Belli bir periyoda toplanıp sonrasında her liderin ve partinin kendi gündemine dönmesi süreci zayıflatmaktadır. Ortak bir gündem belirleyip, ortak bir söylemle süreci götürmek başarıyı getirecektir. Ali Haydar Fırat 6’lı Masa Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal ev sahipliğindeki toplantısıyla iki konu gündemdeydi. İlki derin yoksulluk ve ekonomik kriz, ikincisi Cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki ortak niteliklerin belirlenmesi. Peki bu nitelikler kimi tanımlıyor? Öncelikle şu tespiti yapmakta fayda var; 6 liderin oluşturduğu masada bir Cumhurbaşkanı adayı ve ona eşlik edecek Cumhurbaşkanı yardımcıları çıkmaz ise bu çok ciddi olumsuzluklar, tartışmalar ve seçimin kaybedilmesine giden bir süreci tetikleyecektir. Şöyle düşünelim, mevcut masada herhangi bir Cumhurbaşkanı adayı çıkmadı, masa dışında gösterilen adaya ise hiçbir genel başkan yardımcı olmayı kabul etmedi. Böylesi bir durumda kamuoyu o masanın vekaleten kurulduğunu düşünecek ve çok ciddi bir güven ve meşruiyet sorunu ortaya çıkacaktır. Ötesinde her lider hem kamuoyunda hem de kendi partilerinde tartışma konusu edilecektir. Yani masa bir Cumhurbaşkanı adayı ve onun yardımcılarını belirlemek durumundadır. Tersi hem masanın hem de liderlerin siyasi ömrünün çok ciddi bir tartışmaya konu edilmesine sebebiyet verecektir. Genel Başkanlar bunun farkında olduklarından şimdilik net bir tanım yaptılar; “uzlaşmacı, kucaklayıcı, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tümünü kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday.” Bu tanıma genel başkanların hepsi girebilir ancak eşitler arasında daha önde olanın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu olduğu ifade edilebilir. İçeride ve dışarıda koşulların, dinamiklerin neye evrileceği belirsizliğini koruyor ve bu süreç yeni durumlar karşımıza çıkarabilir ancak mevcut şartlarda ittifak CHP liderinin etrafında kenetlenecektir. Türkiye’nin kurucu bir iktidar formülasyonuna, ülkenin ve kurumların restorasyonuna, tarihsel ve toplumsal uzlaşmaya, geleceği yakalayacak bir atılıma ihtiyacı bulunmaktadır. 6 lider böylesi bir sürecin ağır yükünü taşımaktadırlar. Dolasıyla aday ve yardımcılarını belirleyip köşeye çekilecek bir süreçten değil, ülkeyi düzlüğe çıkaracak bir birliktelikten söz ediyoruz. 6’lı masanın ülkenin mevcut koşullarda tek şansı olduğunu söylemek durumundayız. % 60’ların üzerindeki muhalefet blokunun birlikteliği, taleplerin karşılanması ülkenin, demokrasinin ve cumhuriyetin geleceği açısından tarihseldir. 6’lı masanın kendi içinde bir sorunu olmadığı görülmektedir. Sürecin çok ciddi bir hassasiyetle götürüldüğü gözlenmektedir. Ancak liderler dışında parti örgütlerinin, sivil toplumun, gazetecilerin ve aydınların bu sürece dahil edilmesi, tartışmaların en geniş cephede yapılası ve ciddi bir enerjinin toplumu sarmalamadık için sürecin iletişim boyutunun daha farklı bir biçimde ele alınması gerekmektedir. 6’lı masanın hegemonya bir karakter kazanması % 40’lık iktidar blokunda çözülme yaratacaktır. Geçen yazıda söylediğim ortak aday, ortak kadro, ortak program ve saygıdeğer hocamız Prof. Dr. Murat Somer’in değerli katkısıyla geliştirdiği ortak liste, yol planı ve söylem ile ortak irade bu süreci tamamlayacak, iktidar imkanı ve onunla birlikte ciddi bir değişimi yaratacak olmazsa olmazlardır. Bunun üstüne düşünmeye, yoğunlaşmaya ve birlikteliği daha fazla hissettirmeye ihtiyaç bulunmaktadır. Belli bir periyoda toplanıp sonrasında her liderin ve partinin kendi gündemine dönmesi süreci zayıflatmaktadır. Bu çerçevede Murat Somer hocanın ortak söylem önerisi çok büyük önem taşımaktadır. Ortak bir gündem belirleyip, ortak bir söylemle süreci götürmek başarıyı getirecektir. Tersi durumda 6 farklı gündem hem istenen etkiyi yaratmamakta hem de farklı tartışmalar içinde hedeflenen etkiyi kırıma uğratmaktadır. Bu tarihi sürecin her anının hesaplanması, hareket tarzının belirlenmesi, söylemlerin geliştirilmesi çok ama çok hayatidir.