Ne yüzde 52 ile yükselen uygar bir toplum olabilirsiniz, ne de kadınları toplumdan uzak tutarak ekonomik başarı elde edebilirsiniz. Hep beraber, el ele olacağız. Yaşasın Kadınlar! Evet, çok sevindik, çünkü sevinmeye ihtiyacımız vardı! Yobazlara kadınlardan smaç böyle olur; Ebrar’la Vargas’ın başarısı, öteki sporculara saldırmaktansa bunlara saldırmak daha kolay diye milli takımda LGBT istemiyoruz, aile yapımız çökecek çığlıklarına yol açtı! Ne komiksiniz, sonunda Reis duruma el attı da ne dediği de pek belli olmadı, çünkü hem nalına, hem mıhına! Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan, bir tweet attı, hepimizin aklı karıştı, bana mı söylüyor? Yoksa onlara mı söylüyor? İlk cümle bana değil: “Kültür-sanat gibi, spor gibi hepimizi müşterek değerlerimiz, sevinçlerimiz, gururlarımız etrafında birleştirmesi gereken alanları ne yazık ki bozgunculuk aracı hâline getirmeye kalkanlar olduğunu görüyoruz.” Ebrar gibi as bir oyuncuya hakaret edenlere söylüyor herhalde. Otobüste “bizi lezbiyen yapamayacaklar!” diye histeri krizi geçiren teyzeye söylüyor değil mi? “Otobüslerde, metrolarda, mağazalarda, yolda insanlarımızı taciz etme noktasına varan küstahlıklarla daha çok karşılaşmaya başladık.” Burada iş karıştı. Otobüste histeri krizi geçiren teyze değil burada muhatap, metroda tesettürlü bir kadına başı açık bir kadın laf etmiş, orada bir genç adam kıyameti koparmış, onun annesi de çarşaflıymış. Sanki o kast ediliyor. Devam edelim: “Bu ülkeyi bir avuç azınlığın malı, bu milleti de aynı azınlığın kölesi olarak gören müstekbirlerin devri çoktan kapanmıştır.” Müstekbir: “Kendini üstün ve büyük gören ve hakka saygısızlık eden” demekmiş, istikşafı gibi kafa karıştırmak için arayıp bulunmuş bir sözcük. Şimdi seçimi kaybettiğimize, onlar çoğunluk biz de azınlık olduğumuza göre bize diyor. “Herkes, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun olmasın tüm bireylerin var olma, yaşama ve kendini ifade etme hakkına ve oy tercihlerine saygı göstermek mecburiyetindedir. Kendi özgürlük alanını diğerlerinin haklarının eşiğinde sınırlamayı bilmeyen faşist zihniyet hem milletimiz nezdinde hem yargı önünde hesap vermeye mahkûmdur “ Burada hepimize diyor! Ben öyle anladım? Ya siz? Nasıl anladınız? Üzerinize mi alındınız, yoksa bazı arkadaşlarım gibi “Balkon konuşması yapıyor, seçim öncesi yumuşatıyor!” gibi iyimser yorumlar mı yapıyorsunuz? Hatta ben de önce öyle sanıp beğeni bile yaptım ama sonra yok canım, yine bize ayar veriyor dedim, geri alacağım like”ımı. Ona da çok fifi ya!
Bakın ibadet de kabahat de gizli olur, ne namaz kılıyorum diye şov yapın, kılıyorsanız sizin bileceğiniz iş, ne de insanları cinsel tercihleri yüzünden linç edin. Herkesin özel hayatı kendine, milli başarıları bize yazar!
MİLLİ BİR SEVİNÇ HARAM MI BİZE? Evet milli takımın Avrupa şampiyonu olduğu bir spor karşılaşmasını da birbirimize çamur atma vesilesi yapmış bir toplum olduk ya. Bir kere halk memnun, Siirt’te bile alanlara ekran konuldu da herkes elinde bayrak izledi maçı. Ebrar’ı da Vargas’ı da bağrımıza bastık, şahaneler, onlar olmasa affedersiniz, nah kazanırdık, Vargas, tek başına 41 sayı yaptı, iki set demek! Tabii ki kızlarımızın hepsi as sporcu, Gizem, yerlerde süründü, her topa atladı. Kaptan harika, Zehra güzel bir kere! En milli olan ise İtalyan antrenörümüz! Bizden çok sevindi! Peki bu sevinci paylaşmak yerine niye turp sıkıyorlar? Çünkü bu başarı, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kadınlara açtığı özgürlük ve başarı yolunun sonucudur! Türkiye bir İslam cumhuriyeti olsaydı bu başarı olmazdı? Şeriat kadınların sadece başını değil, hayatını karartır! Bakınız Afganistan’a Taliban yönetime gelir gelmez kız çocuklarına eğitimi kapattı, insan olmayı bile yasakladı, kızlar isimlerini bir erkeğin ardından söyleyebiliyor ancak, Ahmet’in kızı Leyla gibi, sokağa da yanlarında erkek olmadan çıkamıyorlar, çıktıkları zaman da Burka denilen o poşet içinde! CUMHURİYETİN KAZANIMI Cumhuriyetin 100. Yılını kutlamaya hazırlandığımız şu günlerde kız çocuklarını evlerinden çıkarıp okula, köy enstitülerine, mühendis mekteplerine sokan Atatürk’ün ileri fikirleridir. İdil Biret, Suna Kan gibi dahi çocukları özel bursla yurt dışına yollayan, Semiha Berksoy gibi sanatçıları sahneye çıkaran bu zihniyettir. Keriman Halis’i Dünya Güzellik Kraliçesi yapan da. İlk kadın sporcuları da Fenerbahçe Kulübü desteklemiş, takım kurmuş. Sinan Meydan’ın Cumhuriyet’teki yazısından öğreniyoruz: Sabiha Rıfat Gürayman ilk kadın voleybolcumuz, kadın takımı olmadığı için erkeklerle birlikte oynamış, lakabı “Uçan parmaklar” imiş! Uçan parmaklardan Filenin Sultanlarına böyle gelinmiş. Fenerbahçe Hanımlar Takımı da kurmuş, Sabiha Hanım kaptanı olmuş. Medeni Kanun’la kadın erkek eşitliği sağlandıktan sonra 1926’da kadın atletlerimiz sahaya inmiş, sonra da tenisçi, yüzücü ve kürekçilerimiz! 1934’de kadın yüzücülerimiz Ruslarla yarışmış. Bunlar hep laik Cumhuriyetin sonuçları. MİLLET YERİNE ÜMMET Ama hedefi Türk İslam Cumhuriyeti’ni kurup ümmeti toparlamak olan AKP iktidarının 22 yıllık icraatı sonucu, voleybolcularımızın Avrupa Şampiyonluğu’nun estirdiği milliyetçilik rüzgârı rahatsız etti? Ebrar niye öyle değil de böyleymiş? Sana ne? Milli Takıma girmesinmiş. Boş yapma Abdülhamit cevabını verdi, Osmanlıcılar kıyameti kopardı vay sultanımıza laf etti diye. Ona laf eden adamın adı Abdülhamit? Siz çocuklarınıza son 20 yıldır böyle isimler koyuyorsunuz çünkü? Adamın adı Kemal olsa, Ebrar “Boş yapma Kemal!” yazacaktı da biz ayağa mı kalkacaktık? Hiç üzerimize alınmayacaktık.
Şimdi sıra Saraya kabul edilme? Reis onları kabul edecek, ellerini mi sıkacak, Saygıdeğer Hanımefendi Emine Hanım kabulde bulunacak, kızlara sarılacak mı? Meraktayız efendim, teyzeler de biz de!
LEZBİYENLİK KORKUSU! Teyzeme ne olduysa, pazarda filesini dolduramadı herhâlde, filenin sultanı teyzem, ekonomik krizin öfkesini “Bizi lezbiyen yapamayacaksınız”” diye bağırarak çıkarıyor, Filenin Sultanlarına aklı sıra söyleniyor. Zorla lezbiyen olunmuyor bir kere, üzülme. Ama böyle erkek erkeğe yaşama, zikir çekiyoruz adı altında dans edip şarkı söyleyerek tuhaf buluşmalar, cin çıkartıyoruz deyip hocaların önünde göbek açıp istismara maruz kalma, şeyh şıh bozuntularına gidip bademleme, karısını, anasını da bademlesin diye götürme, bunlar sizde var, bizde değil! Bakın ibadet de kabahat de gizli olur, ne namaz kılıyorum diye şov yapın, kılıyorsanız sizin bileceğiniz iş, ne de insanları cinsel tercihleri yüzünden linç edin. Herkesin özel hayatı kendine, milli başarıları bize yazar! Ne yüzde 52 ile yükselen uygar bir toplum olabilirsiniz, ne de kadınları toplumdan uzak tutarak ekonomik başarı elde edebilirsiniz. Hep beraber, el ele olacağız. Yaşasın Kadınlar! Evet, çok sevindik, çünkü sevinmeye ihtiyacımız vardı! Türkiye’ye böyle bir başarı tattıran kadınlarımıza da yurda dönerken bir uçak tahsis etmediğiniz de gözümüzden kaçmadı! Şampiyonluk parası 500 bin Avroydu! Brüksel İstanbul tarifeli sefer, ekonomi klasta getirttiniz onları, bu da size ahımız olsun! Şimdi sıra Saraya kabul edilme? Reis onları kabul edecek, ellerini mi sıkacak, Saygıdeğer Hanımefendi Emine Hanım kabulde bulunacak, kızlara sarılacak mı? Meraktayız efendim, teyzeler de biz de!