Kadına eğitim ve istihdam olanağı sağlamak için kadınlar tarafından hazırlanan bir proje Bayburt’ta hayata geçiyor. Kadınlardan oluşmuş bir girişim, kadınlar için ve kadınlar tarafından bir eğitim ve üretim merkezi kuruyor: Baksı Hüsame Köklü Kadın Eğitim Merkezi. Baksı deyince aklınıza hemen Hüsamettin Koçan geldi tabii. Bayburtlu Hüsamettin Hoca, asla doğduğu yeri, köyünü ve kentini, anasını ve yöresinin kadınlarını unutmadı, unutturmuyor. Köyüne Baksı Müzesi’ni kurup içinde sergilediği sanat eserlerine gösterilen yoğun ilgi ile dünyanın ağzını açık bıraktığından beri kafasında yeni projeler. Diyor ki “Bizim köylerin kadınları üretkendir, çalışır, ürettiği için de söz sahibidir. Ama köyleri bitirdiler. 4 + 4 bitirdi en çok da. Herkes çocuğunun peşinden okula gitsin diye köyden çıktı, şehre taşındı. Şehir dediğin de büyük kasaba çoğu yerde. Ve orada kadın eve kapandı, üretemez oldu. Eğitim ve istihdamdan uzaklaştı. Kadını tekrar üretim ağına sokmak, eğitmek ve söz sahibi yapmak gerek.” [caption id="attachment_254725" align="alignnone" width="683"] Melkan Gürsel, Hüsamettin Koçan, Rana Tabanca[/caption] Bayburt’ta kadın için Prof. Dr. Hüsamettin Koçan’ın şehri Bayburt, bugün 80 bin nüfuslu bir büyük kasaba. Üreten nüfusun neredeyse tamamı erkek. Kadının üretime katkısı yüzde 20’lerde. Hüsamettin Hoca, kadını şucu, bucu, şöyle giyiniyor, böyle yaşıyor diye hiçbir ayırım yapmıyor, sadece üreten ve işlevselliği olan, bunu da kendi belirleyen kadını hayal ediyor. Bunun için geliştirilen eğitim ve üretim merkezinin arazisini Hüsame Köklü hibe etmiş. Projeyi çizmek için Tabanlıoğlu Mimarlık Kurucu Ortağı mimar Merkan Gürsel gönüllü olmuş. Gidip yöreyi ve araziyi inceleyen Merkan Gürsel, daha büyük bir araziye gereksinim duyunca, sırtını Bayburt’un ünlü kalesine dayamış, Çoruh Nehri’ne bakan bir arazi, belediyesinin de katkıları ve hibelerle 8 dönüme çıkmış. Burası için yapılan proje, kentin yerel mimari ve dokusuna uygun, iç avlulu, derslik, atölye, kreş, kütüphane ve kafeteryası, satış merkezleri de olan, yerel malzemeyle tasarlanmış haliyle 2017’de Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen “FUTURE The Architectural Review MİPİM” adlı sergide “Gelecek Proje Ödülü”nü kazanmış. Merkan Gürsel projesini “Anadolu’nun geniş aile evlerinde olduğu gibi her bireyin müstakil davranabildiği veya bir arada olabileceği geçişken mekan anlayışıyla tasarladığını ve odağında ortak üretim olduğunu” anlatıyor. GİRİŞİM KURULU’NDA KADINLAR VAR Projenin Girişim Kurulu Başkanı Rana Erkan Tabanca. Eskişehir OMM Müzesi’nin de Baksı’yı örnek aldığını anlatan Rana Erkan, proje için çok heyecanlı. Kurucu ekip, tamamen kadınlardan oluşuyor ve kadınlara gelecek sağlamayı amaçlıyor. Girişim Kurulu’nda Oya Koçan, Emine Tusavul, Gülsün Sağlamer, Melkan Gürsel, Didem Duru, Bilge Zeren, Neşe Aktan, Aslı Germen, Jülide Ateş, Banu Çarmıklı, Müge Sevil ve Sedefhan Oğuz’un olduğu ekip, şimdiden Bayburt’taki mevcut kadın kooperatifleri ile çalışmaya başlamış bile. Açılacak atölyeler içinde Ehram, kilim, dikiş, boyahane, el sanatları gibi yerel sanatları da destekleyecek işlikler var. Buralarda üretilecek işler için tasarımcı ve sanatçılardan da yararlanılacak. Tabii ki dersliklerde ihtiyaç olan okuma yazmadan tutun da bilgisayar okur yazarlığına kadar kurslar açılabilecek. Üretilen ürünlerin sergileme ve satış olanağının da sağlanacağı merkez için her türlü desteği sağlamak üzere basın toplantısına çağrılı kadın gazeteciler de tanıtım elçiliğini üstlenecek. NAKİT VE MALZEME DESTEĞİ Israrlı sorular üzerine projesi hazır olan merkezin makette kalmayacağı, temelinin en kısa zamanda atılacağı, geriye nakit ve ayni desteklerin sağlanmasının kaldığını söylemek mümkün. Taştı, demirdi, çimentoydu, fayanstı, artık kim ne verecekse el birliğiyle iş kotarılacak. Hüsamettin Koçan, kimse yardım etmese bile varımız yoğumuz neyimiz varsa koyar bitiririz, diyecek kadar da gözü kara! Ama yalnız kalmayacağını da bal gibi biliyor! Merkezin pek özgün olan logosu, Bayburt’un geleneksel el dokuma kumaşı Ehram desenlerinden alınan ilhamla tasarlanmış, desenin adı ise “Hanım Eli”. Logo, kadına, emeğine ve el işçiliğine saygı sembolü niteliğinde. BİTSİN DE GİDELİM Bir an için gözümü kapatıp düş kuruyorum: Melkan Gürsel’in harikulade tasarımı inşa edilmiş, yapı bitmiş, Girişimciler Kurulu atölyeleri hayata geçirmiş, kitaplar yollamışız, kütüphane dolmuş, yöre kadınları heyecanlanmış, çocuklarını alıp gelmiş, kreşe teslim etmiş; kimi kursa giriyor, kimi atölyeye, kimi öğreniyor, kimi üretiyor. Çay molalarında Hayat’ta buluşup sohbet ediyorlar. Biz bir grup gazeteci onlarla röportaj yapıyoruz, ürettikleri işleri görüyoruz, tesisi geziyor, pek beğeniyoruz. Bayburt Bayburt olalı böyle güzel bir girişim görmedi diyoruz! Hüsamettin Hocaya sarılıp teşekkür ediyoruz. Sergiyi geziyor, üretilen Hanım Eli el işlerine hayran oluyor, ufak tefek hediyelikler satın alıyoruz. Bu girişim örnek oluyor, başka illere de açılıyor. Rana Tabanca bizi yine toplayıp anlatıyor. Ne güzel olmaz mı? Olur! Hadi İMECE’ye o zaman, yapıverelim, bitsin!