Kütahya'da CHP nasıl başarılı oldu?

Muhafazakâr kodlarla işlenmiş Afyon, Kütahya, Uşak vb. illerde CHP'nin birinci parti olarak çıkması genel olarak bir şaşkınlık oluşturmuş ancak bu değişimin bugünden yarına gerçekleşmediği de ölçülmesi gereken bir fenomendir. 2023 yılındaki genel seçimlerin hemen ertesinde Politikyol'da paylaştığım yazıda, Türkiye'de solun daha gerçekçi ve toplum modeline uygun biçimde değişmesi gerektiğine dair düşüncemi paylaşmıştım. Sosyal demokrasi; özgürlük, eşitlik/adalet ve dayanışma ilkeleri çerçevesinde değişime açık bir ideolojidir. Bu düşünce akımı, çıkış noktası olan Almanya'da birçok kez değişime uğramış ve çağa uygun paradigmaya göre şekillenmiştir. Neticede Almanya bugün sosyal demokrat ağırlıklı bir hükümet tarafından yönetilmektedir. Bir ideoloji, toplum modelinin işleyişini düzeltmeye yönelik realist çizgiyi yakalarsa, fonksiyonel açıdan değer kazanabilmektedir. Peki Kütahya'da nasıl oldu da muhafazakâr tanımlanan bir kentte sosyal demokratik yönetim şekli değer kazandı? Tam olarak bu oldu. Yani bu ideoloji, toplum modelinin nabzına yaklaşarak onunla beraber ritim atmaya başladı ancak ilkelerini de korudu.

Kütahya'da son üç yerel seçim değerlendirildiğinde; (Anadolu Ajansı verilerine göre) 2014'te CHP'nin yüzde 1.62, 2019'ta yüzde 25.61 ve 2024'te yüzde 29.69 alarak kademeli olarak yükseldiğini gözlemlemekteyiz. Sonuç olarak Kütahya'da CHP'ye karşı algının değiştiği istatistikler üzerinden anlaşılabilmektedir. Burada sadece genel memnuniyetsizlik, ekonomik şartlar, emekliler faktörü, oy kullanmayan seçmen gibi güncel ulusal unsurlar dışında yerel ölçekleri doğrudan etkileyen bir olay bulunmaktadır. CHP'yi bu seçimlerde başarıya götüren önemli sebeplerden birisi, hatta en başta sayılabilecek etken, 2023 genel seçimleri sonrasında partide bir değişimin gerçekleşmesi yani toplumun artık parti içi değişim isteğine kulak verilmesiydi. Böylece CHP'de Türkiye siyasetini etkileyebilecek önemli isimlerin de önü açılarak yerel seçimlerin başarıyla sonuçlanmasına dair ilk adım atılmış oldu.

CHP genel olarak kent sosyolojisine uygun doğru adaylar tercih ettiğini bu seçimlerde göstermiş oldu. Kütahya'nın adayı Sayın Eyüp Kahveci'nin hem muhafazakâr kodlarla uyumluluğu hem de dönemin ihtiyacı sosyal belediyeciliğe yönelik kampanyalarıyla Kütahya halkında karşılık buldu. Benim gözlemlediğim kadarıyla Sayın Kahveci, muhafazakâr milliyetçi referanslara dayalı söylemleriyle sosyal demokratik yöntemlere uygun bir politika biçimlendirmiştir. Bu şekilde Afyon ve Uşak'ın belediye başkanları da başarıya ulaşmışlardır. Böylelikle partilerin genel politikalarının, halkın taleplerini merkeze alarak yerel özelliklere göre harmanlanıp şekil bulması başarı sağlamıştır. Yani kısaca CHP bu yöntemle, son zamanlarda eksikliği hissedilen merkezi doldurarak demokratik yelpazede hem sağa hem sola ulaşabilmiştir.

Her şehrin kendine özgü dinamikleri veya kültürel bir yapısı bulunmaktadır. Örneğin Edirne'de uyguladığınız yerel politikaları Kütahya'da uygulamaya çalışırsanız başarıya ulaşamayabilirsiniz. Bu yüzden bir partinin merkez politikaları, temel prensiplerini koruyarak şehrin özelliklerine göre biçimlenmelidir. Kütahya, dini ve milliyetçi hassasiyetleri yüksek bir şehir olarak değerlendirilmektedir. Buradaki toplum da seçim sonuçlarına göre şunu söylemiştir: "Dini ve milliyetçi değerlerim önemsenerek sosyal belediyeciliği görmek istiyorum." Sayın Kahveci'nin karakteristik özellikleri de buna uygun politikalar şekillendirmesine yol açarak toplum tarafından kabul edilmesine neden oldu. Ancak Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz’ın yıllardır gösterdiği emek de bu başarının önünü açmıştır. Eğer Sayın Kahveci önümüzdeki yılları verimli geçirirse hem bir dahaki seçimlerde şansını yükseltmiş olur hem de Kütahya'yı sosyal belediyecilikle tanıştırarak sosyal demokrasiye karşı bakış açısını etkiler. Son olarak buradaki belediye çalışmaları memnuniyetinin, 2028 yılında gerçekleşecek genel seçimler için de ayrıca referans değeri taşıyacağı söylenebilir.