Referandum sonuçları Türkiye'nin hem yeni duyarlılıklarını görmek hem de bunun yakın dönem siyasetini şekillendirecek niteliğini anlamak açısından hayati önemdedir. Bu sonuçları doğru okuyan, buna göre kendisini yenilen değiştiren hareketler 2019'da ipi göğüsleyecektir. Bu sonuçlar siyaset alanını yeniden şekillendirecektir. Bunu görmemek ya da görmüş gibi yapmak siyaseten yok olmak anlamını taşıyacaktır. Şimdi yeni dönemi siyasal yapılar ekseninde ele alalım. AKP giderek gücünü kaybediyor. Cumhurbaşkanı bunu gördüğü için, anayasa değişikliğinde ilk yürürlüğe koyduğu karar partinin başına geçmek oldu. Çünkü partisi erirse kendisi de fiilen tasfiye olacak. Bunu gördüğü için hemen partisinin başına geçmek istedi. Erdoğan, partisinde hem kadro hem de politika değişikliğine gidecek. Ancak zaman onun aleyhine işliyor ve ülkede herşey kötü gidiyor. Bunu toparlaması çok mümkün görünmüyor. Bu yüzden 2019'a yeni ittifaklarla girmek için çaba haracayacak. Yeni dönem AKP'si MHP'den alacağını aldığı için Kürtlere yönelecek. Zaten 2019'un anahtarı Kürtlerde. AKP'nin iç tartışmalarında da bunu görüyoruz. CHP için geçen hafta bir yazı yazmıştık. CHP'nin bu politika ve kadrolarla sonuç alması mümkün değil. Partinin her alanda çok büyük bir değişim geçirmesi gerekiyor. Hem program hem kadro hem de yeni dönem siyasetine ilişkin yeni bir vizyon ortaya koyması çok önemli. CHP tarihinin en büyük fırsatını yakalamış durumda. Şöyle ki, bu ülkeyi inşa edecek güç, kadro ve enerji Hayır oyu verenlerdedir. CHP güçlü bir seferberlik başlatıp ülkeyi yeniden inşa edecek bir pozisyon almazsa bu dip dalgası akacak yeni bir mecra bulacaktır. 2019'da sağdan bir aday bulup onu seçtirelim kolaylığı bir sonuç üretmeyecektir. Mesele sadece aday değil partinin, hem kendisini hem de memleketi yenileyecek bir hareket başlatmasıdır. CHP için de Kürt Sorunu konusunda yeni hamleler yapmak büyük önem taşıyor. CHP Kürtlerle ilgili yeni bir siyaset inşa etmek durumundadır. Elbette ki Kürtler bu topraklardaki siyasi öznelerden biri. Ama tek başına sonuç almaları da olası değil. Onlar da 2019'da kendi konumlarını dikkate alarak yeni bir birliktelik ekseninde girmek durumunda olacaklar. Referandum sürecinin zayıf halkası ise MHP oldu. Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP, AKP desteğiyle ayakta ancak kitlesel desteğini kaybetmiş durumda. Eğer muhalifler birlikte hareket eder ve merkez sağ bir oluşum içine girerlerse bu hem MHP için hem AKP için çok ciddi sıkıntılar yaratacaktır. AKP sadece kendi alanını değil diğer bütün siyaset alanlarına müdahale eden bir parti olduğu için MHP'li muhalifleri yalnız bırakmayacaktır. MHP siyasi açıdan artık yol alamaz hale getirilmiştir. AKP önemli bir kitleyi kendi partisine katmıştır. Geri kalan kitle ise arayıştadır. HDP bütün baskılara rağmen kendi kitlesini korumaktadır. Ancak doğal sınırlarına ulaşmıştır. Referandumda ortaya çıkan kitle ruhu HDP'nin de yeniden kendisini tanımlamasına imkan sunacaktır. Burada da yeni arayışlar ortaya çıkacaktır. Elbette bütün partiler referandum sonrasında çok ciddi bir tartışma, sorgulama ve arayış içine girecektir. %49'un ruhunu okuyan, beklentilerini örgütleyen, oradaki kesişen talepleri formüle eden siyaset kazanacaktır.