Casa Botter’in restorasyonu henüz tamamlanmış değil. Gezerken şantiye alanına malzeme taşınmasına da şahit olabiliyorsunuz. Tamamlandığında ve yeni sergilere ev sahipliği yaptığında tekrar gitmeyi bekliyorum.İkinci kata ise apartman merdivenlerinden çıkıyorsunuz. Eski asansörlerin etrafında dolanan merdivenlerden çıkınca sizi Botter’in ve D'Aronco’nun kağıt maketleri karşılıyor. Bu alanda da çeşitli sanat eserleri var. Resimlerin asılı olduğu, eski binalara özgü uzun koridordan yürümek insana buralarda neler yaşandı acaba diye düşündürüyor. Bu katta kitaplıklar ve çalışma alanları da mevcut. Kitaplıklar benim gözüme maalesef biraz boş geldi, zamanla daha çok kitaba yer verileceğine inanıyorum. Dışarıdan da gözüken ve İstiklal Caddesine yukarıdan bakabildiğiniz balkon ise bu katın popüler alanı. Burası gerek sergi alanı olmasının gerekse etkileyici mimarisinin etkisiyle aynı zamanda fotoğraf çektirmek için ideal bir mekân (!). Gezerken her köşede fotoğraf çektirmeye çalışan insanları da görüyorsunuz. Casa Botter’in restorasyonu henüz tamamlanmış değil. Gezerken şantiye alanına malzeme taşınmasına da şahit olabiliyorsunuz. Tamamlandığında ve yeni sergilere ev sahipliği yaptığında tekrar gitmeyi bekliyorum. Siz de yolunuz İstiklal Caddesi’ne düşerse 25-30 dakikanızı ayırarak gezebilirsiniz. Bu arada, Markiz Pastanesi’nin ayrılmaz bir eşlikçisi olarak da tanımlanan Casa Botter’den sonra pastanenin kilitli hâlini görmek de üzücüydü. Casa Botter’e ilişkin de bir önerim var. Maalesef binanın içerisinde apartmanın tarihinin anlatıldığı bilgi panosu yer almıyor. Gezimi tamamladığımda dışarıya kısıtlı bilgi içeren bir ayaklı pano koyduklarını fark ettim; fakat Şişhane metrosundan gelenler bu panoyu göremez. Ben de bu sebeple binanın içerisinde de apartman ve şahit oldukları hakkında detaylı bilgilerin yer almasının faydalı olacağına inanıyorum, naçizane. Casa Botter’den çıktıktan sonra da bu binanın romana nasıl konu olduğunu merak ettiğim için Ayşe Övür’ün Botter Apartmanı romanını aldım. Geziyi yaptığım gün Övür’ün kitapevinde romanını imzalamış olması ve benim imzalı kitap alabilmiş olmam da sanırım bu hayattaki tevafuklardan biri. Bir sonraki tecrübede görüşmek üzere. [1] https://miras.ibb.istanbul/santiye-gezileri/casa-botter/
İstanbul’un yeni sanat ve tasarım merkezi: Casa Botter
Ayşegül Kula
Casa Botter, yani Botter Evi, şehrin ilk modaevi olarak faaliyet göstermiş. Giriş ve ilk katı çalışma alanı olmakla birlikte, üst katları da konut alanı olarak kullanılmış. Bu özelliğiyle iş yeri ve konutun bir arada kullanılmasının ilk örneklerinden birini teşkil ediyor.
Botter Apartmanı, 1900-1901 yılları arasında II. Abdülhamit’in isteği üzerine saray terzisi Jean Botter için inşa edilmiş. Binayı Huber Köşkü ve Yıldız Sarayı Şale Köşkü’nün de mimarı olan Raimondo D'Aronco tarafından tasarlamış.
Casa Botter, yani Botter Evi, şehrin ilk modaevi olarak faaliyet göstermiş. Giriş ve ilk katı çalışma alanı olmakla birlikte, üst katları da konut alanı olarak kullanılmış. Bu özelliğiyle iş yeri ve konutun bir arada kullanılmasının ilk örneklerinden birini teşkil ediyor. İstanbul’da Art Nouveau akımının hayata geçirildiği ilk yapı olması ya da Beyoğlu ve Galata’daki apartmanlaşma sürecinde ışık tutan yapılar arasında yer alması da İBB’nin internet sitesinde “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan 122 yıllık tanıklığının içinde İstanbul’un “ilk”lerini de saklayan Botter” tanımlamasının doğruluğunu gösteriyor. İlerleyen yıllarda birçok kiracıyı ağırlayan Botter Apartmanı’nın bir katı, Ferit Edgü’nün reklam ajansı olarak da kullanılıyor. Daha sonraları ise kaderine terk ediliyor.[1]
2021 yılında İBB Miras tarafından restore edilen Botter Apartmanı artık “Casa Botter Sanat ve Tasarım Merkezi.” Tarihi binaların yıkılması ya da alışveriş merkezi yapılması yerine kültür ve sanat gibi aktiviteler için kullanılmasını çok kıymetli buluyor ve restorasyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Taksim’de yürürken aniden karşılaştığınız bazı binalar gibi etkileyici mimariye sahip Casa Botter’in ilk katı sergi alanı, ikinci katı ise çalışma alanı olarak kullanılıyor. Sergi alanı tuğla duvarlardan oluşan ve eserlerin asılması için çeşitli platformların yerleştirildiği çok geniş ve ferah bir yer. İlk katın neredeyse bir duvarını oluşturan ve eski apartmanlara özgü renkli vitray pencereler ise iş yeri ve konut özelliğinin bir arada kullanıldığını gösteriyor.
Casa Botter’in bu katı şu an “Düşler, Hakikatler” sergisine ev sahipliği yapıyor. Farklı disiplinlerden sanatçıların yer aldığı bu sergide en sevdiğim şey sanatçılar arasında lise arkadaşım değerli Larissa Araz’ı görmek oldu. Larissa’nın eseri de eserin hikayesi de beni çok etkiledi. Casa Botter’in bir duvarında yer alan “Rüyamda Seni Gördüm” neon ışığının üzerine yansıdığı fotoğrafı bu yazıda paylaşıyorum. Hikayesi için sergiyi 16 Temmuz’a kadar ziyaret edebilirsiniz.
Yorumlar
Popüler Haberler
Yasadışı bahis operasyonu: Serdar Ortaç ve Mehmet Ali Erbil'e tutuklama talebi
Galatasaraylı Icardi'den sakatlık açıklaması
MSB kaynakları, Bosna'da görev yapan Türk askerinin pedofili suçunu doğruladı
Adaylık kulisi: 'İktidarı en mutsuz edecek' İmamoğlu-Yavaş formülü
Üsküdar Belediyesi ruhsatsız otopark işletti, hayvanlar için ayrılan paraları amacı dışında kullandı
Akın Gürlek'in eşinin SPK'ya atanmasına CHP'den tepki