Ali Haydar Fırat yazdı | AKP'nin kaybettiren stratejisi
Ali Haydar Fırat
Referandum sürecinin iletişimsel analizlerini yapmaya devam ediyoruz. Bu yazıda AKP’nin daha önceki seçimlerde yapmadığı ama şimdi zorunlu olarak yapmak durumunda kaldığı bir stratejiyi çözümleyeceğiz. Siyasal iletişim süreçlerinde bir sloganın, söylemin ya da genel anlamıyla politik bir sözün başarısı, dolaşıma girdiği ve kabul gördüğü ölçüyle doğru orantılıdır. Yani bir parti ya da siyasal aktör hem bir fikri en geniş anlamda dolaşıma sokacak hem de bunun kabul ettirilmesi noktasında çaba harcayacak. Bu iki sürece güç veren en temel ilke ise yapılan propagandanın haklı, kabul edilebilir, anlaşılır ve gerçekçi bir yapıya sahip olmasıdır.
Bugün itibariyle AKP referandum sürecinde geri düşmüştür, kullandığı söylem ve tekniklerle daha da geri düşme potansiyeline sahiptir. Şöyle ki, “hayır” diyenler bunun için yüzlerce gerekçe ortaya koyarken ve üstelik bu gerekçeleri mevcut anayasa değişiklik metninden hareketle üretirken AKP-Bahçeli ittifakı asla kendilerinin hazırladıkları metne referans vermemekte; daha çok karşıt kitlenin yani “hayır” diyenlerin kimliği üzerinden bir propaganda tekniği kullanmaktadır.
Denilebilir ki henüz partiler ve aktörler kampanyaya başlamadılar ve nasıl bir strateji izleyeceklerini açıklamadılar. Bu haklı bir nokta ancak bugünden sonra herhangi bir kampanya tekniğinin mevcut durumu değiştirmesi olası görünmüyor. “Evet” diyecekler daha çok Cumhurbaşkanı kimliği ve politik temsilini koşulsuz onaylayanlardan oluşmaktadır ancak bu referandumda yeterli olmayacaktır. “Hayır” diyenler ise çok daha geniş bir yelpazede ve oldukça farklı gerekçelerle bunu ifade etmektedirler. Dolayısıyla “hayır” diyenlerin sağlam, tutarlı, savunulabilir ve karşı tarafa kabul ettirilebilir bir avantajı var. Bunu gördüğü için Cumhurbaşkanı-AKP- Bahçeli, sadece “terör örgütleri de hayır diyor” retoriği üzerinden bir savunma geliştirmekte ancak bu bir sonuç üretmeyecektir.
Üstelik bu söylem son derece rahatsız edici, saldırgan bir kurgunun ürünü olduğu için kitlelerin tepkisini çekmektedir. Şuan “hayır”ın psikolojik üstünlüğü elde tutması, onun toplum nazarında ulaştığı meşruiyeti gösterir.
Bir diğer nokta yazının başında dile getirilen husustur, yani AKP bugüne kadar girdiği seçimlerden daha farklı bir yol izlemektedir. O da şudur; AKP, merkez sağdan devraldığı kalkınma, büyüme, gelişme vaatlerini bu referandumda terk etmiş bulunmakta. Yani yeni hiçbir şey vaat etmeden sadece “Cumhurbaşkanı için oy verin, o gerekeni yapacaktır” demektedir. Bu asla yetmeyecektir. Hem Cumhurbaşkanı ve partisinin ortaya koyduğu performans ve ülkeyi bugün getirdikleri nokta hem de bu sürecin bundan sonra çok daha kötüye gideceğine yönelik yaygın inanç bu söylemi etkisiz kılmaktadır. Geniş kesimlerin artık AKP’nin ülkeyi iyi bir noktaya taşıyacağına dair inancı kalmadı. Ekonomi ve dış politikadaki gel-gitler AKP kitlesinin de çözülmesine neden olmaktadır. MHP tabanının kopuşu bundan ileri gelmektedir ve bugün itibariyle Devlet Bahçeli’nin kendi parti kitlesi üzerinde bir etkisi ve yönlendiriciliği kalmamıştır. Bu nedenle AKP giderek daha milliyetçi bir propagandayı tercih etmek zorunda kalmaktadır. Bu durum da AKP tabanındaki Kürt muhafazakarlarının kopmasına neden olmaktadır. Bu noktadan sonra AKP’nin Kürt oylarını alması mümkün görünmemektedir. AKP’nin Kürt oylarını almadan bir zafer elde etmesi de mümkün olmayacaktır.
Elindeki tüm devlet gücü ve propaganda tekniğine rağmen hala istediği meşruiyeti sağlayamayan AKP’nin “hayır=terör” söylemi bir propaganda tekniğinden çok sığınılan son çaredir. Üstelik AKP’nin yakın geçmişte “hayır” diyenleri suçladığı, terör örgütleriyle olan diyalog ve ilişki pratiği onun muhaliflerine gollük bir pas vermesine neden olmaktadır. “Hayır”cılar her defasında bu pası alacak ve sürekli gol atacaklardır. 7 Haziran seçimleri bu anlamda önemlidir. Zira bu seçimlere AKP yine başkanlık isteğiyle girmiş ve iktidarı kaybetmişti. Aynı kartı şimdi yeniden oyuna sokan AKP’nin benzer bir sonla karşılaşması oldukça olası…
Yorumlar
Popüler Haberler
MHP'li vekillerin istifa gerekçesine PolitikYol ulaştı: VIP altın kaçakçılığı
Marmaray'da bir kişi intihar etti
Yasadışı bahis soruşturmasında yeni dalga: 7 fenomene yakalama kararı
Sivas’ta dershane bulunan binada yangın: Bir öğretmen öldü
Bahtiyar Aladağ isimli erkeğin katliamı: Ölü sayısı sekize yükseldi
Selçuk Üniversitesi, mutluluğun formülünü aramayı bıraktı