Konumuz dış ticaret, çünkü haftanın gündeminde Türkiye ve Rusya arasındaki enerji ticaretinin Ruble üzerinden yapılmasına yönelik tartışma var.
Uluslararası ticarette ticareti kendi para birimi ile yapabilen ülkeler diğerlerine göre önemli avantajlara sahiptirler. Bu avantajlar içerisinde en önemlisi ithalat yapabilmek için döviz bulma zorunluluğunun olmaması, ikincisi ise ihracatçılarınızın ithal girdi temininde kur riskinin görece düşük olmasıdır.
Öte yandan uluslararası ticareti kendi para biriminizle yapsanız bile dış açıklarınızın çok fazla olması karşısında para biriminizin değer kaybetmesi ve ticaretin sizin için daha maliyetli olması kaçınılmaz bir durum olarak karşımıza çıkacaktır.
Breeton Woods sisteminin en önemli eleştirisi dolara kazandırdığı statüydü evet ancak diğer yandan sistemin yıkılışının en önemli nedeninin ABD’nin devasa dış açıkları olduğu da unutulmamalıdır.
Bu durumda elimizde iki önemli bilgi kalıyor;
- Dış ticarette kendi para biriminle ticaret yapabilmek avantajdır.
- Sürekli dış açık vermek ülke para biriminin değerini diğer para birimleri karşısında erozyona uğratmakta ve ticaret hadleri o ülkenin aleyhine dönmektedir.
Bu haftaki yazımın konusunun dış ticaret olmasının nedeni ise Türkiye ve Rusya arasındaki enerji ticaretinin Ruble üzerinden yapılmasına yönelik tartışmanın haftanın gündeminde yer bulmasıdır.
Öncelikle Rusya toplam ithalatımız içinde %14 pay ile en fazla ithalat yaptığımız ülke konumundadır. Rusya’nın arkasından %11 pay ile Çin gelmektedir. Yani toplam ithalatımızın %35 kadarını Rusya ve Çin karşılamaktadır. Buna karşılık Türkiye’nin toplam ihracatında ilk beş sırada olan ülkeler arasında Rusya ve Çin yer almamaktadır.
Küresel ekonomide yaşanan gelişmeler Türkiye’nin dış ticaretine ilişkin bir başka olumsuz gelişmeyi de ortaya çıkartmıştır. Fed faiz artışları ve Rusya-Ukrayna savaşı karışışında Euro Bölgesinde stagflasyon endişelerinin artması Euro’nun Dolar karşısında değer kaybetmesine yol açmıştır.
Türkiye için bu durum dış ticaret hadlerinin daha da bozulmasına yol açmaktadır. Şöyle ki; Türkiye ihracatını büyük ölçüde Euro, ithalatını ise yine büyük ölçüde Dolar birim üzerinden yapmaktadır. Bu durumda Euro’nun değer kaybetmesi ithalatın maliyetini artırırken ihracat gelirlerimizi azaltmaktadır. Dolayısıyla ithalatta Dolar bağımlılığının azalması bize avantaj sağlayabilir.
İthalatta dolar bağımlılığının azalması bize avantaj sağlayabilir. Ancak burada tartışmaya konu para birimleri açısından bazı sorunlar bulunmaktadır. Öncelikle ruble ambargoya konu olmuş bir ülkenin para birimidir.
Daha açık olarak ithalatımızın %35 kadarını oluşturan Çin ve Rusya ithalatının Yuan ve Ruble üzerinden yapılması ithalatta Dolar bağımlılığını azaltabileceğinden Türkiye için avantaj yaratabilir görüşü ön plana çıkmaktadır.
Ancak burada tartışmaya konu para birimleri açısından bazı sorunlar bulunmaktadır. Öncelikle Ruble uluslararası ödeme sisteminden çıkartılmış ve ambargoya konu olmuş bir ülkenin para birimidir. Rusya ile Ruble üzerinden yapılacak finansal ilişkiler ambargo koşulları delinmedikçe sorun yaratmayacaktır. Buna karşılık böyle bir risk her zaman vardır. Bu durumda zaten yüksek dış borç stoku ve cari açığı bulunan Türkiye’nin yüksek ülke primi nedeniyle daha artan borçlanma maliyetine bir de dövize erişim konusunun eklenmesi ödemeler dengesi krizi ile karşı karşıya kalmamıza neden olabilecek önemli bir tehdittir.
Bu konuda ikinci önemli sorun Türkiye’nin Rusya karşısındaki dış açıkları ve Rubleye erişim konusudur. Bu konuda iki öneri vardır. Birinci öneri Bartu Soral hocanın Rusların Türkiye’de Ruble üzerinden harcama yapmasına dayamaktadır. İkinci öneri ise Menekşe Yılmaz hocanın sosyal medya hesabında yaptığı Rusya’nın enerji ithalatı için Türkiye’ye kredi sağlamasıdır. Her iki öneri ile ilgili linkleri aşağıda paylaşılıyorum. Ben Menekşe hocanın önerisinin daha makul ve daha az riskli olduğunu düşünmekteyim. Zira Rusların TR’de Ruble harcaması Dolar gelirlerimizi azaltacağından turizm işletmeleri için ilave kur riskine de neden olabilecektir.
Diğer yandan Çin para birimi Yuan rezerv para birimidir. Her hangi bir ambargonun tarafı değildir. Ayrıca Çin öncülüğünde bir kalkınma bankası da vardır. Yani Yuan’a erişim daha kolaydır. Uluslararası takas işlemlerinde de kolaylık sağlayabilir. Bu bağlamda Türkiye, Rusya ve Çin arasındaki ticaretin Yuan üzerinden yapılması ve Yuan bölgesi oluşumu görece daha az risklere sahip olabilir. Bu konunun tüm yönleri ile tartışılmasını gerekli görmekteyim.
---
Linkler:
Menekşe Hocanın Önerisi:
https://twitter.com/meeeeenekseee/status/1556611764967571459
Bartu Soral Hocanın Önerisi
https://twitter.com/BartuSoral/status/1555823771306659842
TUİK ticaret verileri:
https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Dis-Ticaret-Istatistikleri-Haziran-2022-45541