Araştırma verilerinden çıkarılabilecek en temel sonuçlardan biri, AKP’nin oy kaybetmeye devam edebileceği, önümüzdeki dönem Türkiye parti sisteminde 90’ların 2.yarısındakine benzer bir oy ve sandalye parçalanması, oy oynaklığı yaşanma olasılığıdır. Kamuoyu araştırmaları kamunun belirli konular hakkındaki görüş, düşünce, eğilim, kanaat, tutumlarını inceleyen, bu yönüyle kamunun sesi olarak nitelendirilebilecek yoklamalardır. Bilimsel yöntemin kurallarına sadık kalınması koşuluyla, araştırmalardan elde edilen bulguları araştırmanın yapıldığı tarihlerde mercek altına alınan konuyla ilgili çekilen  fotoğraf kareleri olarak düşünmek yanlış olmayacaktır. Siyasal nitelikli kamuoyu araştırmaları da seçmenin siyasal tercihleri, eğilimleri v.b hakkında bilgi sahibi olmamıza yardımcı olan başucu kaynakları olarak görülebilir. Genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça medyaya yansıyan kamuoyu araştırma bulguları artmakta. Genel seçime yönelik parti tercihleriyle potansiyel Cumhurbaşkanı adaylarına yönelik seçmen destekleri kısmen araştırma yapan kuruluşların yöntemleri, kısmen de yakın oldukları siyasi taraflara göre belirgin ölçüde farklılaşabilmektedir. Örneğin, bir araştırma şirketinin Eylül 2021 siyasi eğilimler araştırma bulgularında AKP’ye yönelik destek yüzde 39 iken, bir diğerinde yüzde 24,1’e kadar düşmektedir. Iki araştırma şirketinin bu örnekteki bulgu farkı araştırmaların hata payı, güven düzeyi sınırları içinde değerlendirilemeyeceği gibi, bazı araştırmalarda ya ciddi yöntemsel hatalar ya da manipülasyonlar olduğunu düşündürtmekte.  Bu yazıda araştırma kuruluşlarının yarın bir  seçim olsa, siyasi partilere yönelik seçmen desteği bulguları referans alınarak, araştırmaların yapıldığı Eylül 2021’de nasıl bir parlamento aritmetiği oluşabilirdi sorusuna farklı senaryolarla yanıt aranmaktadır. Bu amaçla, Eylül 2021’de yapılan farklı 8 araştırma şirketinin partilere yönelik seçmen desteğinin ortalamasından yola çıkarak bir değerlendirme yapılmaktadır[1]. [1] Eylül 2011 araştırma bulgularının ortalaması 8 araştırma kuruluşlarının verileri dikkate alınarak hesaplanmıştır: Avrasya, Konda, Optimar, ORC, Sosyo-Politik Araştırma, Yöneylem, Metropoll, İstanbul Ekonomi Araştırma. https://tele1.com.tr/secim-sonucunu-dogru-tahmin-eden-sirketin-son-anketi-akp-ve-chp-artik-basa-bas-479662/1/ https://tr.euronews.com/2021/10/12/2023-cumhurbaskanl-g-secimleri-son-anketler-ne-diyor https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/son-secim-anketi-millet-ittifaki-8-puan-onde-6701307/ Oy ortalamalarına göre vekil dağılımı senaryoları şu uygulamadan yararlanarak üretilmiştir. https://www.tahminhesap.com Belirtmek gerekir ki, parti oylarına göre sandalye dağılımı hesaplamasının parti il oylarına göre yapılması ülke ortalaması oylarına kıyasla daha sağlıklı çıkarsamalarda bulunma imkanı verir. Buradaki senaryolar bu kayıt dikkate alarak değerlendirilmelidir. Tablo 1: 8 Araştırma Kuruluşunun Eylül 2021 Verilerine Göre Partilerin Oy Ortalamaları (%) Grafik 1- % 10’luk Ulusal Baraja Göre Partilerin Sandalye Dağılımı (Cumhur ve Millet İttifakından oluşan 2’li Senaryo) 8 araştırma kuruluşunun Eylül 2021 araştırma verilerine göre hesapladığımız partilerin oy ortalamasına göre % 10’lık bir ulusal baraj uygulanması durumunda partilerin sandalye dağılımı yukarıdaki grafikte gösterilmektedir. Bu tür bir oy dağılımında Cumhur İttifakı 326, Millet İttifakı parlamentoda 274 sandalye elde ederken, parlamentoya sadece AKP, CHP, İYİ Parti ve MHP girmektedir. MHP ulusal baraj altında kalmasına rağmen, seçim yasasında yapılan değişiklik gereği ittifak oylarının toplamı dikkate alındığı için parlamentoya temsilci sokmaktadır. 24 Haziran 2018 genel seçimine göre Cumhur İttifakının toplam sandalyesi 344’ten 326’ya gerilemekte, AKP 18, MHP 12 daha az milletvekilliği elde etmektedir. Buna rağmen Cumhur İttifakı parlamento çoğunluğuna ulaşmaktadır. Millet İttifakı 2018’e göre sandalye sayısını 85 arttırırken, CHP 38, İYİ Parti 47 milletvekilliği fazla elde etmektedir. HDP % 9,7 ile barajı geçemediği için geçen seçimde elde ettiği 67 sandalyenin kaybedilmesi sözkonusu. Grafik 2- % 7’lik Ulusal Baraja Göre Partilerin Sandalye Dağılımı: (Cumhur ve Millet İttifakından (CHP+İYİ Parti+Demokrat Parti+Saadet P.) oluşan 2’li İttifak Senaryosu) Bu senaryoda parlamentoya AKP,CHP,İYİ Parti, MHP ve ilk senaryodan farklı olarak HDP girerken, Millet ittifakının toplam sandalye sayısı azalmakla birlikte, HDP ile birlikte ele alındığında, Millet İttifakı ve HDP’nin toplam sandalye sayısı 326’ya  ulaşarak, parlamentoda çoğunluğu elde etmekte, Cumhur İttifakı ise 274 sandalyede kalmaktadır. AKP’nin milletvekili sayısı bu senaryoda 48 azalarak 235’e, MHP’nin 4 azalarak 39’a düşmektedir. CHP sandalye sayısı 184’ten 176’ya, İYİ Parti’ninki 90’dan 84’e gerilemektedir. HDP barajın % 7’ye düşürüldüğü bir senaryoda 66 sandalye kazanmaktadır. Grafik 3- % 7’lik Ulusal Baraja Göre Partilerin Sandalye Dağılımı : (Cumhur ve Millet İttifakından (CHP+İYİ Parti+Saadet P+ Demokrat Parti+ DEVA+ Gelecek Partisinden ) oluşan 2’li İttifak Senaryosu   Cumhur İttifakı karşısında 6 partiden oluşan Millet İttifakı bu senaryoda 286 milletvekilliği kazanırken, HDP’nin kazandığı vekil sayısı 61’dir. Millet İttifakı ve HDP parlamentoda toplam 347 sandalyeye ulaşırken, Cumhur İttifakı ise 253 sandalyede kalıyor. Bu senaryoda AKP 218, MHP 35 vekillik alırken, CHP 187, İYİ Parti 95, DEVA 3, GELECEK Partisi 1 sandalye kazanmakta, HDP’nin milletvekili sayısı ise 61’de kalmaktadır. Aynı senaryoda DEVA parlamentoya 3, Gelecek partisi 1 temsilci sokarken, temsil açısından bu senaryo CHP ve İYİ Parti için kazanımı en yüksek, AKP ve MHP için en düşük senaryo olarak dikkat çekiyor. Senaryoya göre oluşabilecek parlamento aritmetiği dikkate alındığında, Cumhur İttifakının 6 partinin biraraya gelmemesi için yürüttüğü strateji ve propaganda daha iyi anlaşılabilir. Grafik 4- % 7’lik Ulusal Baraja Göre Partilerin Sandalye Dağılımı  Cumhur,  Millet İttifakı (CHP+İYİ Parti+Demokrat Parti) ve 3.İttifak’tan ( DEVA+Gelecek Partisi+ Saadet Partisi) oluşan 3’lü İttifak Senaryosu Bu senaryoda DEVA, GELECEK Partisi ve Saadet Partisi’nden oluşan 3.İttifak partileri parlamentoya temsilci sokamadıkları gibi, bir önceki senaryo ile karşılaştırıldığında Cumhur İttifakının sandalye sayısının artmasına, Millet İttifakının ise parlamentoya göndereceği vekil sayısının azalmasına yol açıyor. 6 partiden oluşan Millet İttifakının 286 olan vekil sayısı, seçime 3 partinin 3.İttifak olarak girmesi halinde 254’e düşerken, HDP 5 vekillik fazla elde ediyor, Cumhur İttifakı ise parlamentoya 27 vekil fazla sokarak, toplam 280 milletvekiline ulaşıyor. 8 Araştırma şirketinin Eylül 2021 verilerini dikkate alarak ürettiğimiz oy ortalamalarına göre milletvekili dağılımı senaryoları, Millet ittifakı için en kazançlı ittifakın 6 partinin katılımıyla oluştuğudur. Buna karşılık, Cumhur İttifakı özellikle % 10’luk ulusal barajın devam ettiği senaryoda en fazla vekillik elde etmektedir. Aynı ittifak için en iyi 2.senaryo ise Millet ittifakı dışında AKP’den ayrılanların kurdukları DEVA, Gelecek Partisi ile Saadet Partisi’nin 3.İttifak olarak seçimlere katılmasıdır.  Kanımızca seçim barajının % 7’ye düşürme gerekçesinin ardında bu partileri ya kendi başlarına ya da ayrı bir ittifakla seçime katılmaya özendirme stratejisi yatmaktadır. Kamuoyu araştırmaları yazının  başında da belirttiğimiz gibi, kamunun belirli bir anda, belirli bir konuya ilişkin düşünce, görüş, eğilimleri hakkında bilgilenmeye yönelik olsa da, şartlar çok değişmediği takdirde geleceğe yönelik birtakım çıkarsamalarda bulunmaya imkan tanır. Bu açıdan bakıldığında, araştırma verilerinden çıkarılabilecek en temel sonuçlardan biri, AKP’nin oy kaybetmeye devam edebileceği, önümüzdeki dönem Türkiye parti sisteminde 90’ların 2.yarısındakine benzer bir oy ve sandalye parçalanması, oy oynaklığı yaşanma olasılığıdır. Bu anlamda önümüzdeki dönemde Türkiye parti sisteminde bir istikrarsızlık örüntüsüyle karşılaşma olasılığı gözardı edilmemeli. Parçalanma, seçmen tercihlerindeki oynaklık 90’lı yıllarda parti sistemindeki istikrarsızlığın sistem istikrarsızlığına dönüşmesinde rol oynamış olmakla birlikte, siyasal elitler arasında demokrasi oyununun temel kurallarına dair bir uzlaşma olsa idi, bu istikrarsızlık aşılabilirdi. Mevcut hükümet sistemi değişikliği parçalanma, oynaklığın sistemsel krize etkisini azaltma amaçlı kurgulansa da, bugün Türkiye bir ekonomik kriz ve demokrasi krizi yaşamaktadır. Dolayısıyla sistemi işletebilmek için, kurumsal düzenlemeler kadar, elitlerin ve toplumun değerlerinin istikrarsızlık üretmemeye ne kadar yatkın oldukları önemlidir. Demokratik değerleri her düzeyde içselleştirmeden, birarada yaşamanın formülünün ne olduğuna dair bir mutabakat oluşturamadan atılacak her adım, parti sistemindeki istikrarsızlığın da tetikleyiciliğinde Türkiye’yi yönetilebilir kılmakta zorlanacaktır.