Protestocuların diledikleri avukatı tutmak ve kendilerine isnat edilen “suçların” detaylarını görmek gibi bir şansları bulunmuyor. Savunma hakları da zaten gözetilmiyor. Pek çok uydurma suçu ağır işkence altında kabul etmeye zorlanıyorlar.Mohsen Shekari, Tahran’da gözaltına alındı, idam edildi. Majidreza Rahnavard, Meşhed’de gözaltına alındı, idam edildi. Mohammad Mehdi Karami, Kerec’de gözaltına alındı, idam edildi. Seyed Mohammad Hoseini, Kerec’de gözaltına alındı, idam edildi. Mohammad Gobadlou, Tahran’da gözaltına alındı, idam cezası onandı. Mohammad Boroughani, Tahran’da gözaltına alındı, idam cezası onandı. Saleh Mirhashemi, İsfahan’da gözaltına alındı, idam edildi. Said Yagoubi, İsfahan’da gözaltına alındı, idam cezası aldı. Majid Kazemi, İsfahan’da gözaltına alındı, idam cezası aldı. Mehdi Mohammadi Fard, Noşahr’de gözaltına alındı, idam cezası aldı. Arshia Takdastan, Noşahr’de gözaltına alındı, idam cezası aldı. Farzad Tahazade, Oşnaviye’de gözaltına alındı, idam cezası aldı. Mahan Sadarat Madani, Tahran’da gözaltına alındı, idam cezası aldı. Tohid Darvishi, Tebriz’de gözaltına alındı, idam cezası aldı. Manouchehr Mehmannavaz, Tahran’da gözaltına alındı, idam cezası aldı. Mohsen Rezazadeh Garaglou, Tahran’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Said Shirazi, Tahran’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Saman Yasin, Tahran’da gözaltına alındı, idam edildi. Abolfazl Mehri Hossein Hajilou, Tahran’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Sahand Nur Mohammadzade, Tahran’da gözaltına alındı, idam cezası aldı. Akbar Gaffari, Tahran’da gözaltına alındı, idam cezası aldı. Hamid Garahasanlou, Kerec’de gözaltına alındı, idam cezası aldı. Reza Aria, Kerec’de gözaltına alındı, idam cezası aldı. Parham Parvari, Tahran’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Ebrahim Rigi, Zahidan’da gözaltına alındı, damla yargılanıyor. Abdoldostar Zolfagari, Zahidan’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Sonia Sharifi, Abadan’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Dena Shibani, Şiraz’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Eshrag Nacafabadi, Şiraz’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Hamid Khive, Şiraz’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Hesam Mousavi, Şiraz’da gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Toumaj Salehi, Chaharmahal Bahtiyari’de gözaltına alındı, idamla yargılanıyor. Javad Rouhi, Noşahr’de gözaltına alındı, idam cezası aldı. Bu liste uzayıp gidecek çünkü protestolardan dolayı yargılanan yüzlerce kişi idam gölgesi altında. İran’da idam cezaları ve infazları sınıfsal ve politiktir. Kimsenin idam edilmesini istediğim yok ancak siyasi mahpusların yargılanmaları, idam cezası almaları, cezalarının temyizde onanması ve idam edilmeleri 1 ayı zar zor bulurken Babaek Zencani gibi İran halkının 3.2 milyar avrosunu zimmetine geçiren “ensesi kalın para babası” bir devlet mafyası mensubunun idam cezasının onanmasının üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen hâlâ idam edilmiş değil. Üstelik pandemi döneminde izin alıp Tahran’daki ultra lüks villasında yaşamaya devam etti. Tüm bu idamlara ve infazlara rağmen dört aydır geri adım atmayan İran’ın protestocu muhalif damarı elbette ne bu idamları ne de “kalemi kıranları” unutacak. Zulümle abat olmaya çalışanların ahirlerinin nasıl berbat olacağı elbet görülecek…
İran rejimi protestocu gençleri neye “dayanarak” idam ediyor?
Savash Porgham
İran rejimi dünyada en çok idam cezası veren ve idamları infaz eden ülkelerin başında geliyor. Bu idamların ezici çoğunluğu siyasidir. İdam cezası İran rejiminin tüm muhaliflerine karşı kullandığı bir toplu yok etme mekanizmasıdır.
Hiç hayatınızda halka açık yapılan bir idamın infazını gördünüz mü? Ben gördüm. Uzun yıllar önce yirmili yaşlarımın başında İran’ın Batı Azerbaycan ilinin Urumiye bölgesinde hasbelkader şehir meydanlarından birinde yapılan bir idama tanıklık ettim. O gün hayatımda çok şey değişti ve kategorik bir idam karşıtına dönüştüm.
Elbette başta bir sokak infazıyla karşı karşıya olduğumu bilmiyordum. Kalabalık bir insan grubunun güle oynaya elinde çerezlerle bir yöne doğru gittiğini gördüm. Merakım uyandı “Neler oluyor?” diye ve peşlerine takılıp onları bir süre izledim. Kalabalık giderek artıyordu. Önce eylem veya kültürel bir etkinlik olduğunu sandım ama polisin insanlara karşı yumuşak tavrını ve barikatın ardından vince bağlanmış ilmeği görünce neler olduğunu anladım.
Önce gitmek ve kalmak arasında tereddüt ettim çünkü böyle bir şeyi canlı olarak izlemek aklımın ucundan bile geçmiyordu. Amacım bir insanın son anlarını izlemek değildi ama kaldım çünkü anlamam gerekiyordu. İnsanlar çocuklarının ellerinden tutup onları idam izlemeye getirmişlerdi ve olan bitene karşı en ufak bir tedirginlikleri ve itirazları görünmüyordu. Bunca yıl boyunca insanların çocuklarıyla birlikte nasıl bu infazı izleyebildiğini hala anlayabilmiş değilim.
Sonrasında gözleri, elleri ve ayakları bağlı idam mahkûmunu üç maskeli ve polis üniformalı cellat vince yaklaştırmaya başladılar. Mahkûm vinçte yükselirken arkamı dönüp gittim; ardımda ıslıklar, alkışlar, sevinçle salavat edenler, gülen ve eğlenen çocuklar ve bir de merhametsizliğe isyan eden küçük bir grup bıraktım.
Bir kişinin halka açık bir şekilde idam edilmesi insanlık suçudur, neresinden bakarsanız bakın devlet eliyle “yasa” ve “din” kalkanıyla işlenen bir cinayettir, insanlık onur ve haysiyetini darmadağın etmektir. İran rejimi dünyada en çok idam cezası veren ve idamları infaz eden ülkelerin başında geliyor. Bu idamların ezici çoğunluğu siyasidir. İdam cezası İran rejiminin tüm muhaliflerine karşı kullandığı bir toplu yok etme mekanizmasıdır.
İran rejimine göre, Şiilerin 12. İmamı Mehdi’nin zuhur etmediği süre içerisinde İslam Peygamberi’nin ve Mehdi’nin “sorgulanamaz, mutlak temsilcisi” ve “Allah’ın yeryüzündeki meşru siyasi temsilcisi” olarak tüm dünya Müslümanlarının her nevi yönetim yetkisi Veli-i Fakih’in (Rehber) sorumluluğundadır. Bundan dolayı da rejime karşı yapılan itirazları ve protestoları “Allah ve Resulüne karşı işlenmiş” sayıyorlar.
Burada İran rejimi tüm idam cezalarını Yeryüzünde Fesat Yaymak (İfsad Fil-Arz) ve Muharebe (Allah ve Resulüne karşı savaş açmak) olguları üzerinden veriyor. Rejim bu iki “suç unsurunun” meşruiyeti de Kuran’daki Maide Suresinin 33. ayetine dayandırıyor. Maide Suresinin 33. ayeti şunu söyler:
“Allah ve elçisiyle savaşanların (Muharebe) ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışanların (İfsad Fil- Arz) cezası: (ya) öldürülmeleri ya asılmaları ya ellerinin, ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, onların dünyada çekecekleri rezilliktir. Âhirette ise onlara büyük bir azap vardır.”
İşte İran rejimi bu ayeti referans alarak kendisine karşı yapılan protestoları “Allah ve Resulüne karşı savaş açmak” olarak değerlendirip uydurma “yargı” süreçleriyle idam cezaları veriyor. Protestocuların diledikleri avukatı tutmak ve kendilerine isnat edilen “suçların” detaylarını görmek gibi bir şansları bulunmuyor. Savunma hakları da zaten gözetilmiyor. Pek çok uydurma suçu ağır işkence altında kabul etmeye zorlanıyorlar.
Gelin İran rejiminin son 4 aylık protestolardaki idam karnesinin bir kısmına göz atalım:
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi