• CHP, büyük bir saldırı ile karşı karşıyadır. CHP, sadece ana muhalefet partisi olduğu için de değil, AKP’nin kurmak istediği sisteme karşı direnen en güçlü yapı olduğu için hedeftedir.
  • CHP’ye yönelik saldırı Cumhuriyetin, demokrasinin bütün kurum ve değerlerine yöneliktir. AKP’nin kurmak istediği yeni düzende CHP’nin bu haliyle çok ciddi ve tek engel olduğu görülmektedir. Cumhuriyeti kuran parti ortadan kaldırılmadıkça yeni bir düzenin kurulması da söz konusu olmayacaktır. Bu haliyle tarihsel bir hesaplaşma yapılmak istenmektedir.
  • Adalet Yürüyüşü ile CHP bütün toplumsal kesimlerin en güçlü demokratik örgütlenme alanı/yapısı olduğunu ortaya koymuştur.
  • Cumhurbaşkanından başkana, bakanlara; AKP propaganda makinesi içinde yer alan herkesin bundan sonraki tek gündemi CHP’ye yönelik daha yoğun bir saldırı olacak ve bunun şiddeti daha da artacaktır.
  • Cumhurbaşkanının Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “sokağa çıkartmama” konuşması bu çerçevede ele alınmalı ve yeni stratejiler oluşturulmalıdır.
Yeni Strateji Önerileri
  • AKP’nin CHP’ye yönelik bu saldırı stratejisine Kemal Kılıçdaroğlu hem Adalet Yürüyüşü hem de TBMM’de yaptığı konuşma ile teslim olmayacağını ilan etmiştir. Ancak bugün itibariyle CHP’nin bir muhalefet stratejisine değil, bir iktidar stratejisine ihtiyacı bulunmaktadır.
  • CHP’nin bir an önce gücünün farkına varması ve demokratik muhalefeti bir araya getirmesi gerekmektedir. Ancak bunun için CHP’nin sahip olduğu birikimi, tarihsel deneyimi, kadrolarını, yönettiği il ve ilçeleri ile kendisine oy veren milyonlarla bu ülkeyi yeniden kuracak bir potansiyele sahip olduğunu önce kendisine sonra da bütün memlekete anlatması gerekmektedir. Güçlü bir iç iletişim süreci başlatmalı ve bunu örgütlemelidir. Hem örgütsel olarak hem de yerel yönetim alanında ortak ve güçlü bir stratejiye, eş güdüm halinde hareket etmeye çok büyük ihtiyaç bulunmaktadır.
  • CHP ülkeye şunu anlatmalı ve göstermelidir; AKP’nin her alanda ortaya koyduğu stratejiler çökmüştür. Yeni süreçte daha da devletleşecektir. CHP’ye düşen ise daha fazla halkçılaşmaktır. Bundan kastımız kendi siyasal alanı dışındaki kesimlerle cesur ilişkiler kurması gerekliliğidir.
  • Gezi’de, Referandum’daki Hayır’da ve son olarak Adalet Yürüyüşündeki toplumsal ve siyasal bileşenler dağılmamış, tersine büyümüştür. Solcular, demokratlar, Atatürkçüler, milliyetçiler, Kürtler, Aleviler kısacası AKP’nin sürekli ötekileştirdiği bütün kesimler ortak paydalarda buluşabilmişlerdir.
  • CHP işte bu ortak paydalar üzerinden kimlik siyasetinin girdabına düşmeden hareket etmelidir. Bu ortak paydalardan birinin Adalet olduğu Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşüne katılan ve destek veren milyonlarla ortaya çıkmıştır. Bir diğer payda laikliktir. Ancak CHP’nin laikliği en geniş ve en özgürlükçü anlamıyla kitlelere yeniden anlatması gerekmektedir. Bir başka payda demokratik yaşamdır. Son olarak en güçlü talep eşitlik konusundadır.
  • Türkiye, hem devlet hem de Cumhuriyet vasıflarını giderek yitirmekte, bir tür kurumsal çöküntüleşme krizi yaşanmaktadır. Bu ülkede hem devlet hem de cumhuriyet hassasiyeti çok büyük ve vazgeçilmezdir. Dolayısıyla devletin yeniden yapılandırılması ekseninde yeni bir çalışma, tartışma ve çözüm önerileri gereklidir. CHP hem devleti hem de Cumhuriyeti yeniden ayağa kaldırma programını yapmalı ve halkın bilgisine sunmalıdır.
  • Çalışan bütün kesimler, emekçiler kazanılmış haklarını yitirme kaygısı taşımaktadırlar. Bu kesimlerle hem güçlü diyalog kanalları kurulmalı hem de güçlü bir biçimde bu hakların kaybını önlemeye yönelik olarak bir strateji oluşturulmalıdır. Bu kesimler yalnız olmadıklarını görmeli ve CHP de bunu daha yoğun bir biçimde ortaya koymalıdır.
  • CHP’nin yeni söylemi tıpkı adalet yürüyüşünde olduğu gibi gündelik hayatta en çok ihtiyaç duyulan, aranan temel ilke, değer ve kurumlara değinmelidir. Bunun için sürekli siyasal söylem üretmekten çok toplumsal bir söylemi üretmeye, dolaşıma sokmaya ihtiyaç bulunmaktadır.
  • Bugün bir korku dalgası giderek toplumu esir almaktadır. İç çatışma, Suriyelileşme, bölünme korkusu konusunda CHP, güçlü bir birliktelik söylemi örgütlemelidir. Korkan kitleleri daha fazla korkutarak değil; bu korkularından kurtulmalarını sağlayacak yeni bir politik pozisyona geçmelidir.
  • CHP’nin yeni bir heyecan dalgasını toplumun önüne koyması gerekmektedir. FETÖ’ye ve darbelere karşı; içeride ve dışarıda yaşanan bütün krizleri aşmak adına bir büyük hayali toplumun önüne koyduğu anda başka bir Türkiye ihtimali güçlü bir biçimde ortaya çıkacaktır.