Ölümleri romantikleştiriyoruz, enkaza balonlar asıyoruz, enkazda kalan çocuğu bisküvi kreması şeklinde illüstrasyon çiziyoruz. Üzgünüm ama “Biz insanlığı bilen insanlar mıyız?” Diye sormadan edemiyorum. Kendim dahil hepimizin insanlığından şüphe ediyorum. Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler.” Nazım Hikmet Depremde tam bin 362 bebek ve çocuk kimsesiz kaldı. Binlerce aile çocuğunu, kardeşini kaybetti. İçim cız ediyor artık dayanamıyorum bu olanlara. Hele koruyucu aile olmak isteyen ve daha kendi çocuklarına yetemeyen aileleri görünce daha da öfkeleniyorum. Evlatlıkla evlenilebilir diyen sözde dindar özde pedofili sapkın insanları görünce ise kan tepeme sıçrıyor! Onlar için öyle laflarım var ki söylemeye dilim varmaz, dilim varsa bile bu ülkede içimden geçenleri tutuklanmadan söylemek mümkün bile değil! Tepkilerden sonra fetvayı silmek bir işe yaramaz. Zihinlerindeki o sapkın düşüncüleri silmek gerekir. Bu ülkede çoğu insan, “nasıl ebeveyn olunur? Ebeveyn olmaya uygun muyum? Çocuğuma gerekli bakımı verecek birikimim var mı?” gibi soruları asla kendinde sormuyor ve bilinçsizce üreyip duruyor. Neymiş çocuk bereketiyle gelirmiş neymiş Allah verirmiş neymiş KADER’miş!  Bizi bu kaderci anlayış bitirdi. Ülkeyi mahvetmeye doymadı bu yazılmış kader ve kaderin savunucuları… Başımıza gelen ve önlemini bile bile almadığımız bu felaketten bile acı pornosu çıkartıyor insanlarımız. En duyarlı görünmeye çalışanlar, gösteriş için enkazdan çocuk kucaklayıp ölümüne sebep olanlar, saçını taramaya devam edenler ve halkı suçlayan yöneticiler. Sahi biz neyiz peşindeyiz böyle? Ben mecburi olarak İstanbul’da yaşıyorum. Ev nereden baksan 40 yıllık ve her yeri çatlak dolu. Gidebiliyor muyum? Hayır. Keyiften mi? Hayır. Ayrı eve çıkacak, başka şehre gidecek maddi gücüm yok ve çoğumuz da bu durumdayız. Peki kendini yüce atfeden devlet neden bir şey yapmıyor? Neden bu şükretme ve acıdan zevk alma aşkı? Ölümleri romantikleştiriyoruz, enkaza balonlar asıyoruz, enkazda kalan çocuğu bisküvi kreması şeklinde illüstrasyon çiziyoruz. Üzgünüm ama biz insanlığı bilen insanlar mıyız bilmiyorum. Kendim dahil hepimizin insanlığından şüphe ediyorum. Yarışma programında adadaki inşalara deprem haberini söyleyip reyting malzemesi yapan iktidar yanlısı kişiyi bile milyonları topladı diye yardımsever ilan ettik. Peki o kadar para toplandıysa neden hâlâ çadır yok? Yahu ben cidden kafayı yiyeceğim. Dev bir tiyatronun içindeyiz ve oyunu gerçekçi bulmayan izleyicilere hakaret edip koltuğa bağlıyorlar. Çıkmazdayız, çıkamıyoruz. Uyanmanın vakti gelmişti o yüzden uyandık. Şimdi de bu bozuk düzeni değiştirmenin vakti geldi.