanmaktadır. Son anda çekilme kararı, İnce’yi kendisini destekleyen seçmen nezdinde prestij kaybına uğratabilir, hayal kırıklığı yaratabilir. Bu seçmen seçime yakın bir süre kala böyle bir gelişme yaşanırsa, kampanyanın üreteceği taraflar arasındaki ayrışma nedeniyle ya İnce yerine gönlünde yatan başka bir aday varsa ona yönelebilir ya da aldatılmış hissi nedeniyle sandığa gitmeyebilir.
Milletvekilliği seçiminde ise tercihler farklı partilere dağılabilir ya da seçmenin bir kısmı sandığa gitmeyebilir. Sonuçta Memleket Partisi baraj altında kalabilir. Bu senaryoda seçmen istediği adaya destek vermese de istemediği adayın seçilmesini önlemiş olur.
4.senaryoda İnce özellikle taraflı kimi kamuoyu araştırmalarının manipülasyonuyla 1.turda 2.aday olarak 2.tura kalacağına inanarak, yarıştan çekilmez ve partisi de tek başına seçime girer. İnceyi destekleyen seçmen İnce’nin yarıştan çekilmediği ve partisinin baraj sorunu olmadığı düşüncesiyle ittifaksız seçime katıldığı bir olasılıkta İnce’nin kazanıp/kazanamama olasılığını gözlemleyerek kararını verebilir. Bu senaryoda seçmenin karar ve tercihinde kamuoyu araştırma sonuçları etkili olabilir. Seçmenler İnce’nin tarafsız araştırma bulgularına göre kazanamayacağını gördükleri takdirde, kamuoyu araştırmalarının ‘bandwagon etkisi’ devreye girebilir. Bu etki seçmenlerin kamuoyu araştırmalarına yansıyan çoğunluk eğilimi paralelinde güçlü olan aday/parti yönünde tercihte bulunmalarına yol açabilir[2]. Seçmende güçlü AKP ve Erdoğan karşıtlığı varsa, kazanmasını istemediği aday karşısında, başlangıçta oy vermeyi düşünmedikleri Kılıçdaroğlu’na, kamuoyuna yansıyan çoğunluk tercihini dikkate alarak, Erdoğan’a kazandırmamak için taktiksel seçmen davranışıyla kazanma ihtimali güçlü olan Kılıçdaroğlu’na son vagona atlama (bandwagon) dürtüsüyle stratejik oy verebilir. Milletvekilliği seçiminde ise tercihler farklı partilere dağılabilir ya da seçmenin bir kısmı sandığa gitmeyebilir. Sonuçta Memleket Partisi baraj altında kalabilir. Bu senaryoda seçmen istediği adaya destek vermese de istemediği adayın seçilmesini önlemiş olur. Aynı senaryoda İnce ve partisi kaybederken, Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı hem Cumhurbaşkanlığı hem de milletvekili genel seçiminde kazanabilir. Seçmenin özgür iradesiyle, senaryolardan hangisinin işleyeceğine ve sonuç üreteceğine bağlı olarak, Cumhuriyetin İkinci yüzyılında nasıl bir Türkiye inşa edileceğinde ince hesaplar isteyerek ya da istemeyerek belirleyici olacak görünüyor. Bunun kazanım ya da maliyetinin ne olacağı ise taraflar arasındaki uzlaşma/uzlaşamamaya bağlı olacak. [1] Marek M.Kaminski; “Spoiler effects in proportional representation systems: evidence from eight Polish parliamentary elections”, Erişim adresi:https://ideas.repec.org/a/kap/pubcho/v176y2018i3d10.1007_s11127-018-0565-x.html [2] Fabienne Unkelbach, Melvin John, Vera Vogel; “The Role of Voters’Social Class in Poll Effects in the Context of the 2021 German Federal Election”, Erişim adresi: ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articl