AKP’ye oy veren Kürtlerin bir kısmı AKP’li Türk seçmenlere kıyasla CHP’ye zannedildiği kadar uzak değil. HDP çizgisinin dışındaki Kürtler açısından CHP bir seçenek olarak ortaya çıktı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve CHP çizgisindeki partilerin, 1946’da çok partili hayata geçilmesinin ardından Kürtlerden aldığı oylar sağ partilerin aldığı oyların gerisinde kalmadı. Ancak Kürt solunun CHP çizgisinden ayrılması ve CHP’nin 90’ların ortasından itibaren kendisini devletle özdeşleştirmesinin ardından Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki oyları dipleri gördü. 2007 seçimlerinde Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Erzincan ve Ardahan illerindeki 6 vekil hariç Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi illerinde CHP tek vekil bile çıkarmadı. CHP 2 bölgedeki vekil çıkaramadığı 18 ilde aynı zamanda çok düşük oylarda kaldı. Bu yüzden de Türkiye çapındaki referandumlara 2018’de HDP ile birlikte savunduğu “Hayır”a kadar geride başladı ve daima kaybetti.
2000’lerin ilk 10 yılında Kürtler, Türkiye ortalamasına göre daha dindar, Türk milliyetçiliğine uzak bir kitle olarak CHP politikalarına yabancılaştılar. 2000-2010 arasında Türkiye gündemini meşgul eden Kuzey Irak, Irak Kürdistan’ı meselesinde de AKP ile CHP’nin tavırlarındaki farklılık bölgedeki seçmenin CHP’den uzaklaşmasına vesile oldu.
CHP’DE KILIÇDAROĞLU DÖNEMİ
2010 senesinde CHP Genel Başkanlığına Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelmesiyle başlayan süreçte Kürt seçmene ulaşmak adına kısa ve uzun vadeli çeşitli adımlar atıldı. Uzun süre Diyarbakır Barosu başkanlığı yapan Sezgin Tanrıkulu 2011 seçimlerinde İstanbul’dan vekil yapıldı. 2011, 2015 ve 2018 seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde CHP oylarında kayda değer bir artış gözlenmedi. Her ne kadar ittifak sistemi sayesinde CHP 2018 seçimlerinde Urfa ve Elazığ’da uzun zaman sonra vekil çıkarmış olsa da oy oranındaki artış kayda değer seviyelere ulaşmadı. Öte yandan CHP’nin Kürtlere yaklaşmasını sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde aldığı oylarla ölçmek de eksik olacaktır. İktidarın ilk 10 yılında AKP’nin kurduğu hegemonya sadece kendisinin %50’lere yaklaşan oyundan ibaret değildi. AKP, CHP dışındaki, toplumun %25’ini oluşturan muhalefetin de fiilen CHP’nin önünde ikinci partisi olmayı başarmıştır. Bu durumda 2007 ve 2010 referandumlarında AKP’nin hegemonyasını ve açık farklı galibiyetlerini doğurmuştu.
CHP Kılıçdaroğlu döneminde ise kendi oylarını çok çarpıcı oranlarda arttıramamış olsa da oluşturduğu sempati sayesinde 2017 referandumunda ilk defa AKP ile Türkiye çapında kafa kafaya yarışmayı başarmıştı. 2015 Seçimlerinde HDP’nin bağımsız adaylar yerine parti olarak sandıklara gitme ve %10’u aşma çabasına AKP’nin muhtemel bir meclis çoğunluğunu engellemek adına büyükşehirlerdeki CHP seçmenlerinden gelen destek ise uzun zamandır toplumsal yelpazenin farklı yerlerine konumlandırılmaya çalışılan CHP ve HDP seçmenlerinin gerçek hayattaki temasını da göstermesi açısından önemliydi. Zaten belki biraz da bu destek sayesinde 2019 yerel seçimlerinde HDP büyükşehirlerde CHP adaylarının karşısında aday göstermediği zaman HDP’nin seçmenleri CHP adaylarına destek verme konusunda tereddüt etmediler.
ANKETLER
Türkiye’deki tüm seçmen grupları gibi Kürt seçmenlerin de tercihleri de sadece tek bir parti ile sınırlı değil. Kendisini Kürt olarak tanımlayan seçmenlerin tüm anketlerde, son 20 yıl boyunca HDP’nin yanında en çok teveccüh gösterdikleri parti ise AKP oldu. Türkiye’nin genelinde yapılan araştırmalarda seçmenlerin dindarlıkları ile AKP seçmenliği ihtimalleri arasında doğru, CHP seçmenliği olasılıkları arasında ise ters orantılı bir ilişki olduğu söylenebilir. Ancak bu ilişkilendirmeler Kürtlerin oy verme davranışlarını açıklamak konusunda; Türklerin oy verme davranışlarını açıklamalarından daha zayıf kalırlar. Kürtlerin oy verme davranışlarında dinden önce Devlet ve Kürt kimliği arasında kurdukları ilişki rol oynar. 2023 Genel Seçimlerine giden süreçte, Rawest Araştırmanın yaptığı Mardin, Şanlıurfa, Van ve Diyarbakır’ı kapsayan araştırması gündem oldu.[1] Araştırmaya göre 2018’de bu dört ilde CHP’nin oyu %2,7’den %9,8’e çıkmış durumda. Anketin en çarpıcı verisi ise AKP’nin bu 4 ildeki oy oranının %34,7’den %23,8’e düşmüş olması.[2] Bu 4 il ve kendi farklı dinamiği olan Kars ile birlikte yüksek nüfuslarıyla CHP’nin olası oy artışının vekil sayısında değişikliğe gelecek hemen gelecek seçimlerde dönüşebileceği seçim çevreleri.
OY ARTIŞININ SEBEPLERİ NELER?
Türkiye ortalamasına göre daha az eğitimli, dar gelirli Kürt seçmen açısından verdiği oyun değeri büyük. Bu açıdan Kürtlerde stratejik oy verme gayet sık ve yoğun olarak kullanılan bir yol. Kürtlerin devletle ilişkilerinde de verdikleri oyun yeri, Kürt olmayanlara göre çok daha fazla tanımlayıcı. AKP’ye oy veren Kürt seçmenin bir kısmı ise AKP’li Türk seçmenlere kıyasla sosyal ve politik olarak CHP’ye zannedildiği kadar uzak değil. Kemal Kılıçdaroğlu’nun potansiyel bir Cumhurbaşkanı adayı hatta Cumhurbaşkanı olarak kendisini öne çıkarttığı bu günlerde, HDP çizgisinin dışında kalan Kürt seçmenler açısından CHP bir seçenek olarak ortaya çıktı. HDP dışı Kürt seçmenler AKP-MHP ittifakından duydukları rahatsızlık ve ekonomik krizin de etkisiyle kendilerine yeni adresler aramaya başladılar.
Kürt seçmende büyük potansiyeli olan DEVA, Türkiye genelinde beklenen oy oranlarına ulaşamadıkça bölgede de geride kaldı. Buna karşın CHP’nin birinci parti olma ihtimali, AKP’li Kürt seçmenin CHP’yi seçmesini kolaylaştırdı.
Bu seçmen grubunun adres arama sürecinde büyük potansiyeli olan DEVA Partisi son 2 senenin sonunda Türkiye genelinde beklenen oy oranlarına ulaşamadıkça Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde de geride kaldı. Buna karşın son yıllarda AKP ile CHP arasında Türkiye genelinde kapanan makas, CHP’nin birinci parti olma ihtimali, AKP’li Kürt seçmenin CHP’ye oy vermeyi seçmesini kolaylaştırdı. Bu süreçte CHP’nin Oğuz Kaan Salıcı ile Doğu Masası çalışmaları, yerel yapılarla CHP arasındaki temaslar da AKP’li Kürt seçmenin CHP’ye akışını kolaylaştırdı. CHP ile HDP arasındaki eskiye göre yumuşamış ilişki farklı bir noktaya, AKP’li Kürtlere etki etti de denebilir.
SONUÇ
CHP ile Kürt seçmen arasındaki uzaklık kolay kapanır bir uzaklık değil. Kürt Meselesi de güzel sözler, iyi niyetler ve kişisel samimiyetlerle halledilemez. Ancak uzun vadede Türkiye’de kalıcı bir iktidar kurmanın yolunun Kürt Meselesine dair bir anlayışı ortaya koyabilmekten geçtiği de açıktır. Türkiye’nin son 110 senesine bakıldığında iktidarı, Kürt Meselesinde inisiyatif alan yapıların ele geçirdiğini görmek zor değildir. Kılıçdaroğlu’nun ortaya attığı ve ardı yeterinde doldurulamamış “Helalleşme” söylemi belki bu seçimin olmasa da 2028’lerin Türkiye’sinin gündemi olabilir. 2022’de mütevazı görünen oy artışları, 2030’daki bir dönüşümün ilk işaretleri olabilirler.
---
[1] https://www.politikyol.com/kurt-secmenlerde-oyu-en-cok-artan-lider-kilicdaroglu/
[2] https://twitter.com/RawestResearch/status/1553314279083974656
Yorumlar
Popüler Haberler
Atatürk Havalimanı Katliamı: Ağırlaştırılmış müebbet alan IŞİD'liler tahliye edildi
'Ölünce beni kim yıkayacak?': TRT'nin reklam panoları tepki topladı
Komisyonda mikrofonlar açık unutuldu: 'Çok yanlış yaptı Bakan Hanım'
AK Partili Belediye Başkanı, AK Parti ilçe başkanını Ülkü Ocakları üyelerine dövdürdü
Bakan Fidan: HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu
İstanbul'da deprem meydana geldi