Babacan, Davutoğlu ve Uysal’ın gösterdiği
Politikyol
Babacan’ın, Davutoğlu’nun ve Uysal’ın yüzündeki öfkeli ifadeler bir hayli komik. Ülkenin gelecek on yıllarını belirleme sorumluluğunu üstlenen insanların, verdikleri pozlarla mesaj kaygısı gütmeleri toplumu sadece güldürür.
Türkiye’nin önünde alelade bir seçim olmadığı apaçık ortada.
Demokrasisinden adaletine, ekonomisinden eğitimine kadar, ülke koca bir kriz yönetimi deneyine dönmüş durumda. Krizleri yaratanlar, çözüm olamıyor.
Ama hepsinden önemlisi, sandıktan çıkacak sonuç Türkiye’nin nasıl bir ülke olacağını belirleyecek: Özgürleşme iradesi gösteren, demokratik bir ülke mi; nefrete ve otokrasiye boynunu büken bir Türkiye mi?
Böylesi derin bir tarihi kırılma anı, doğal olarak, tarihi sorumlulukları da beraberinde getiriyor. Bütün siyasi farklılıklarına rağmen ‘demokrasi masası’nda bir araya gelen altı partinin gösterdiği de bu sorumluluğun ta kendisidir.
Fakat anketler iktidarın sonunu gösterdikçe, muhalif siyaset en iyi bildiğini yapmaya, yani kısır parti politikalarına dönmeye meylediyor.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın ansızın üç kriterli bir cumhurbaşkanı belirleme kılavuzu yayınlaması da; ‘AKP’nin 20 yıllık suçlarına ortak olmama’ kriterinin hedef aldığı Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu ve DEVA Genel Başkanı Ali Babacan’ın Uysal ile verdikleri fotoğraflarda gözlerinden okunan nefret de bunun örnekleri.
Öncelikle, Uysal’ın bahsi geçen kriterleri bir ortak karar doğrultusunda değil, kendi inisiyatifiyle yayımladığı anlaşılıyor. Zira diğer genel başkanlar böylesi bir söylemde bulunmazken, Babacan T24’te Murat Sabuncu’ya verdiği söyleşide, liderlerin olası bir cumhurbaşkanı adayı için basına sadece iki şey söylemekte mutabık olduklarını ifade etti: Demokrasiyi özümsemiş bir kişi ve kutuplaştırıcı değil, kapsayıcı bir figür olması. Ya Babacan ya da Uysal doğruyu söylemiyor. Kendi tweetinin üzerine ‘kırdıklarını’ ziyarete giden DP lideri olduğuna göre, sorumsuzluğun da kaynağı orasıymış gibi gözüküyor.
Fakat bu görüşmelerin ardından verilen fotoğraflarda hem Babacan’ın hem Davutoğlu’nun hem de Uysal’ın yüzündeki öfkeli ifadeler de bir hayli komik. Ülkenin gelecek on yıllarını belirleme sorumluluğunu üstlenen insanların, verdikleri pozlarla mesaj kaygısı gütmeleri toplumu sadece güldürür.
Aslında bu, kurulan demokrasi masasının işlevini tam anlamıyla tanımlayamamanın sonucu.
Misal, bu bir seçim ittifakı mı yoksa bir anayasa çalışması mı? Seçim ittifakıysa neden sadece ‘demokrasiye dönüş yolu’ tarif edilirken, bu süreç içinde uygulanacak ekonomi politikalarına dair tek kelime edilmiyor? Anayasa çalışmasıysa neden aday belirleme görevi bu masaya düşüyor? Zira görünen o ki masanın belirlediği bir isim Cumhurbaşkanı seçildiği takdirde anayasal düzenlemeleri bu ittifaka göre yapacak ama, örneğin, emekli maaşlarının düzenlemesinde istediği gibi at koşturacakmış gibi duruyor.
Oysa bu tablo, sandığın matematiğine ters: Kontrolsüz yetkilerle seçilecek bir Cumhurbaşkanı için oy veren vatandaş, kimin ekonomi programına oy verdiğini tahmin mi edecek? Yoksa Parlamento’da seçimini yaparken Cumhurbaşkanı’na ‘böyle yönet’ mesajı mı verecek?
Bu kadar bilinmezin olduğu yerde toplumun hissedeceği şey, Babacan-Uysal-Davutoğlu polemiği gibi örnekler arttıkça, ‘Türkiye için bir araya gelen’ bir tarihi ittifak değil; ‘daha birbiriyle anlaşmayı beceremeyen altı benzemez’ olur.
Masanın görev tanımı net olmadıkça da liderlerin ağzından çıkan baklalar birbiriyle örtüşmemeye devam edecek elbette. Bir tarafta neo-liberalizme savaş açan Kemal Kılıçdaroğlu öte yanda özelleştirmeleri öven Babacan varken, masanın ortak bir hikâye anlatması mümkün değil.
Bu ayrışmaları günlük bazda iktidarın medya makinesine hediye ederek de seçim kazanılmaz ama diğer tarafın kaybetmesi umut edilir. Bu da bir tarihi sorumluluk örneği değildir.
Yorumlar
Popüler Haberler
Deniz Zeyrek, Sözcü gazetesinden ayrıldı
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı
Liderlik hayali kuran Türkiye, puansız Karadağ'a takıldı