Özgüven ve kararlılık
Politikyol
Kılıçdaroğlu, “ben yapacağım” diyor, “gençlere şöyle bir ülke bırakacağım” diyor… Bazılarının aksine buradaki “ben” vurgusunu tek başınalık olarak görmüyorum, bence bir heyetin sözcüsü olarak, rakibine sesleniyor Kılıçdaroğlu.
Bizde bir moda vardır, sürekli muhalefet eleştirilir.
Muhalefet şöyle yapsa bunlar olmaz, böyle yapsa bunlar olmaz, en maksimalist talepler dile getirilir, yapmayan muhalefet de yerden yere vurulur.
Aslında bunların büyücek bölümü “mahalle talepleridir”, en basitinden Adalet Yürüyüşü mesela, nerede bitecek?
Maltepe’de mi, Yenikapı’da mı, kitlesel mitinglerle mi yoksa Edirne’de mi?
Hangisini yaparsan yap laf edenler olacaktır.
Asla yetinilmeyecektir, hep bir eksik vardır ve o eksiği büyütmeye yeminli birileri bunları söyler.
“Bu muhalefet adam olmaz,” sözü dudaklarından eksilmez.
Kemal Kılıçdaroğlu bir süredir maksimalizmin eteklerinde dolaşan bir muhalefet yapıyor.
Asgari ücret, KYK borçlarındaki faiz, EYT…
Muhalefeti o kadar kararlı yapıyor ki iktidar onun söylemlerine karşı bir hamlede bulunmak zorunda hissediyor kendini.
Bu iktidarın seçimde 50+1 alma ihtimali kalmadı, bunu Kılıçdaroğlu da sarihen görüyor.
Geçen hafta Politikyol TV’de yaptığım Günden Kalanlar programına konuk olan Etyen Mahçupyan, şu an doğal Cumhurbaşkanı adayının Kılıçdaroğlu olduğunu ve onun da bu yolda ilerlediğini söylemişti.
Kılıçdaroğlu da artık iyiden iyiye Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olacağını hissettiriyor.
“Ben yapacağım” diyor, “gençlere şöyle bir ülke bırakacağım” diyor…
Bazılarının aksine buradaki “ben” vurgusunu tek başınalık olarak görmüyorum, bence bir heyetin sözcüsü olarak, rakibine sesleniyor Kılıçdaroğlu.
Anketler, kurulmasına önayak olduğu Altılı Masa’nın varlığı, HDP ile dirsek teması…
Kılıçdaroğlu’nun özgüveni yükseldikçe yükseliyor, “Bay Kemal” aşağılamasını bile sahiplenip rakibinin elinden bütün kozları tek tek alıyor.
Bu da bir başka döngü, nasıl enflasyon-kur arasında birbirini tetikleyen bir ilişki varsa burada da var: Kılıçdaroğlu daha özgüvenli konuştukça kitleler kulak kabartıyor, o zaman daha da özgüvenli ve daha kararlı konuşuyor, bir cümleyle iktidara kararlarını değiştirtebildiğini görüyor, bunu gördükçe daha çok yapıyor, yaptıkça arkasındaki insanlar çoğalıyor.
Öte yandan, bunları yaparken asla “dostlarıyla birlikte” yürüdüğünü de unutmuyor.
Seçimin tarihi belli olduğunda hangi seçim kanunu ile girileceği de belli olacak, bence o gün Altılı Masa çok rahat bir şekilde adayını, programını ve yönetici kadrosunu açıklayacak.
İktidara CHP’nin tek başına değil dostlarıyla beraber, yepyeni bir demokrasi anlayışını inşa etmek üzere geldiğini göreceğiz.
Eğer öngörülemeyecek bir şey yaşanmazsa ben seçimin 70’e 30 gibi farkla bitmesini bekliyorum.
İşler asgari ücreti artırmakla çözülecek gibi değil çünkü, Burak Dalgın’ın söylediği gibi “paranın bereketi yok” ve bu iktidar işbaşında kaldığı müddetçe de olmayacak.
Kemal Kılıçdaroğlu, paraya bereket, ülkeye huzur, kurumlara güç, siyasete demokratik bir anlayış kazandırmaya gel…
Gelen bir heyetin sözcüsü olarak siyaseti domine ediyor.
Seçime kadar da Kılıçdaroğlu’nun bu performansını sürdüreceğini düşünüyorum.
Bedeli çok ağır oldu ama Türkiye otoriterliğe aşılanıyor.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile yepyeni bir dönemi inşa etmek üzereyiz.
Kemal Kılıçdaroğlu da bu dönüşümü gerçekleştirecek heyetlerin sözcüsü.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Liderlik hayali kuran Türkiye, puansız Karadağ'a takıldı