TBMM’ye sunulan teklif, ortak liste tartışmalarını beraberinde getirdi. Birkaç hafta içinde “ortak aday ve ortak liste” formülü Macaristan’daki  seçimlerde test edilecek. Orbán’ın 2010’dan bu yana süren “saltanatı” sona erebilir. AK Parti ve MHP’nin ortak imzasıyla TBMM’ye sunduğu seçim kanunu değişikliği teklifi, büyük partilerin kendi içinde ortak liste oluşturmasına yönelik tartışmaları da beraberinde getirdi. AK Parti-MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın “ortak aday” göstereceği yeni bir model, SAADET-DEVA-Gelecek Partilerinin ittifaklaşması gibi seçenekler de konuşuluyor. Birkaç hafta içinde, “ortak aday ve ortak liste” formülü, Macaristan’daki  seçimlerde test edilecek. 3 Nisan’daki genel seçimlerin sonucunda, Başbakan Viktor Orbán ve partisi Fidesz’in 2010’dan bu yana süren “saltanatı” sona erebilir. Ve Macaristan’da iktidarı değiştirebilecek formül, Orbán’a olan desteğin düşmesi değil; muhalefetin birleşebilmesi. Malum; Türkiye’de tüm anketlere göre, AK Parti’nin oyu, son birkaç seneye nazaran düşüşte. İktidar partisi şimdilerde de, ufak artışlarla %30 civarında bir oya demir atmış durumda. Macaristan’da ise, son yıllarda Fidesz’in oy oranının düşmesi söz konusu olmadı-hala yaklaşık %50’lik bir çoğunlukları söz konusu. Mart ortası itibariyle ulusal çapta gerçekleşen kamuoyu araştırmalarının ortalamasına göre, Fidesz’in oy oranı yaklaşık %50 civarında. Altı muhalefet partisinin ittifakı, yani; Demokratik Koalisyon (DK), Yeşiller Partisi (LMP), Momentum Hareketi, Macaristan Sosyalist Partisi (MSZP), Macaristan için Diyalog (PM) ve Jobbik-Daha İyi Bir Macaristan Hareketi’nin ortalaması ise, %45’e yakın. “YASA ZORUYLA” İTTİFAKI ZAMKLAMAK Macaristan ve Türkiye, sosyolojik, tarihsel ve ekonomik olarak çok farklı ülkeler olsalar da; siyaseten son dönemlerde kesişen çok yöne sahipler, benzeşen durumlarla karşı karşıyalar. Orbán-Erdoğan benzetme ve karşılaştırmaları bir yana; bazı yasal değişiklikler her iki ülkede de benzer sonuçlar doğurdu. Tıpkı, Türkiye’de olduğu gibi Macaristan’da da iktidarın, “nasılsa muhalefet asla birleşemez” önyargısıyla gerçekleştirdiği seçim yasası değişiklikleri aksine ittifakları doğuran ve daha da birleştiren temel sebep oldu.
Macaristan ve Türkiye, sosyolojik, tarihsel ve ekonomik olarak çok farklı ülkeler olsalar da siyaseten son dönemlerde kesişen çok yöne sahipler, benzeşen durumlarla karşı karşıyalar.
2020’de Fidesz’in Macaristan’ın seçim kanununda yaptığı değişiklik, muhalefet partilerinin ancak ve ancak ortak liste ve ortak adayda birleşerek, “tek bir partiymişçesine” hareket etmeleri halinde iktidar şansına sahip olmalarına yol açıyordı. Dikkat çektiğimiz gibi, “zaten bir araya gelemezler”, “zaten ittifak oluşturamazlar”, “zaten bir arada duramazlar” gibi varsayımlarla yasalarda yapılan değişiklikler, tersine Macaristan’da muhalefeti adım adım birleştiren ve adeta birbirine “zamklayan” asıl neden oldular. Seçim kanunda yapılan değişiklikler olmasa, Macaristan’ın muhalefeti de birleşemez ve Fidesz hala iktidarı kolayca garantilerdi. Türkiye’de başkanlık sistemi ve ittifaklar yasası olmasaydı, muhalefetin birleşmesi söz konusu olur muydu? Bu arada, Türkiye’de AK Parti-MHP ortaklığı gibi aslında da, Macaristan’da da iktidar partisi Fidesz’in Hıristiyan Demokrat KDNP ile işbirliği söz konusu. Fidesz de, iktidarı “milliyetçi-muhazakâr” bir ortaklıkla yakalayabiliyor. MUHAFAZAKÂR ORTAK ADAY Macaristan’da yaklaşan seçimlerin “ortaklıkla” ile ilgili göstereceği, iki önemli nokta var: Birincisi; çok farklı köken, ideoloji ve duruşlara sahip partilerin ortak listesi, genel seçimlerde iktidara çivisini çakmış partilerin yerini alabilir mi? Macaristan’ın “Egységben Magyarországért” (Macaristan için Bir Arada) İttifakı, bir Sosyal Demokrat (MSZP), bir Sosyalist Liberal (DK), bir muhafazakâr sağ (Jobbik), bir Yeşil Liberal (LMP), bir Yeşil (PM) ve bir de Liberal (Momentum) tarafından kuruldu. Üç ayrı liberal parti de ittifakın destekçisi.  Merkez Macaristan Liberal Partisi (MLP), muhafazakâr Yeni Dünya Halkının Partisi ile Yeni Başlangıç Partileri de, muhalafet ittifakı ile “bir arada” duruyor. İronik biçimde, Macaristan için Bir Arada İttifakı’nın liderliğine ve Orbán’ın yerine, başbakanlığa en güçlü aday gösterilen iki isim de parti değil “partileşmemiş hareketlerin” başındaydı. Sonunda liderlik yarışından “Herkesin Macaristan’ı Hareketi”nin başındaki Péter Márki-Zay, muhalefetin ortak adayı seçildi. Hakikaten de seçildi, zira “ortak adayın” belirlenmesi süreci de önseçimlerle gerçekleşti. Sonuçta, tüm bu parti ve hareketler, ortak liste ve aday kadar, “ortak bir programda” da birleştiler. Aşırı sağ kökenden gelen Jobbik ile, değil Sol veya Sosyalist, Yeşil partilerin bir arada durması çok zordu; ancak, şu noktada “tek bir partiymişçesine” hareket edebiliyorlar. 3 Nisan’daki seçimlerde, böylesi bir “bileşimin” iktidar olup olamayacağını göreceğiz.
Aşırı sağ kökenden gelen Jobbik ile, değil Sol veya Sosyalist, Yeşil partilerin bir arada durması çok zordu; ancak, şu noktada “tek bir partiymişçesine” hareket edebiliyorlar.
İkinci olarak da, Péter Márki-Zay’ın “ortak lider” olarak ön plana çıkmasının başlıca sebebi, “muhafazakâr” seçmene de hitap edebilecek ve Fidesz destekçilerinden de oy alabilecek bir isim sayılmasıydı. Bakalım, “muhafazakâr” iktidara karşı, muhafazakâr ortak aday formülü başarılı oluyor mu? Márki-Zay, 2018’de Fidesz’in kalesi varsayılan taşra kenti Hódmezővásárhely’de muhalefetin ortak adayı olarak belediye başkanı seçilmişti. Üstelik de Jobbik’tan Yeşil çizgideki partilere tüm muhalefeti kampanyasında ortaklaştırmayı başarmıştı. Márki-Zay’ın ülkenin çoğunluğunu oluşturan kırsal kesimdeki milliyetçi ve muhafazakâr kesimlere daha çok hitap ettiğini düşünenler arasında Budapeşte’nin yeni Büyükşehir Belediye Başkanı Gergely Karácsony de vardı. Karácsony, önseçimlerde çok yüksek şansı olduğu halde, Márki-Zay’ı destekleyerek yarıştan çekildi. Yeşil-Sol görüşü temsil eden Karácsony, başkent Budapeşte ve ülke genelinin daha kentli, kozmopolit, sol ve liberal yüzünü temsil ederken; Márki-Zay ise, daha sağ, muhafazakâr, taşralı ve milliyetçi seçmene hitap eden bir profil çiziyordu. Márki-Zay da, Karácsony de, 40’larında genç ve taze isimler: Márki-Zay’ı son düzlükte ön plana çıkaran ise, muhafazakâr vurgusu oldu. Macaristan örneği, birkaç hafta içinde “ortak aday” konusu ile ilgili de ipuçları verecek.