Memleket Partisi’ni cesur olduğu kadar rasyonel insanların kurduğuna inanmak istiyorum. Muharrem İnce, 14 Mayıs gecesi “Bu kez de bu adam kazandı,” mesajı çekmek zorunda kalmasın, Habertürk’te söylediği gibi sokağa çıkamaz hâle gelmesin. Sevgili kardeşim, Belki de Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimine giriyoruz. Bunun “son seçim” olma ihtimali bile konuşuluyor. Şayet bu seçimi makul bir farkla kazanamazsak kadınların hayattaki rolü başta olmak üzere pek çok konuda büyük sorunlar yaşayabiliriz. Bak, Millet İttifakı’na “beşbenzemez” diyenler nasıl bir araya geliyor. Bir yanda MHP diğer yanda HÜDAPAR, bir yanda 28 Şubatçı Perinçek, öte yanda Fatih Erbakan… Kaybedersek seçimi, her gün görmeye maruz kalacağımız isimler bunlar. Ha şu HÜDAPAR meselesine de koşacaklar değineyim. Tam adı Hür Dava Partisi ama sanırım kısaltması için böyle kurulmuş, her yerde HÜDAPAR diye geçiyor, yani “Allah’ın Partisi”. E bu “Allah’ın Partisi” sözünü Arapçaya çevirelim bakalım ne oluyor? Bingo! Hizbullah, yani “Allah’ın Hizbi”. Beriki de kocasından izin almayan kadının iş hayatına katılmasını uygun bulmuyor… Askerlik şubesi gibi dizmiş onlarca erkeği yan yana, diyor bu bir siyasi partidir. Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına girerken neler konuştuğumuzu farkında mısınız? Memleket Partisi, pek tabii ki bu gidişata karşı çıkan cesur insanlar tarafından, çetin şartlar altında kuruldu. Takdire şayan bir davranış olduğu şüphesiz, hayatının konforundan vazgeçip hiçbir çıkar gözetmeden ülke için bir şeyler yapmaya çalışmak… Elbirliğiyle mücadele edip ve en sonunda bu ucube sistemden kurtulup Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Modeli’ne geçtiğimizde Memleket Partisi’nin de mecliste temsil edilmesini isterim. Ben sizin son derece samimi duygularla bir siyasi mücadele verdiğinizi düşünüyorum.
Şu seçimi kazanalım, yasamayı “kadın düşmanı ittifaktan” kurtaralım, sonra, yeni sistemde, var gücünüzle Muharrem İnce’nin Başbakan olması, Memleket Partisi’nin de çok etkili bir parti olması için çalışın.
Ama “zamanlama her şeydir” bunu en iyi bilenlerden biri de Muharrem İnce olmalı, seçim gecesi çektiği zamansız mesajı anlatmakta hâlâ büyük güçlük çekiyor. Şu seçimi kazanalım, yasamayı “kadın düşmanı ittifaktan” kurtaralım, sonra, yeni sistemde, var gücünüzle Muharrem İnce’nin Başbakan olması, Memleket Partisi’nin de çok etkili bir parti olması için çalışın. Size akıl öğretmek değil maksadım, sadece ne kadar kritik bir seçime girdiğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. Bu kadar güçlükle kurduğunuz partiyi, Muharrem İnce’nin Habertürk’te belirttiği gibi, yüzde 2-3 alıp seçimi ikinci tura bırakırsanız bu durumu açıklanamaz. “Bir Bölen” damgası Memleket Partisi’ne hiç çıkmamacasına yapışır. Buna gerek yok, siz çok yeni bir partisiniz, hedefiniz bu ilk seçim olmasın, teşkilatlanmasını bile tamamlayamayan bir partinin bu seçime girmesi büyük bir fiyaskoyla neticelenebilir. Ayrıca, İnce yanılıyor. Bu seçimde bal gibi de oylar bölünür. Yüzde birkaç oyla Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kaldığını varsayalım, Meclis aritmetiği belli olacak. Ve diyelim ki, olmaz ya Millet İttifakı Meclis’te çoğunluğu kazanamasın… İkinci turun motivasyonu aynı mı kalacak? Ya ikinci turda bir grup seçmen muhayyel bir istikrar arayışının peşine düşerse? Kimilerine göre “son seçim” bu, hangimiz, hanginiz riske atabilir? Değerli Memleket Partililer, Zor şartlarda bir parti kurmuşken “Bir Bölen” damgası yemek bunca emeği heba etmek anlamına gelir. Memleket Partisi’ni cesur olduğu kadar rasyonel insanların kurduğuna inanmak istiyorum. Muharrem İnce, 14 Mayıs gecesi “Bu kez de bu adam kazandı,” mesajı çekmek zorunda kalmasın, Habertürk’te söylediği gibi sokağa çıkamaz hâle gelmesin. Mücadelemizi parlamenter sisteme geçtiğimizde veririz. Haydi Memleketli kardeşim, hep beraber, daha yüksek sesle söyleyeyim artık: “Sana söz yine baharlar gelecek, sana söz umut hiç sönmeyecek…”