“Seçim Dürüstlüğü Projesi (Electoral Integrity Project)” bulgularına göre seçim dürüstlüğü konusunda bugün dünyada ilk 100 ülke arasında yer alamayan bir ülke gerçeğiyle karşı karşıyayız. Önümüzdeki yıl yapılması beklenen Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleriyle ilgili gündemden düşmeyen konulardan biri; sandıktan nasıl bir tablo çıkacağı, Cumhurbaşkanlığı makamı ve parlamentonun nasıl şekilleneceği ise, diğeri; seçimlere gidilen süreçte seçim döngüsünün demokrasi oyununun kurallarına göre adil, dürüst, hukuk sınırları içinde işleyip işlemeyeceği ekseninde yoğunlaşmaktadır. 2107 Anayasa değişikliği referandumu ve İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimiyle ilgili YSK’nın verdiği kararlar dikkate alındığında, özellikle seçim dürüstlüğü ve güvenliğine ilişkin konunun gündemde kalması, hatta onun da ötesinde Altılı Masa’nın seçim güvenliğine ilişkin komisyon oluşturması önemli. Bu komisyon, hafta başında yürüttüğü çalışmaların ürünü niteliğinde olan seçim sürecinin dürüst, güvenli biçimde işlemesi için yol haritası, rehber niteliğinde özlü bir rapor yayınladı. Rapor[1] seçim dürüstlüğü konusunda geçmiş uygulamalar nedeniyle sorunlu olan Türkiye’de önümüzdeki seçimler için adil, dürüst, güvenilir ve hepsinin ötesinde evrensel hukuki kriterler temelinde hukukiliği ve meşruluğu tartışma dışına çıkaracak faaliyet odaklı düzenlemeleri öngörmesi anlamında dikkate değerdir. SEÇIM DÜRÜSTLÜĞÜNDE NEREDEYİZ? Siyaset bilimci Pippa Norris’in öncülüğünde dünyadaki seçimlerin dürüstlüğünü geliştirilen endeks yardımıyla karşılaştırmalı olarak inceleyen “Seçim Dürüstlüğü Projesi (Electoral Integrity Project)” bulgularına göre seçim dürüstlüğü konusunda bugün dünyada ilk 100 ülke arasında yer alamayan bir ülke gerçeğiyle karşı karşıyayız. Nitekim bu projenin son bulgularına göre seçimli otokratik rejim kategorisi içinde Türkiye seçim dürüstlüğü sıralamasında 165 ülke arasında 123. sıradadır[2]. Bu nedenle, Seçim Güvenliği Komisyonu’nun hazırladığı raporda seçim döngüsünün hukukiliği, meşruiyeti, dürüstlüğü ve güvenilirliği için Altılı Masa’nın kurguladığı faaliyet ve mekanizmalar seçime giden süreçte hayati öneme sahiptir. Raporun başlangıç kısmında yer alan ifadeler, komisyonun kuruluş gerekçesinin seçim güvenliğinin temini için gerekli unsurları ve bu konularda yapılacak işbirliğinin esaslarını belirlemeye yönelik olduğuna işaret etmektedir.   İşbirliğinin içeriği ve zaman kapsamı ise “seçmen kütüklerinin analizi, sandık kurulu üyelerinin belirlenmesi ve ortak avukat havuzunun oluşturulmasını içeren seçim öncesi sürecini, oy kullanma ve sayım işlemlerinin usullere uygun yapılmasını içeren seçim günü işlemlerini ve seçim sonuçlarının alınması, ıslak imzalı tutanaklar ile Yüksek Seçim Kurulunun ilan ettiği sonuçların karşılaştırılması, itirazların süresinde ve usullere uygun şekilde yapılmasını içeren seçim sonrası süreci…” şeklinde rapora yansımıştır. SEÇIM DÖNGÜSÜ MEKANİZMALARIYLA  SEÇIMLERİN ADİLLİĞİ  Raporda Altılı Masa’nın iş ve güç birliği şeklinde yapmayı planladıkları çalışmalar Seçim Öncesi, Seçim Takvimi Süreci, Seçim Günü ve Seçim Sonrası (Oylama Sonrası) yapılacak çalışmalar şeklinde zaman temelli bir kategorikleştirmeye tabi tutulmaktadır. Çalışmaların bu yönüyle bir takvime bağlanması sürecin sistematik yönetimi anlamında önemlidir. Seçim öncesi yapılacak çalışmaların seçmen kütüklerinin oluşumu ve paylaşımı,  sandık başı işlemlerini takip edecek kadroların tespiti, il ve ilçe seçim kurulları, partilerin seçim altyapısı, ortak çalışma ve bilgi paylaşımı, bütün kurul üyeleri, temsilci ve müşahitlerin eğitimi, YSK temsilcileri, avukat/hukukçuların belirlenmesi,  yurt dışı seçmenlerine yönelik çalışmalar, sivil toplum ve gönüllülerle iş birliği,  seçim mevzuatı şeklinde kurgulanıp, bu başlıklar altında seçime giden süreçte kayıt, veri temelli her türlü olası müdahale ve manipülasyonun önlenmesi, bunun için parti içi eğitim, sivil toplum, hukukçularla işbirliği, konuya ilişkin il ve ilçe seçim kurullarında parti yetkililerin görev etkinliği, partiler arasında birlikte çalışma ve işbirliği hedefli düzenlemeler dikkat çekicidir. Bu anlamda Altılı Masa’nın seçim öncesinde seçimlerin güvenliği ve güvenirliği, seçim döngüsünün başlangıç prosedürelliği temelinde herhangi bir dışsal, operasyonel müdahaleye fırsat vermemeyecekleri şeklindeki iradesinin faaliyetler şeklinde raporu yansıması dikkat çekicidir.  Komisyonun seçim öncesi yapılacak çalışmalar konusunda adil seçim rekabeti açısından hayati öneme sahip kampanya sürecindeki finansmana yönelik çalışmaları öngörmemesi ise bir eksikliktir. Pekişmiş demokrasilerin parti sistemlerinde dahi partilerin devlet destekleri nedeniyle kartel partilere dönüştüğü dikkate alındığında, siyasal kayırmacı düzenin egemen olduğu ülkelerdeki parti devletinin varlığı seçimlerde rakiplerin adil yarışını engellemektedir. Türkiye parti siyasetinde siyasetin finansmanı temelli sorunlar nedeniyle bu sorun fazlasıyla yaşanmaktadır. Bu nedenle, partilere yapılan bağışlara ilişkin hukuki bir genel çerçeve olsa da, informel finansman desteklerini izleyip denetleyecek kurumsal bir yapı mevcut değildir. Önümüzdeki seçimlere yönelik olarak Altılı Masa’nın kampanya döneminde partilerin finansman desteklerinin şeffaflığı konusunda bir sivil izleme ağı oluşturmaları, rekabet adaleti adına önemlidir. Seçim takvimi sürecinde yapılacak çalışmalar olarak sandık kurulu başkanı ve memur üye belirleme sürecinin takibi, partiler arası program koordinasyonu, propaganda, il/ilçe seçim güvenliği toplantılarının kurgulanması, seçim sürecinin Altılı Masa bileşenlerin işbirliğinde yürütülmesi, seçim yönetiminde koordinasyon, etkin propadanga yöntemlerinin belirlenmesi ve il, ilçe düzeyinde seçim güvenliğini tesise yönelik yapılanmalar anlamında işlevseldir. Sandık oluşumları  ve sandık başı işlemlerinin takibi, seçmenlerin oy kullanmasının teşviki ve kolaylaştırılması temelli seçim günü yapılması planlanan çalışmalar seçimlerin dürüstlüğünü sorgulatacak, rakiplerin haksız rekabetine zemin hazırlayacak, sonuçta seçimlerin meşruiyetini ilişkin tartışma doğurabilecek her türlü girişimi kaynağında önlemeye yönelik düzenlemeler olarak göze çarparken, seçmenin katılımını arttırmaya yönelik oy kullanımı teşviki ve kolaylaştırıcılığına iilşkin hedefler önemli olup, kısa sürede Altılı Masa bileşenleri tarafından buna yönelik kurumsal mekanizmaların tesis edileceği izlenimi verilmektdir. SANDIĞA GİREN OYLAR VE SEÇİMLERIN KADERİ Raporda Seçim (Oylama) sonrası yapılacak çalışmalar olarak itirazların takibi, ıslak imzalı sandık sonuç tutanağının alınması ve yetkili birime iletilmesi, oy torbasının İlçe Seçim Kurulu’na intikali, ilçe seçim kurullarındaki birleştirme işlemlerinin takibi, il seçim kurullarındaki birleştirme işlemlerinin takibi, sandık sonuçlarının merkeze iletilmesi, YSK tarafından seçim sonuçlarının ilanı kapsamında ve  şeklinde planlanmaktadır. Bu çalışmaların başarıyla yürütülmesi halinde sandığa giren oyların seçimin kaderini tayin etme konusunda hukukilik tartışması ve meşruiyet açığı yaratması kolay değildir.
Türkiye 2017 referandumuna kadar bu konuda pek fazla sorun  yaşamamasına rağmen, artık seçim döngüsü anlamında meşruiyet açığı yüksek bir ülke durumunda.
Dürüst yapılan seçimler bir ülkede demokrasinin kalitesine dair önemli standartlardandır. Türkiye 2017 referandumuna kadar bu konuda pek fazla sorun  yaşamamasına rağmen, artık seçim döngüsü anlamında meşruiyet açığı yüksek bir ülke durumunda. Komisyon raporunda sistematik olarak kurgulanan seçim döngüsü çalışmaları  planlandığı şekilde uygulanırsa, sadece özgürlükler ekseninde değil, seçimlerin demokratik meşruluğu anlamında da gerileme yaşayan Türkiye için demokrasinin geri kaymasının durdurulması yolunda bir başlangıç olabilir. --- [1] https://www.gazetepencere.com/secim-guvenligi-komisyonu-raporu/Erişim tarihi: 7 Haziran 2022. [2] Tanju Tosun; “Seçim Güvenliği:Niçin ve Nasıl?”, https://www.politikyol.com/secim-guvenligi-nicin-ve-nasil/Erişim tarihi: 7 Haziran 2022