Siyasal alanı değiştirmek veyahut iktidar olmak için iki ayrı düzlemde muhalefetin örgütlenmesi zorunludur. Bu da, siyasal muhalefet ve toplumsal muhalefet aynı anda örgütlenmelidir. Açacak olursak; bizde muhalefet sadece liderlerin veya parti sözcülerinin söylemleri ekseninde yapılmaktadır. Oysa lider ve parti üst düzey söylemleri yeterli olmamaktadır. Üstelik bu söylemsel muhalefet, genel olarak iktidar söylemlerine karşı üretilen karşılıkla sınırlı olmakta ya da gündeme gelmektedir. Bu, farkında olarak ya da olmayarak iktidarın konumunu kabul etme, kendi pozisyonu muhalefette sabitleme anlamına gelir. Bunun da ötesinde muhalefet sokağa çıktığında sürekli bir biçimde iktidarı eleştirmek/şikayet etmektedir. İnsanlar/yurttaşlar hangi partiye oy vermiş olursa olsunlar iktidarın ne yapıp ettiklerini bilmektedirler. Dolayısıyla halkı “aydınlatma” çabası çoğunlukla eski tarz muhalefeti sürdürme çabasıdır, ciddi bir etkisi olmamaktadır. Her alanda bilginin dolaşma hızı, artan araçlar (medya/sosyal medya) halkın var olan gerçekliği algılama düzeyini arttırmıştır. Özetle sokaktaki yurttaş AK Parti’nin yönetme tarzını, yoksulluğu, yolsuzluğu, kirli ilişkileri, açlığı, dış politikadaki istikrarsızlığı bilmektedir. Muhalefet bunları tekrarladıkça etkisini azaltmaktadır. Peki ne yapılmalı? Birincisi sadece parti lider ve sözcülerinin konuşması, sürekli  karşı söylem üretmesi ve muhalefeti siyasal düzeyden toplumsal düzeye ulaştırmaması bir etki yaratmamaktadır. Bundan vazgeçmek, ezberlenmiş muhalefet pratiklerini terk etmek gerekmektedir.  Örgütsel bir iletişim stratejisi inşa edilmelidir. Sadece iş yerlerini ziyaret etmek, broşür dağıtmak yurttaşı ikna etmemektir.  Yüz yüze iletişim ve zaman ayırarak tek tek ikna çabası vazgeçilmezdir. Liderlerin söylemleri önemlidir ancak yeterli değildir. Konuşan bir partiden çok, konuşan bir toplum yaratmak, muhalefeti toplumsallaştırmak zorunludur. Elbette burada temel mesele sadece iktidarı eleştirmektedir. Muhalefet bundan vazgeçip nasıl bir ülke inşa edeceğini, sorunları nasıl çözeceğini sürekli bir biçimde anlatmalıdır. Eleştirmek yerine çözümü konuşmalı, konuşturmalıdır. Giderek sosyal medyaya indirgeyen muhalefetten de vazgeçilmelidir. Çünkü burada da oluşan “yankı odaları”nda ortak seslerin yankısı birbirini nötralize ediyor. Elbette bunlardan ayrı olarak toplumsal heyecanı, coşkuyu arttıracak büyük hikayeyi, mümkün olabilecek bir gelecek düşünü inşa etmek ve paylaşmak gerekmektedir. Özetlersek büyük bir gelecek düşü-sorunları değil çözümü konuşmak, muhalefeti iktidara cevap verme anlayışından çıkarmak, toplumsal muhalefeti inşa edip konuşturmak, yüz yüze iletişimden vazgeçmemek sonuç alıcı bir muhalefet için zorunludur. Burada mesele konuşmak değil konuşturmak, cevap yarıştırmak değil. Çözüm sunmak olmalıdır. İnandırıcı bir söylem, inandırıcı bir kadro ile ülkenin kaderini değiştirme istendi birleştirilmelidir.