Ne HDP’nin ne de diğer siyasi partilerin “terörle iltisaklı” gösterilmesi iktidar açısından artık bir işe yaramamaktadır. 2019’da bunun bir sonuç vermediği görülmüştür. Yeni bir söylem, yeni bir iddia üretecek gücü olmayan bir iktidar karşısında asıl mesele muhalefetin yapacaklarıdır. Yeni bir yıla girmenin coşkusunu duyumsamayan bir halk olarak 2021’den devreden sorunlar ve sorularla yeni bir yıla girdik. Mevcut iktidarın maliyeti, ülkeye ve halka her geçen gün ağır bir fatura olarak yansımaktadır. Sadece peşi sıra gelen zamlar değil, geleceği ipotek altına alınan bir toplum olarak, ne bugüne, ne yarına ne de uzak geleceğe umutla bakabiliyoruz. İstenci kalmamış geniş bir kitle olarak bütün gelişmeleri seyrediyoruz. Ancak altan alta biriken öfke, karamsarlık ve endişe ile içinden çıkılmaz bir duygu krizini de birlikte yaşıyoruz. Ekonomik, sosyolojik, ideolojik ve psikolojik yarılmalar zor zamanları daha da derinleştirmektedir. Mevcut iktidar blokunun özellikle ekonomik alanda bir çözümünün olmadığına, sadece günü kurtaracak hamlelerle psikolojik üstünlüğü elde tutma çabası ile en ilkel yöntemleri yeni model olarak sunmaya çalıştığına geçen 10 günde tanıklık ettik. Bunun hiçbir getirisi olmadığı gibi var olan endişeleri daha da pekiştirdi. Peki, bu iktidar ne yapabilir? Temelde ülke sorunlarını çözmekten çok kendisini kurtarmaya odaklı bir çaba içinde olan mevcut iktidarın önündeki tek çıkış (geniş kesimler için kaos) ekonomik krizi siyasi bir krizle kapatma çabası olacaktır. Ancak ekonomik kriz artık kriz olmaktan çıkıp büyük bir buhrana, insani ve toplumsal bir çöküşe döndüğü için çıkarılacak siyasi kriz çok ciddi bir boyutta olmalıdır.
Yeni bir söylem, yeni bir iddia üretecek gücü olmayan bir iktidar karşısında asıl mesele, muhalefetin ne yapacağıdır.
Ne HDP’nin ne de diğer siyasi partilerin “terörle iltisaklı” gösterilmesi iktidar açısından artık bir işe yaramamaktadır. 2019’da bunun bir sonuç vermediği görülmüştür. Çaresizce aynı söylem kalıpları yeniden dolaşıma sokulsa da bunun hiçbir karşılığı olmamaktadır. Ötesinde geniş toplum kesimleri bu çabanın ekonomik krizin üstünü örtme girişimi olduğunu görmekte ve o çerçevede iktidardan uzaklaşmaktadır. Yani bu söylemin iktidar blokunun kendi içinde bile alıcısı her geçen gün azalmaktadır. Eğer iktidar tarafından ciddi bir siyasi kriz örgütlenmezse mevcut tablo iktidar için hızlı bir kitlesel çözülmeyi beraberinde getirecektir. Böylesi büyük bir siyasi krizi örgütleyecek bir güç var mı derseniz onun da çok mümkün olmadığı söylenebilir. Devletin bileşenleri, uluslararası güçler ve toplumsal zemin böylesi bir siyasal ortama uygun değildir. Yeni bir söylem, yeni bir iddia üretecek gücü olmayan bir iktidar karşısında asıl mesele, muhalefetin ne yapacağıdır. Geçen yıl muhalefetin gündem belirleme gücü, potansiyeli büyük ölçüde etkili oldu. Ancak muhalefet için mesele artık sadece gündemi belirlemek olmamalı bir bütün olarak gündemi ele almak olmalıdır. Bunun da yolu adaylık tartışmasından, terör suçlamasından sıyrılıp seçim öncesini değil, seçim sonrasını konuşmaktan geçmektedir. İktidarın bütün söylem saldırısını yoğunlaştırdığı adaylık ve terör suçlaması (son İstanbul Büyükşehir Belediyesine ve Sayın Ekrem İmamoğlu’na yönelik kabul edilemez/anlamsız soruşturmada olduğu gibi) karşısında seçimden sonra nasıl bir imar ve inşa programının devreye sokulacağı anlatılmalıdır. Bugün itibariyle bir erken seçimden çok baskın bir seçimin olma olasılığı çok daha yüksektir. Belirlediği koşullarda seçime gitme gibi bir pratiğe sahip AK Parti yine aynı yönteme başvurmak isteyecektir. Ancak uygun koşul yaratmak artık çok olası değildir.
2021 yılında dünya siyasetinde iki gelişme yaşandı; ilki farklı siyasi yelpazedeki partiler bir araya gelip otoriter rejimler yerinde demokratik rejimler kurdular.
2022 yılında geniş toplum kesimleri bu iktidarın krizlerini, zamlarını, suçlamalarını dinlemek ya da konuşmak istemeyecektir. Muhalefet bu alanlardan çıkmak zorundadır. Bunun yerine kendi çözümlerini anlatmak durumundadır. 2022 yılında insanlar içinde bulundukları boğucu atmosferden çıkmak isteyeceklerdir. Eğer olağanüstü bir dönemde olağan bir muhalefet çabası devam ederse bu çok ciddi bir siyasal krizi, demokratik krizi, güven krizini üretecektir. Muhalefetin tümüyle yan yana gelip ortak bir kurucu ve kurtuluş programı ile halkın karşısına çıkması zorunludur. 2021 yılında dünya siyasetinde iki gelişme yaşandı; ilki farklı siyasi yelpazedeki partiler bir araya gelip otoriter rejimler yerinde demokratik rejimler kurdular. İkincisi ise,  Almanya’dan Şili’ye kadar solun, sosyalistlerin, demokratların ve sosyal demokratların başarısı oldu. Bu dünya konjonktüründe CHP öncü parti olarak lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ifadesiyle “dünyanın bütün demokratları birleşin” sözünden önce ülkenin bütün demokratlarını bir araya getirmek gibi bir sorumluluğu var. Dolayısıyla 2022 muhalefetin ve de özellikle CHP’nin yılı olacaktır. Bu sınavı nasıl vereceğini de hep birlikte tartışmaya, konuşmaya devam edeceğiz.