"Kötü kader diye bir şey yoktur; 21. yüzyıl vardır ve bu yüzyıl bir kelebeği bile intihar ettirebilir."
Jose Saramago
Son zamanlarda her dışarı çıktığımda mutsuz ve asabi insanlar görüyorum. Herkes diken üstünde bekliyor, ya kavgaya ya da ağlamaya yer arıyor gibiler. “İrem sen farksız mısın?” diyecek olursanız cevabım; ‘’Ben hepsinin başını çekerim.’’ olacaktır. İşin üzücü yanı bu mutsuzluğun ve çaresizliğin bir patlama noktası var. Artan intihar istatistikleri de bunu doğruluyor. Geçtiğimiz günlerde Marmaray Yenikapı durağında sabah 08:00 sularında bir intihar gerçekleşti. Kendini raylara bırakan adam maalesef can verdi ama benim kalbimi paramparça eden nokta ise, insanların tepkileri oldu. “Yok neden mesai saatlerinde intihar etmiş?”, “Neden insanların işini aksatmış?”, “Kesin ilgi çekmeye çalışmış”. Bunlar gibi yüzlerce iğrenç yorum okudum. Biz ne ara bu kadar kutuplaşıp uzaklaştık birbirimizden? Ne ara ölen bir insandan bile nefret edecek hale geldik? 2002’DEN BERİ ARTAN İNTİHAR VAKALARI Gelelim AKP’nin iktidara geldiği yıla yani 2002 yılına. O senenin TÜİK verilerine göre 2.981 kişi intihar etmiş. Peki bu iktidar süresince ortalama yıllık intihar sayısı kaç dersiniz? Hemen söylüyorum: 3.523! Artan geçim sıkıntısı tabii beraberinde bu sebepten dolayı intiharları da getiriyor. Faiz sebep enflasyon sonuç diyemeyiz ama AKP sebep intihar sonuç diyebiliriz. AKP iktidarından bu yana geçim sıkıntısı nedeniyle edilen intihar sayısı 5.414! Tabii bu söylenene göre olduğu için sebepsiz görünen intihar sayılarının da buna eklenmesi gerektiği kanaatindeyim. Ekonomik zorluklar, işsizlik, ailevi sorunlar, psikolojik sorunlar ve madde bağımlılığı gibi birçok faktör intihar eğilimini etkilese de benim kişisel görüşüm hepsinin mimarı olan iktidarın buna sebep verdiğidir. Türkiye'deki intihar oranlarının artması, artan toplumsal sorunların bir yansımasıdır. Psikolojik olarak zorlandığım bir süreçte çevremden yeterli desteği göremedim. Şımarıklık, tembellik ve hatta şükürsüzlük diye adlandıran anlayışsız insanlar oldu. Psikolojik sorunları maalesef çok hafife alıyoruz. Bu nedenle, intiharların önlenmesi için ekonomik desteklerin sağlanması, psikolojik yardım hizmetlerinin geliştirilmesi, farkındalık kampanyalarının yürütülmesi ve intihar eğilimi gösteren kişilerin erken dönemde tespit edilerek uygun tedavi ve desteklerin sağlanması gibi önlemler alınması gerekiyor. ARTIK UZLAŞALIM! İntihar vakaları asla sıfıra inmeyecek hepimiz bunu farkındayız ama azaltabileceğimizin de farkındayız. Geçim sıkıntısı kaynaklı intiharları 15 Mayıs’tan itibaren düzelteceğimize, gerçek bir sosyal devlet olacağımıza ve Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu konuya gerekli önemi vereceğine inancım tam! Peki psikolojik sorunlardan kaynaklanan intihar oranını nasıl düşüreceğiz dersek bunun da cevabı toplumsal uzlaşmada gizli. Yirmi yıldır yaşadığımız, birbirine tahammül edemeyen renksiz toplumun psikolojimize nasıl zarar verdiğini gördük artık baharın renkleriyle kucaklaşma zamanı. Birbirimize sevgi ve saygıyla yaklaştıkça birbirimizi daha iyi anlayacağız. Birbirimizi anladıkça uzlaşacağız ve uzlaştığımızda nihayet birbirimizin yaralarını saracağız. Az kaldı, sorunlarımız bitecek!