HDP İstanbul İl Başkanı’na atılan tokat tek kişiye değil HDP’ye oy veren 6 milyon kişiye atılmış bir tokattır. Ertesi gün basın açıklamasına gelip sadece orada duran suçsuz insanları gözaltına alan polislerden bahsetmiyorum bile. "Yaşasın özgürlük! diye bağırıyordu," dedi polislerden biri... "Haliyle ona giriştik," dedi başka bir polis.’’ -Boris Vian Geçtiğimiz günlerde HDP İstanbul İl başkanı olan Ferhat Encü’ye bir polis görevlisinin tokat atması gündem olmuştu. O habere yapılan yorumların çoğunu ırkçı insanların iğrenç fikirleri oluşturuyordu. Hiç utanmadan ve adaletini bozdukları kantarın kendilerini tartacağını da hesap etmeden ‘’İyi olmuş.’’, ‘’Polisimizin eline sağlık.’’ Gibi alçakça yorumlar gözüme en çok çarpanlardan sadece ikisi. O kadar üzülüyorum o kadar canım yanıyor ki anlatamam. Ne ara böyle kalpsiz ve düşüncesiz olduk? Yoksa hep öyle miydik? Çok değil daha sekiz dokuz sene önce Berkin’i, Ali İsmail’i öldüren polisleri de savunanlar olmuştu bu ülkede. Milliyetçilik demek sizin için masum insanları katletmek ve ona buna tokat atmak mı? Bu kadar kansız olup insan olamayan biri nasıl vatanını sevip vatansever olur? O tokat tek kişiye değil HDP’ye oy veren 6 milyon kişiye atılmış bir tokattır. Ertesi gün basın açıklamasına gelip sadece orada duran suçsuz insanları gözaltına alan polislerden bahsetmiyorum bile. Bizim vergilerimizle iktidarın maşalığını yapıyor olmak kanlarına dokunmuyor mu acaba? Tanju Özcan gibi faşizm artığı gereksizlerin küfürleri zaten ayrı bir skandal. Biz bu ülkede kime neyi öğretmeye çalışıyoruz? Beyninin içi milliyetçilik denilen irin dolu fikirlerle yıkanmış, din adı altında her türlü pisliği yapmayı öğrenmiş, kendini kadınlardan ve diğer her şeyden üstün gören bu kötü kalpli insanlara neyi öğreteceğiz? İyi insan olmanın temellerini bile bilseler uygulayacakları şüpheli. Bu yazıyı kimseyi ezmek için yazmıyorum. Sadece eğer böyle düşüncelere sahipseniz birazcık bile olsa kendinizi sorgulayın diye yazıyorum. İran’da ahlak polislerinin masum insanları vurmasına hepimiz ses çıkarttık diye hatırlıyorum. Neden ses çıkarttık? Çünkü şiddet polisin yetkisi dışında olan bir şeydir. Polis insanları korur, insanları korkutmaz. Şimdi bu tokada alkış tutup İran’da ki olaylara ses çıkartıyor olmanız sizi ikiyüzlü yapmıyor mu? Yoksa bunun için de ‘’Irkçıyız ne olacak?’’ dediğiniz gibi, ‘’İkiyüzlüyüz ne olacak?’’ mı diyeceksiniz? Zaten inanmıyorum ama eğer bu polis denilen zorba insan meslekten men edilip ceza almazsa adalete olan inancım tamamen yok olacak. Çuvaldıza gelecek olursak, basın açıklamasında olan Milletvekili Garo Paylan’ın da polise olan tavrına asla katılmıyorum. Bir kötülüğün karşılığı kötülük olmamalı ama elbette herkes kendi kişiliğine göre davranıyor. Şiddet gösteren polisler kötü diye nasıl ki bütün polisler kötü olmuyorsa bir vekil kötü diye diğerleri de kötü olmuyor. Benim desteğim barış siyasetinden yana. Elbette ülkenin şartları herkesin sinirini yükseltirken tahammülünü azaltıyor o yüzden bizlerde barış değil mahalle siyasetine alıştık. Böyle halka böyle siyasetçiler diyorum. Halk çok mu iyi ki vekiller iyi olsun? Neticede o halkı temsil etmek için oradalar ve bence gayet başarılılar. Bir şey üretmeyen, tembel, öfkeli ve cahil bir halkı %51’in vekilleri gayet güzel temsil ediyor. Önümüzdeki seçimlerde sizce daha iyi seçimler yapabilecek miyiz? Belki önce kendimizi düzeltirsek polisi, siyasetçiyi de düzeltiriz ne dersiniz? Gelin artık öfke kontrolü yapmayı, internet okuryazarlığımızı, ayrımcılık yapmamayı ve empati yapmayı deneyelim. En azından bir haftalık insanlık öğrenme detoksuna benimle var mısınız? Küfür yok, şiddet yok, ayrımcılık yok, her okuduğumuz habere inanmak hiç yok. Denemekten ne çıkar?